"محزنة" - Translation from Arabic to Turkish

    • acıklı
        
    • hüzünlü
        
    • Kötü
        
    • acı
        
    • durum
        
    • - Üzücü
        
    • Çok üzücü
        
    • hazin
        
    • üzücü bir
        
    Hepinizin anlattığı binlerce acıklı hikaye dinledim. Open Subtitles لقد استمعت لكم كلكم وأنتم تروون قصص محزنة
    Her hangi bir şarkıyı alıp, hüzünlü bir hale dönüştürebilir. Open Subtitles يمكنه أن يأخذ أيّة أغنية و يجعلها محزنة.
    Bu geç saatte geldiğine göre, Kötü haberle dolu olmalısın. Open Subtitles في هذا الوقت المتأخر لا بد أنك تحمل أنباءاً محزنة.
    Buranın acı bir gerçeği, doktor. Yerde yatmak ranzadan daha rahattır. Open Subtitles حقيقة محزنة في الحياة أن الأرض أفضل من الأدوار العالية
    Pek benlik değil. Üzücüden ziyade bunaltıcı bir durum. Open Subtitles هذه ليست مناسبة لى ، هذه كئيبة اكثر من انها محزنة
    - Üzücü bir fikirmiş. Open Subtitles حسناً، هذه فكرة محزنة.
    Bu da bize Çok üzücü bir gerçeği açıklar: Referans değerler yükselebilir ama nadiren düşerler. TED ولعل هذا يفسر حقيقة محزنة جداً: نقاطتك المحددة يمكنها أن ترتفع، ولكن نادراً ما تنقس.
    - Ailemin beni sevmeme nedeni buydu." - Hepimizin acıklı hikayeleri var. Open Subtitles لهذا لم تكن لى عائلتى المودة - نحمل جميعنا قصصا محزنة -
    Bu acıklı bir durum. Open Subtitles نعم , إنها حالة محزنة تحدث في العالم
    Çok acıklı bir hikaye bay Howards. Gönlüm sizden ve ortağınızdan yana. Open Subtitles إنها قصة محزنة جدا يا سيد هارولد
    Tüm bu oyuncuların hikayeleri hüzünlü bitiyor. Open Subtitles كل قصص هولاء الممثلين لها نهايات محزنة
    Gerçekten hüzünlü gözüküyor. Open Subtitles إنها فعلاً تبدو محزنة قليلاً
    Çok hüzünlü. Open Subtitles أنها محزنة للغاية
    Ve bu gerçekten Kötü haber, çünkü plastik tepkimeye giren bir malzemedir. TED و تلك أخبار محزنة لأن البلاستيك مادة غير خاملة
    Oğlunuz hakkında Kötü haberlerim var. Open Subtitles أخشى أنني أحمل معي أخباراً محزنة جداً بشأن إبنكِ
    Arada bir acılarla yüzleşmek Kötü değildir, Ted. Open Subtitles ليس من السيء أن تتحدث عن أشياء محزنة في بعض الأحيان ، تيد
    Burada hayatın acı gerçeği, doktor. Yer, ranzadan daha rahattır. Open Subtitles حقيقة محزنة فى الحياة هنا ان الأرضية أكثر راحة من الأسرّة.
    Size böyle acı bir haber getirdiğim için üzgünüm Bayan Matty. Open Subtitles آسف ,آنسة ماتي أن أبلغك أخبار محزنة كهذه
    Maalesef Kötü bir haberim var. Bugün büyük bir hisse kaybı yaşadık. Ve bu durum kazanç tablonuza doğrudan yansıdı. Open Subtitles للأسف لديّ أنباء محزنة بخصوص خسارة اليوم الهائلة وتأثيرها العظيم على حقيبتك
    - Üzücü ama doğru. Open Subtitles محزنة لكنها الحقيقة.
    Arkadaşın için böyle bir şey yapman çok tatlı. Çok üzücü bir hikayeymiş. Open Subtitles من اللطف أن تقوم بهذا لصديقك إنها قصة محزنة
    Çok hazin bir son. Biri feda ediliyor. Open Subtitles نهاية محزنة للغاية، مصحوبة بالتضحية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more