Yukarı Doğu Tarafı'nda Biraz daha takıldığında bunu sürekli göreceksin. | Open Subtitles | ابقى بجوار الجانب الشرقي مدة أطول وسترى ذلك طوال الوقت |
Yazık. Biraz daha yaşasaydı Ay'a çakılmayı da buraya yapıştırabilirdi. | Open Subtitles | ، لو كان عاش مدة أطول قليلاً . لكان أضاف قصاصة كبسولة القمر |
Söylemek istediğim başarılı olması için Biraz daha beklemen. | Open Subtitles | كل ما أريد قوله أنه عليك الإنتظار مدة أطول حتى تصبح ناجح |
Ayrıca burada benden uzun süredir çalışıyorsun. | Open Subtitles | بالإضافة , إلي أنكِ تعملين هنا منذ مدة أطول يجب أن تحصلي علي الترقية |
Size söyledim, beni daha çok dinlerseniz daha uzun yaşarsınız. | Open Subtitles | كنت دائماً أقول لك إستمع إليّ أكثر تعيش مدة أطول |
Ama pişmanım, çünkü dünyada Biraz daha fazla yaşamak istiyordum. | Open Subtitles | لكنِّي نادم على ذلك، لأني أردت العيش على الأرض مدة أطول |
~Hala aşkın ne olduğunu bilmiyorum. Biraz daha bekle~ | Open Subtitles | أنا ما زلت لا أعرف ما هو الحبّ أنتظر مدة أطول |
~Beni gerçekten seviyorsan. Biraz daha bekleyebilirsin~ | Open Subtitles | إذا تحبّني حقا أنت تستطيع الإنتظار مدة أطول |
~Hala aşkın ne olduğunu bilmiyorum. Biraz daha bekle~ | Open Subtitles | أنا ما زلت لا أعرف ما هو الحبّ إنتظر مدة أطول |
~Beni gerçekten seviyorsan. Biraz daha bekleyebilirsin~ | Open Subtitles | إذا تحبّني حقا أنت تستطيع الإنتظار مدة أطول |
Karın sekiz yıl bekledi. Biraz daha bekleyebilir. | Open Subtitles | انتظرت زوجتك ثلاث سنوات يمكنها انتظار مدة أطول قليلاً |
Harekete geçmeden önce Biraz daha beklemem gerekeceğini sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدت بأني سأفعل حركتي بعد مدة أطول بقليل |
Harekete geçmeden önce Biraz daha beklemem gerekeceğini sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدت بأني سأفعل حركتي بعد مدة أطول بقليل |
Çok iyi hissetmediğini biliyorum, ama Biraz daha dayanman gerek. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك لا تَبْدو جيد جداً، لَكنِّي أَحتاجُك للمَسْك ب مدة أطول. |
İyi haberse Biraz daha takılmak için güzel bir sebep buldum. | Open Subtitles | في الجانب المشرق وجدت سبباً لطيفاً لبقائي مدة أطول |
Yukarı doğu yakasında Biraz daha takıl, bunları her zaman görmeye başlayacaksın. | Open Subtitles | ابقى بجوار الجانب الشرقي مدة أطول وسترى ذلك طوال الوقت |
Sadece bazılarında Biraz daha uzun sürüyor bu bilirsiniz işte, çocuk yapmak. | Open Subtitles | إنـه فقط بعض النـاس يأخذون مدة أطول قليلاً |
Yahu bağda Biraz daha mı kalsaydık ne? | Open Subtitles | ربما كان حري بنا البقاء بكرم العنب مدة أطول |
Bazıları Nelson kardeşleri seviyorlar, mürettabat'ın çoğundan daha uzun süredir buradalar. | Open Subtitles | بعض منهم مثل الأخوات نيلسون تواجدوا على متن السفينة مدة أطول من معظم أفراد الطاقم |
Bu kurbanın eti bundan çok daha uzun süredir ölüymüş gibi görünmüyor mu? | Open Subtitles | حسنا، ألا يبدوا لحم الضحية كأنه ميت منذ مدة أطول من ذلك؟ |
Ve daha da kötüleşiyor, çünkü bütün bu rakamlar yükseliyor çünkü bunlar genel olarak yaşa bağlı hastalıklar ve giderek daha uzun yaşıyoruz. | TED | وتزداد الأمور سوءًا، لأن كل هذه الأرقام في تزايد لأن هذه إلى حد كبير هي الأمراض المرتبطة بالعمر، ونحن نعيش مدة أطول. |
Böylesi bir karsi koyma ile bu zevki daha uzun süre tadabilir. | Open Subtitles | بإظهاره هذه الدرجة من ضبط النفس فإنه قادر على جعل هذه التجربة تدوم مدة أطول |