Bu kötü günlerinde ona sadık kalan tek kişi annesiydi. | Open Subtitles | أمة هي الوحيدة التي ظلت مخلصة له في سوء حظة |
Bununla, sadık hayvanlarınızı daha çok çalıştırıp daha az yemeleri için sizi cesaretlendiriyorum. | Open Subtitles | مع ذلك, فانا احثكم على ايجاد حيوانات مخلصة تعمل اكثر وتاكل اقل |
Eğer bu gösteride olursam size çok sadık olurum, Mösyö. | Open Subtitles | لو أنني عضواً به أريد أن أكون مخلصة لك يا سيدي |
Janet McKenzie'nin verdiği ifade, büyük bir kayıp yaşamış, sevgili hanımının ölümüne tanık olmuş, sadık, kendini adamış bir hizmetçinin ifadesidir. | Open Subtitles | ثم استمعتم اٍلى شهادة جانيت ماكينزى مديرة منزل مخلصة و قديرة عانت أخطر خسارتين |
Penelope'nin sadık olduğu düşüncesiyle, ona (Penelope),talibi olanları hoşgörmesini söyledi. | Open Subtitles | مع العلم أن بينلوب مخلصة طلب منها أن تكون لطيفة مع طالبي يدها |
Hemen geldim. Bana sadık mı kaldın yoksa kocana yalan mı söyledin? | Open Subtitles | هل ستكونى مخلصة لى أم ستكذبى بوجود زوجك ؟ |
Ama ben kendime söz verdim, uzakta olduğum zaman kocama sadık kalacağım diye. | Open Subtitles | لقد وعدت نفسي انني سأبقى مخلصة لزوجي طيلة فترة غيابي |
Kraliçe size ve Fransa'ya sadık. Sizin için yanıp tutuşuyor. | Open Subtitles | الملكة مخلصة لك و لفرنسا انها تحبك حبا جما |
Dolores, senin gibi sadık bir arkadaşa sahip olduğu için çok şanslı. | Open Subtitles | إن دولوريس محظوظط لأن لديها صديقة مخلصة مثلك |
O kendi isteğiyle seçilmiş, sadık bir hizmetkar. | Open Subtitles | إنها مجندة جيدة ومريدة شبقة وتابعة مخلصة |
Bana özgürlük tanıyordun, ama sana sadık kalmamı bekliyordun? | Open Subtitles | كنت تعطيني حريتي ولكنك كنت تظن أنني سأظل مخلصة لك؟ |
ben sadık değilsin sen sadık değilsin o halde,neden düşman kesiliyoruz | Open Subtitles | أنا لست غير مخلص أنت لست غير مخلصة إذا ، لماذا كل هذا العتاب بيننا ؟ |
Patane çok utangaç bir adam, ve Rosalia'da usandırıcı derecede sadıktır. | Open Subtitles | باتاني كان رجل خجول جداً وكانت روزاليا مخلصة لي بشكل مثير للإشمئزاز |
Peki, bir kadın sadakatsiz olduğunda ne yapmak gerekir? Efendim. | Open Subtitles | حسنا , ما الشخص يفعله عندما المرأة غير مخلصة ؟ |
Kurul başkanının bizlere mücadelemizin ne kadar muhteşem, ne kadar samimi olduğunu söylemesi çok güzeldi. | TED | وما كان رائعًا، أن رئيس المجلس أخبرنا كيف كانت حملتنا مدهشة، وكيف كانت مخلصة أيضًا. |
Kocama çok aşığım ve kendi düşünceme göre de sadığım. | Open Subtitles | حبَي ماركلا، ليس فقط أنا أحبَه لكن بطريقتي أشعر بأنَني زوجة مخلصة هنالك شهوات معتادة فقط لا تعني شيئاً |
İyi bir asker oldum her zaman. Benden istediğin her şeyi yaptım. | Open Subtitles | لقد كنتُ جنديّة مخلصة ولقد نفّذت كل ما طُلب منّي |
Ben seni özlemedim. Aslında iğrenç bir şekilde ihanet ettim sana. | Open Subtitles | أنا لم أشتاق اليك,في الحقيقة .لم أكن مخلصة لك |
Kıçıma tekme yemeden de dürüst olabileceğim yere geri döneceğim. | Open Subtitles | سأذهب حيث أكون مخلصة دون أن أتعرض للأهانة من أحد |
Ama sen buradakilere sadıksın ve onları bırakmak istemiyorsun. | Open Subtitles | لكنك مخلصة لأصحاب هذه الشركة ولا تريدين تركهم |
Müvekkilim, son kocasına bağlı olduğunu ve mutlu bir evlilikleri olduğunu açıkladı. | Open Subtitles | قالت موكلتي أنها كانت مخلصة لزوجها الراحل وأن حياتهما الزوجية كانت سعيدة |
Majesteleri Kraliçe Elizabeth'e... mirasçıları ve haleflerine... kanunlar önünde... sadık kalacağım... ve içten bağlılık göstereceğim... | Open Subtitles | بأنني سأكون مخلصة و احمل كل الولاء الصادق لصاحبة الجلالة الملكة اليزابيث |
Madem sadıksınız neden buluşmadan önce beni uyarmadınız? | Open Subtitles | إذا كنتِ مخلصة للحاكم لماذا لم تبلغينني بالإجتماع قبل حدوثه؟ |
Annene sadakatini anlıyorum ama yarın düğünümde yanımda durmayı düşünür müsün? | Open Subtitles | انا مدرك انك مخلصة لامك هلا جلستي بجانبي في الزفاف غدا؟ |
O nesneler kadının sadakatsizlik yapabileceği bölgeleri hissizleştiriyor. | Open Subtitles | لأن بسببها ستعجز المرأة أن تكون غير مخلصة |