Ben ve dört bey, beş muhabir ile beraber buraya geldik. | Open Subtitles | أنا وأربعة رجال آخرين, أتينا إلى هنا بصحبة خمسة مراسلين صحفيين. |
Gecenin karanlığında, konu hakkında yazabilecek hiç bir muhabir yok iken, | Open Subtitles | و في عتم الليل و من دون وجود أي مراسلين صحفيين لتغطية ذلك |
Özel dedektifler, muhabirler, sahte arkadaşlıklar... | Open Subtitles | محققين خاصين، مراسلين أصدقاء في القوات.. |
Mesajların yarısı bombalamada şüpheli olarak belirlenen kayıp kardeşiyle ilgili yorum isteyen muhabirler. | Open Subtitles | حوالي نصفها من مراسلين أتصلوا كي يحصلوا على تصريح عن شقيقها المفقود بينما تم تسميته كمشتبه به في حادثة التفجيرات |
Tüm zamanların en büyük savaş muhabiri gösteriliyorsunuz. | Open Subtitles | انت تعتبرين واحدة من اعظم مراسلين الحرب على مر الاوقات انت تعتبرين واحدة من اعظم مراسلين الحرب على مر الاوقات |
"Dışarıda bazı gazeteciler olabilir." | Open Subtitles | من الممكن أن يكون هناك مراسلين في الخارج |
Sizinle konuşmak isteyecek basın mensubu çok olacak ama Oceanic'e göre hiçbir gazeteci ile konuşmak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | هناك مراسلين صحفيين سيودون لقائكم فيما يخص شركة اوشيانك فمن حقكم عدم التحدث معهم. |
Ancak henüz, sadece hikâyeyi yansıtmayı umursayıp kaynağını gizli tutan iyi bir gazeteciyle tanışmadım. | Open Subtitles | وقد قابلت مراسلين جيدين كل ما يهمهم هو الحصول على قصة والأحتفاظ بمصادرهم سرية وماذا يحرصوا عليه غير ذلك ؟ |
Başka muhabirlere gidip, benim haberlerimi vermesini istemem. | Open Subtitles | أنا لا أريده أن يذهب الي مراسلين آخرين ويعطيهم قصصي. |
Televizyondan da paparazzilerden de kimse gelmedi. | Open Subtitles | . ولا تلفزيون، لا مراسلين . لم يأتى أحداً هنا |
100,000'den fazla insan evlerini kaybetti. Beş muhabir de dahil birkaç yüz insan hayatını kaybetti. | Open Subtitles | فقد أكثر من 100 ألف بيوتهم، و قـُتل مئات البشر من بينهم 5 مراسلين. |
Annemin başında bir sürü muhabir var. Basın toplantısı filan yapıyor. | Open Subtitles | أمي تستضيف مراسلين كُثُر هنا، إنّها تقيم مؤتمرًا صحفيًّا أو ما شابه. |
Annemin basinda bir sürü muhabir var. Basin toplantisi filan yapiyor. | Open Subtitles | أمي تستضيف مراسلين كُثُر هنا، إنّها تقيم مؤتمرًا صحفيًّا أو ما شابه. |
- muhabir olmayan insanlar da var. | Open Subtitles | هناك أشخاص على متن الطائرة ليسوا مراسلين. |
Üzgünüm ama dışarıda binlerce muhabir var. | Open Subtitles | إنّي بغاية الأسف، لكن ثمّة جيش مراسلين بالخارج |
Doğrudan erişemediğiniz haberi farklı muhabirler istihdam eden ve farklı uzmanlarla röportaj yapan birçok kaynaktan okuyun. | TED | عندما لا تستطيع أن تحصل على القصة المباشرة اقرأ الأخبار في وسائل متعددة والتي تستخدم مراسلين مختلفين وتقابل خبراء مختلفين. |
O tür muhabirler hakkında ne düşündüğümü biliyor musun? | Open Subtitles | تَعْرفُ رأيي مراسلين بالحُدَبِ؟ |
Birgitte Nyborg'un ektiği ilk muhabirler siz oldunuz. | Open Subtitles | انتم اول مراسلين تتغيب عنهم نيبورغ |
Livia ve ben, sadece bir görevle... dışarıda birlikte çalışan dış haberler muhabiri gibiyiz. | Open Subtitles | أنا و(ليفيا) نعمل سوية فحسب مثل مراسلين خارجيين في مهمة |
Buradan çıktığınızda dışarıda gazeteciler ve kameramanlar olacak. | Open Subtitles | حين تغادرين اليوم سترين مراسلين ومصورين في الخارج |
CB radyomu buldurup araştırsınlar diye muhabir ve gazeteci dolu bir konvoyu çağırtma bana. | Open Subtitles | لا تدعني أحضر الملفات القديمة وأستدعي مجموعة مراسلين لفحصها |
Şu anda hiçbir gazeteciyle görüşmek istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا اريد الكلام مع اى مراسلين الآن سيد كيرنر |
Başka muhabirlere gidip, benim haberlerimi vermesini istemem. | Open Subtitles | أنا لا أريده أن يذهب الي مراسلين آخرين ويعطيهم قصصي. |
Televizyondan da paparazzilerden de kimse gelmedi. | Open Subtitles | . ولا تلفزيون، لا مراسلين . لم يأتى أحداً هنا |