Tabi çok riskli olduğunu düşünüp beni desteğe boğdukları zamanlar dışında. | Open Subtitles | إلا عندما ترى السلطات أن المهمه محفوفة بالمخاطر بما فيه الكفاية |
Bununla ilgili tek durum, Mars görevinin bir hayli riskli olması. | TED | المشكلة الوحيدة بهذا أن بعثات المريخ محفوفة بمخاطر شديدة. |
Fakat ben bu balıklar işlerini riskli durumlarda nasıl yapıyor anlamak istedim. | TED | ولكن أردت أن أفهم كيف تقوم هذه الأسماك بعملهم في حالات محفوفة بالمخاطر. |
Astrolojiye göre müptezeller için çok vahim zamanlardı özellikle de olabilecek en şanssız açı olan müptezellerin gezegeni Neptün ve berbat sürprizlerin gezegeni Uranüs arasında 90 derecelik açıda doğmuş olan lise çağındaki çocuklar için. | Open Subtitles | هذه أوقات محفوفة بالمخاطر، يتكلمعلمالتنجيمبالنسبةللمدمنين.. بالأخص هؤلاء في سن الثانوية. الذين معظهم ولدوا تحت أسوء زاوية90درجةممكنة.. |
Bu güzel bir şey ama aynı zamanda büyük tehlike. | Open Subtitles | هنالك جمال معيّن فيها... لكنها محفوفة بالخطر أيضًا |
Hallmark okuma kartı gibi tehlikeli bir şeye bırakmışsın kendini. | Open Subtitles | سكارليت .. تعالي هنا أنتي محفوفة بالمخاصر بإرسال كروت حب |
Bu bir ders veya bir kurs değil, Bu bunların hepsi ve üzerine ilave olarak eklenmiş olan yüksek risk değerlendirmesidir. | TED | ليس المطلوب محاضرة، ولا مقرر تعليمي، بل المطلوب هو كل هذا إضافة إلى عملية تقييم محفوفة بالمخاطر. |
Kısacası kozmik yolculuklarımız, hem bilindik hem bilinmedik tehlikelerle dolu olacak. | TED | وباختصار، فإن رحلاتنا الفضائية ستكون محفوفة بالمخاطر سواء المعروفة منها أو المجهولة. |
200.000 yıI önce, kuvvetle muhtemel bunlardan çok az sayıda vardı, böyle riskli bir varoluşla yaşayanlar, bugün olsa, soyu tehlikede olan türler olarak sınıflandırıIırdı. | Open Subtitles | قبل 200،000، يتواجد عدد قليل منهم، يعيشون حياة محفوفة بالمخاطر، لو عاشوا اليوم لصنفوا كنوع مهدد بالإنقراض |
Elimizde bile olmayan bir kayıtla onu tehdit etmek riskli bir blöftü. Bana pek risk gibi gelmedi. | Open Subtitles | تلك كانت خدعة محفوفة بالمخاطر، التهديد بتشغيل تسجيل ليس لدينا حتى. |
riskli bir hareket ama aynı zamanda bazı hataları düzeltmemizi de sağlayabilir. | Open Subtitles | إنه خطوة محفوفة بالمخاطر, و لكن ربما أنها أيضاً تساعدنا بإصلاح بعض الضرر |
Bu çok riskli. Nüfusun kalabalık olduğu bölgelere yaklaşmaktan kaçınmalıyız. | Open Subtitles | محفوفة بالمخاطر , علينا أن نبقي بعيدا عن المناطق المأهوله بقدر الامكان |
Ameliyat oldukça riskli. Başarılı geçeceğini size garanti edemem. | Open Subtitles | العملية محفوفة بالخطر، لا يُوجد ما يضمن لنا بأنها ستنجح. |
Tarrlok ensendeyken Sato malikânesini basmak oldukça riskli bir hamle. | Open Subtitles | مهاجمة قصر ساتو هى خطوة محفوفة بالمخاطر . عندما يكون تارلوك يراقبك |
Evet, riskli bir hareket, kabul ediyorum. | Open Subtitles | أجل، إنها مهمة محفوفة بالمخاطر هذا امر مفروغ منه |
Oldukça riskli güvenliklere ihanet edecek kadar kötü. | Open Subtitles | سئ لدرجة أنه ضاعف القيمة على ضمانات محفوفة بالمخاطر |
Oldukça yüksek riskli bir ameliyat. Bu çocuk daha asistan. | Open Subtitles | هذه عملية جراحية محفوفة بالمخاطر وهوزميلمبتدأ. |
"tehlikeli," "tehditkar," "riskli," or "vahim." | Open Subtitles | "خطير"، "تهدد" "خطرة"، أو "محفوفة بالمخاطر". |
Peki bu "tehlikeli," riskli," "vahim" part? | Open Subtitles | حسنا، ما هو "خطير"، الخطرة "،" محفوفة بالمخاطر "جزء |
Yolculuğunuz uzundu. Pek çok tehlike vardı. | Open Subtitles | رحلتك كانت طويلة، كان محفوفة بالمخاطر. |
Yönetmenlik pozisyonunuz... tehlike ile dolu. | Open Subtitles | محفوفة بالمخاطر |
300 yıl önce, gözü pek bir adam çok tehlikeli bir yolculuğa çıktı, ve asla geri dönmedi. | Open Subtitles | منذ 300 سنة، خرج رجل جريء في رحلة محفوفة بالمخاطر ولم يعد منها أبداً. |
Ama tıbbi olarak gereksiz ve tehlikeli bir ameliyat çözüm değildir. | Open Subtitles | عملية جراحية محفوفة بالمخاطر ليست هي الحل |
tehlikelerle dolu karanlık bir ormanın içinden, yaşam ve ölüm görevine çıkacaksın. | Open Subtitles | خلال غابة مظلمة محفوفة بالمخاطر في مهمة حياة او موت |