| Brokeback tepelerinde orman işletmesinin belirlediği kamp alanları ve tahsis edilmiş parseller var. | Open Subtitles | الأن في بروكباك حراس الغابة أصبح لهم مخيمات محددة و موزعة حسب التخصص |
| Bu nedenle insanlar komşu ülkelere kaçmaya devam ediyorlar, ve biz onlara çölün ortasında mülteci kampları kuruyoruz. | TED | لذلك يستمر الناس بالفرار للبلدان المجاورة، ونحن نبني لهم مخيمات لاجئين في الصحراء. |
| Uzay kampı sadece havalı çocukların gittiği yerdir. | Open Subtitles | مخيمات الفضاء هى حيثما يذهب الاولاد الرائعون |
| Muhafızlar gittikten uzun süre sonra bile esirler hâlâ savaş esiri kamplarına doğuyorlar. | TED | إن المزيد من المولودين يصبحون أسرى في معتقلات مخيمات الحرب رغم أن الحراس قد ولوا من زمن، |
| Bu tarz şeyler için kamplar var. İncil Kanalında görmüştüm. | Open Subtitles | لديهم مخيمات من أجل ذالك لقد شاهدته علي قناة الانجيل |
| Yüzlerce ve binlerce insan bunlar gibi kamplarda yaşıyor, ve binlerce başka binlercesi,milyonlarcası kasabalar ve şehirlerde yaşıyor. | TED | مئات الآلاف من الناس يعيشون في مخيمات مثل هذه. و آلاف الآلاف، بل الملايين، يعيشون في المدن والبلدات. |
| Nazi ölüm kamplarını unutun, yani, onlar pislikliklerdi. | Open Subtitles | إنسوا أمر مخيمات الموت الخصة بالنازيين أعني, أن هؤلاء الأشخاص كانوا جبناء |
| Bu hazırlık kamplarında, size, bir erkeğe nasıl zevk vereceğiniz öğretiliyor. | TED | في مخيمات التأهيل هذه يعلمونك كيفية إرضاء الرجل جنسيا |
| Pekâlâ, gördüğüm kadarıyla yakınımızda sekiz tane daha kamp bölgesi var. | Open Subtitles | حسنا, حسب ما رأيته هناك 8 مخيمات أخرى قريبة من هنا |
| Mülteci kamp ve topluluklarını, insanların savaşın bitmesini beklerken süründükleri, geçici topluluk birimlerimden ibaret görmemeliyiz. | TED | علينا أن نعتبر مخيمات و تجمعات اللاجئين أكثرمن كونها مراكز سكانية مؤقتة يقبع فيها اللاجئون ينتظرون نهاية الحرب. |
| Bu bölgede bunun gibi 4 tane kamp var. İranlılara ders veriyorum. | Open Subtitles | وهناك أربعة مخيمات من هذا القبيل في المنطقة,أنا أدرس للإيرانيين |
| Maviler sığınma kampları, gönüllü kişiler havadan tespit etmişler. | TED | بالأزرق هي مخيمات اللاجئين التي ألتقطها المتطوعون من الجو. |
| Bu kapalı yolları gösteren eş zamanlı harita hasarlı binalar, sığınma kampları. İhtiyaç duyulan şeyleri gösteriyor. | TED | هذه خارطة فورية تعرض الطرق المغلقة المباني المدمرة، مخيمات اللاجئين. إنها تعرض الأشياء التي تحتاجها. |
| Folkstone'da bir amcan var. Folkstone'da hiç eğitim kampı var mı? | Open Subtitles | لديك عم في فولكستون هل هناك أي مخيمات تدريب في فولكستون ؟ |
| Bu yüzden Suriye'deki ve Türkiye'deki mülteci kamplarına gittim, oradaki aileleri oturup dinledim. | TED | لذا سافرت إلى مخيمات اللاجئين في سوريا وتركيا. و جلست مع العائلات وأصغيت لهم. |
| İnsanları bu "normal"e dönüştürmek için LGBT ya da otistik insanlara özel kamplar var, ve bugün ve zamanda insanların bunu yapıyor olması ürkütücü. | TED | هناك مخيمات للمثليين أو المتوحدين لمحاولة جعلهم طبيعيين. وهذا مخيف إذ أن الناس يحاولون قعل هذا في الوقت الحاضر. |
| Dünya genelinde kamplardaki mültecilerin yaklaşık %80'i kamplarda en az beş yıl kalmak zorunda. | TED | وحول العالم، نحو 80 في المئة من اللاجئين الذين يعيشون في مخيمات يجب عليهم أن يبقوا فيها لمدة خمس سنوات على الأقل. |
| Etrafındaki maden kamplarını görüyor musun? | Open Subtitles | أهذه مخيمات تعدينٍ الـتي تراها في الـجوار ؟ |
| Benim aklımdaki soru ise şuydu, aile eğitmenliği programları savaş bölgelerinde ya da mülteci kamplarında kalan ebeveynler için yararlı olabilir miydi? | TED | والسؤال الذي راودني، هل سيكون برنامج تدريب الآباء مفيداً للعائلات طيلة تواجدهم في مناطق الحرب أو في مخيمات اللاجئين؟ |
| -Hepimiz kampa gönderildik. | Open Subtitles | ولكن أحدهم أبلغ عنا وقاموا بتسليمنا الى مخيمات اللاجئين |
| Heuberg'deki toplama kampından sonra bizi çalışmamız için uydu kampına... yolladılar. | Open Subtitles | بعد معسكر إعتقال هيوبرغ ، أرسلونا للعمل في مخيمات للأقمار الصناعية |
| Bunlar kendi milletlerinin ve çevrelerinin içinden çıkıyor ve Afganistan gibi yerlerdeki kamplara getiriliyorlar | Open Subtitles | انهم مجندين من دولهم او من دول مجاورة و أحضروا الى مخيمات و اماكن مثل أفغانستان |
| Mikrodalgada pişen minik pizzalar ve çocukların sirk kampında özel şoförlük yaptım. | Open Subtitles | انتهى بي الأمر أسخن مصغرات من البيتزا وأصطحب الأطفال إلى مخيمات السيرك |
| Bakır alan bir tüccar seni Yetro'nun çadırında görmüş. | Open Subtitles | أحد التجار الذين يشترون النحاس شاهدك فى مخيمات جيثرو |
| Bu tasarımlardan bazıları eyleme yönelik modeller içermekte, mesela mülteci kamplarının ortasında köy eğitimi için yeni modeller gibi. | TED | بعض تلك التصاميم تشمل نماذج للتمثيل، مثل نماذج جديدة لتعليمات القرية في منتصف مخيمات اللاجئين. |