| Ne kadar aşağılayıcı görünse de olmayı ben istedim. | Open Subtitles | أنا الذي طلبت الرجوع رغم أنه مذل كما يبدو. |
| Grubumuz, bu teklifin aşağılayıcı ve yürek burkucu bir reddedilme ile sonuçlanacağı konusunda hemfikir. | Open Subtitles | المجموعة أجمعت على أن تقدمه لطلب يدها سيُقابل برفض مذل محطماً للروح |
| Bu saçmalık üzerine öğüt vermek çok utanç verici! | Open Subtitles | اسمع يارجل، إنه مذل بالنسبة لي الوعظ بهذا الكلام الفارغ |
| utanç verici de diyebilirim. | Open Subtitles | مذل فى الواقع لا أدرى إن كنتم تدركون ذلك أم لا |
| küçük düşürücü olur, fakat Prensesin acı çekmesine kıyasla hiçbir şey. | Open Subtitles | الامر سيكون مذل , ولكن لاشيء يقارن بمعاناتها |
| Rezil oldum. | Open Subtitles | ..هذا مذل جداً |
| Hem korkunç, hem aşağılayıcı Beni ağlatan iki duygu aynı anda- | Open Subtitles | ان هذا مذل و مخيف فى نفس الوقت الشيئين الذين يجعلوننى أبكى |
| Savaşmak adına eğitilmiş bir erkek için ne kadar aşağılayıcı bir durum olduğunu düşün. | Open Subtitles | تخيلي كيف هذا مذل للرجل ناهيكِ عن ان يكون من المحاربين القدامى |
| - Senin üniversiteye kabul edilip de benim edilmemiş olmam ne kadar aşağılayıcı farkında mısın? | Open Subtitles | أتعلمين كم هو مذل أنكِ قُبلتِ في الجامعة وأنا لا. |
| Hitler bunu aşağılayıcı bir ceza olarak gördüğü için politik idamlarda kullanmıştı. | Open Subtitles | ظنّ (هتلر) إنه شكل مذل من أشكال العقاب لذا أستخدمه لإعدام السياسيين |
| Çok hoştu, ve aşağılayıcı ve şok edici. | Open Subtitles | بشكل ممتاز و مذل و مصدم |
| Çok aşağılayıcı. | Open Subtitles | كما تعلم , إنه مذل |
| utanç verici, küçük düşürücü... | Open Subtitles | مخجل و مذل حسنا لقد قمنا بهذا الجزء من قبل.. |
| Bu utanç verici. Hepimizi kötü gösterir. | Open Subtitles | امر مذل يجعلنا نبدو كلنا بصوره سيئه. |
| Alçaltıcı ve utanç verici. | Open Subtitles | مذل ومحرج هذا ما كان |
| İçindeyim, bu küçük düşürücü, çünkü işte başlıyorum. | Open Subtitles | أنا بداخلها وهذا مذل لأنني أتوسل إليك |
| Bu rahatsız edici ve küçük düşürücü! | Open Subtitles | هذا غير مريح و مذل |
| Rezil olurum. | Open Subtitles | ذلك سيكون مذل |
| Tanrim, ne hallere düstüm. | Open Subtitles | رباه، هذا مذل للغاية |
| Onur kırıcı ve yanlı bir sistem, ama işe yarıyor. | Open Subtitles | انه نظام مذل ومنحرف , لكنه يعمل . |
| Bana iltifat ettiğini anlıyorum ama sözlerin biraz küçümsermiş gibi anlaşılabilir. | Open Subtitles | انظري, أنا اعلم انك تجامليني و لكن قد يبدو ذلك مذل قليلاً ..لذا, كما تعلمين |
| Yamashita, etkileyici ve asagilayici bir teftis için 27.000 askerî mahkûmu eksiksiz bir düzen içinde siraya dizdirir. | Open Subtitles | جعل الجنرال ياماشيتا مئات السجناء يصطفون وفق النظام من اجل استعراض مذل |
| - Geri ödetmiyor da. Çok küçültücü. | Open Subtitles | انه حتى لا يستطيع ان يحسبه ، هذا مذل |