Ve sözlerini blog'undan paylaşan adam yüzünden üzgün olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أنك كنت مستاء لأن ذلك الرجل نشر مشاركاتك في مدونته. |
- Blogunu okuyan biri yapmış olabilir. | Open Subtitles | شخص ما تأكد من وجود تلك الرسومات على مدونته |
Görünüşe göre fiziksel ilişkilerinin özel detaylarını hiçbir yerde bulamadığım bloguna koymuş. | Open Subtitles | الظاهر أنه نشر تفاصيل حميمية عن علاقتهم الفيزيائية في مدونته التي لم أجدها في أي مكان |
Bir gün blogunda yazıyorken, 25 -- 25 haftalık hamile karısı doğum yaptı. | TED | وكان يكتب في مدونته قبل أن في يوم، تلد زوجته مولودها في 25 .. في الأسبوع الخامس والعشرين من الحمل. |
Onunla iletişime geçmenin tek yolu blogu. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة التي اتصلت به عليها هي مدونته |
O aptal, bencil piç, bloğuna seks hayatımızı yazmış. | Open Subtitles | ذلك الوغد الغبي المغرور كتب عن حياتنا الجنسية في مدونته |
Aynı zamanda oldukça siyasi birisiydi. sosyal medyada bloğunu ve Facebook'u aktif kullanan biriydi. | TED | و هو شخصٌ سياسيٌ جدًا و كان حاضرا تمامًا في وسائل التواصل، و مدونته و الفيسبوك. |
Shephard blog'una az evvel yazdı. | Open Subtitles | لقد أدلى تصريحاَ للتو في مدونته |
-Aynı anda blog yazıyormuş. | Open Subtitles | كان يكتب مدونته في ذات الوقت |
Bu hafif kalır. 2 hafta önce Chambers Lopez hakkında blog'unda Amerikan yaşam tarzını nasıl tehdit ettiği ve vatan hainlerinin hak ettiklerini yaşayacakları ile ilgili atıp tutmuş. | Open Subtitles | إنه تصريح مقتضب منذ أسبوعين، تزعبر (شامبرز) على مدونته عن توضع (لوبيز) كتهديد لمنهج الحياة الأمريكية |
- Takıntılı falan değil. - Blogunu okumadın galiba. | Open Subtitles | اعتقد انك لم تقرأ مدونته. |
- Blogunu okumadın galiba. | Open Subtitles | نعم لقد كتب ذلك في مدونته |
- Takıntılı falan değil. - Blogunu okumadın galiba. | Open Subtitles | -أعتقد أنك لم تقرأ مدونته |
Sonra da gidip bloguna beni yazarak tüm dünya okusun diye beni aşağıladı. | Open Subtitles | و بعدها ذهب و حسب و قام بإهانتي عن طريق الكتابة عني في مدونته حتى يتمكن كل العالم من قراءته |
Televizyona verdiği tüm enerjiyi bloguna, internete ve film eleştirilerine yöneltti ve hayatında hiç olmadığı kadar iyi şeyler yazdı. | Open Subtitles | أخذ كل هذه الطاقة التي وضعها في التلفاز و نقلها إلى مدونته و إلى الأنترنت و إلى مراجعاته |
- bloguna bayılırım. Ama nereye gideceğini sır gibi saklamıyor muydu? | Open Subtitles | احب مدونته ولكنه أليس متحفظ جدً |
Mesela Roger'ın blogunda kullandığı gezici muhabirler başka bakış açılarının doğuşuna sebep oluyor. | Open Subtitles | الصحفيون المتنقّلون الذين يشغلهم مثلاً على مدونته على سبيل المثال يعطي ولادة جديدة للنقد لوجهات نظر آخرى كثيرة |
Aaron, kişisel blogunda açık bir şekilde sık sık dile getirirdi. | Open Subtitles | كثيرًا ما كتب هارون بصراحة في مدونته الشخصية: |
- Tabii. blogunda kimsenin bilmediği şeyler yazıyordu. | Open Subtitles | مدونته عليها أشياء لا أحد أخر يعرفها |
Peki ya, işi, arkadaşları ve Brooklyn tabanlı yazdığı pizza blogu n'olacak? | Open Subtitles | لكن ماذا عن عمله و جميع أصدقائه و مدونته عن البيتزا الذي مقرها في (بروكلين)؟ |
Yıllardır bloğuna gönderdiği tüm matematiği ayıklayıp bir imza ya da onu tanımlayabileceğimiz bir şey arıyoruz. | Open Subtitles | نحن فقط نغربل من خلال الرياضيات لقد نشر على مدونته على مر السنين ليرى إن كنا سنعرف توقيعه |
Onun bloğunu FBI'da bir bağlantıya gönderdim, tehdit değerlendirmesi için. | Open Subtitles | لقد أرسلت مدونته إلى جهة اتصال في مكتب التحقيقات الفدرالي للقيام بتقييم مخاطره. |
Bir hafta kadar önce, Hastings blogdaki bir yazisini su sifreli cümle ile bitirdi: | Open Subtitles | قبل أسبوع، ختم (هاستينغز) مدونته بهذه الجملة الغامضة |