Titus bütün birikimini kaybetti. Bunun üzerine polise ve bu ızdırabı yaşamasına neden olan diğer kişilere dava açmaya karar verdi. | TED | لقد فقد جميع مدخراته فقرر ان يرفع قضية ضد الشرطة والاخرين الذين كانو سبابا لمعاناته |
Bütün birikimini nişanlısının dünyasında yaşamak için harcadı. | Open Subtitles | أنفق مدخراته كلها محاولاً العيش في عالم خطيبته |
Adamın finansal bilgilerini araştırdım tüm birikimini çekmiş. | Open Subtitles | نعم , ولكنني بحثت في السجل المالي لهُ واتضح انه قد اخذ كل مدخراته من حسابه ,وهو مايقرب من , 50 الف دولار |
Döndüğünde ise birikimlerini ipek ve altın külçeleriyle takas etti. | Open Subtitles | و عندما عاد حول مدخراته الى سبائك ذهبية و حرير. |
O da birikimlerini kirayı ödeyip annesini desteklemek için harcadı. | Open Subtitles | لذا فقد اضطر أن يدفع مدخراته للإيجار ولينقذ امه من الإفلاس |
birikimlerini, geçen yıl, Broad Caddesi'nde Ponzi geliştirme planında kaybetmiş. | Open Subtitles | خسر مدخراته في تطوير شارع برواد مخطط بونزي العام الماضي . |
Parasal durumunu kontrol ettik. Son 2 ay içinde, tüm birikimini nakit hale getirmiş, bunu da araştırma için harcamış. | Open Subtitles | حسنا، اسمع، لقد تحققنا من وضعه المالي، ووجدنا بأن صديقك قد قام بتصفية كل مدخراته في الشهرين الأخيرين، مما يجعل في يده مالاً كافيا لبدء في استثمار |
Vergi kayıtları araştırması sonucu, Chris'in tüm birikimini hayır kurumuna bağışladığı ortaya çıkınca, anne ve babam, babamın deyimiyle "seferber" oldular. | Open Subtitles | عندما ظهرت سجلات الضرائب تبين ان كريس تبرع ب مدخراته وأصبح ابي وامي منغلقين" |
- Eminim tüm birikimini harcamıştır. | Open Subtitles | من مدخراته بأكملها, أنا متأكدة |
Birisi birikimlerini boşaltmış, diğeri ise çocuğunun kolej parasını. | Open Subtitles | ) , أحدهم أنفق مدخراته كلها . . و الآخر أموال الجامعة الخاصة بأبنائه |