- dinlediğimiz müzik buydu.. büyük babam sürekli bu şarkıyı söylerdi.. | Open Subtitles | أخبرني جدي أن هذه هي الموسيقى التي كان يسمعونها مراراً وتكراراً |
Bu doktorların bazıları sürekli seni çağırır ve para aşırıp durur. | Open Subtitles | بعض الأطباء يجعلونك تعود مراراً وتكراراً والدفع لهم مرة بعد أخرى |
İş yapmanın aynı şeyi sürekli sürekli ifade etmesi ne kadar inanılmaz | Open Subtitles | إنه لشئٌ مذهل أن كثير من الأعمال تذكر الشئ نفسه مراراً وتكراراً |
Brüksel'de çaresizce tekrar tekrar ortak çözümler bulmaya çalışırken hiç kimsenin, hem de hiç birimizin daha önce böyle bir krizle uğraşmadığını farkettim. | TED | في بروكسل عندما حاولنا بشدة مراراً وتكراراً أن نوجد حلولاً مشتركة أدركت أن لا أحد منا قد تعامل من قبل مع أزمة مماثلة |
Her gün tekrar tekrar yüzüne tahta bir şeyle vurulması gibiydi, kazık gibi. | Open Subtitles | كل يوم كان أشبه أن تكوني مطعونةً بشيء خشبي غير حاد مراراً وتكراراً |
"Üç yıldır Durmadan ilaç verdiler, dövdüler, tecavüz ettiler." diyor. | Open Subtitles | يقول انه لمدة ثلاث سنوات يخدر ويضرب ويغتصب مراراً وتكراراً |
Bir konuda kafanız rahat etmeyince sürekli ona dönüp durursunuz. | Open Subtitles | عندما لا تستطيع الراحة من شيء تظل تكرره مراراً وتكراراً |
Bunların hepsini bir araya getiriyorsunuz ve işte, sizi sürekli sürekli o boşluğu doldurmak için geri döndüren hikayeniz hazır. | TED | تضع كل هذه الأمور سوية وبعدها تجد قصتك لملئ الفجوة التي تجبرك للعودة مراراً وتكراراً |
sürekli yerde sürünerek hızlı hareket etmeyi de çözebilir. | TED | أو أنه سوف يكتشف كيفية التحرك بشكل أسرع عن طريق الاضطراب مراراً وتكراراً على الأرض |
Fırtınaya yakalandığımızda sürekli bu satırları düşündüm. | Open Subtitles | حينما عَلـِقنا في العاصفة فكرتُ في هذه الأبيات مراراً وتكراراً |
sürekli bez parçalarının yırtıldığını, tekrar tekrar yırtıldığını görüyorum. | Open Subtitles | كنت أحلم بقطع القماش وهي تتمزق مراراً وتكراراً |
Guguklu saat gibiydi. sürekli ve sürekli aynı hareket. | Open Subtitles | مثل الساعة تعيد نفس الحركات مراراً وتكراراً.. |
sürekli aynı kavgayı yapmaya dayanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ الإِسْتِمْرار بهذا معركة نفسها مراراً وتكراراً. |
onları defalarca serbest bıraktı ve sonra tekrar boğarak öldürdü. | Open Subtitles | أنـه قـام بخنقهن، ثم توقف ثم عاود الكرّه مراراً وتكراراً. |
Sanırım Atlantic City'de tekrar ve tekrar, aşık olmakla meşgul. | Open Subtitles | أظن أنه فى مدينة أطلانطا وقع فى الحب مراراً وتكراراً |
Ben bile tekrar tekrar düşündüm, bu hiç mantıklı değil. | Open Subtitles | حتى وإن فكرت بالأمر مراراً وتكراراً ، فهو غير معقول |
Kızlarımı her şeyden çok seviyorum ve onların tekrar tekrar öldüğünü görmek zorundayım. | Open Subtitles | أحب بناتي أكثر من أي شيء آخر, وتوجب عليّ رؤيتهم يموتون مراراً وتكراراً. |
Timsah seni yakalayıp suyun dibine götürür ve sen çırpınmayı kesene kadar seni Durmadan döndürür. | Open Subtitles | أجل, يمسك بك التمساح ويجرّك إلى قاع النهر ويمزّغكِ مراراً وتكراراً حتى تتوقفي عن التخبّط |
Bence tekrar oylama yapmalısınız. Neden? Durmadan oylama yapılmaz. | Open Subtitles | نحن لا نَستطيعُ اللُجُوء إلى الإستفتاءات العامةِ مراراً وتكراراً. |
Oradan oraya gönderilip durdum, şimdi bunun nesi tıbbi olarak alâkalı? | Open Subtitles | وتمّ نقلي مراراً وتكراراً ولا أعلم ما علاقةُ كلِّ هذا بوضعي الطبّي |
devamlı aynı şeyi yapamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نعيد نفس الشيء مراراً وتكراراً |
ve her defasında daha önce yüzlerce kez farklı varyasyonlarını duymuş olduğum hikâyeyi anlattılar. | TED | تشاركوا القصة نفسها مراراً وتكراراً الشيء الذي تكرر علي مرات عديدة |
Süreç defalarca kez kendini tekrar eder ve yıldız bir soğan gibi katman katman olur. | Open Subtitles | . العميلة تكرر نفسها مراراً وتكراراً . ويصبح النجم عبارة عن طبقات تماماً كالبصلة |
Bana hep aynı şeyi söylüyorlar. | Open Subtitles | وأنا لا أعرف، أنهم يعطونني نفس الكلام الفارغ مراراً وتكراراً |