Çok titiz olduğumu biliyorum, ama daha esnek olmaya çalışacağım. | Open Subtitles | انظري، أنا متعبه لكني أذهب هناك للعمل سأكون أكثر مرونة |
Satrançta hamle yapmak zorundasınız ama neyse ki hayat bu konuda daha esnek. | Open Subtitles | في الشطرنج, يجب أن تتحرك, و لكن لحسن الحظ, فأن الحياة أكثر مرونة |
Bütün enerjileri ve kuvvetleri, sağlıklı güçlü ve dirençli bir okyanusa bağlı. | Open Subtitles | كلّ هذه القوّة وَ الطاقة مرهونة بسلامة وَ ازدهار وَ مرونة المحيط |
Umdum ki, hâlâ umuyorum ki George, kendi çocuğu doğduğunda daha yumuşak başlı, uyumlu olur. | Open Subtitles | لازلتُ آمل أن جورج قد يكون اكثر مرونة حالما يولد طفله. |
Artık daha bağımsız olduğumdan, ...soruna bir çözüm bulmak için, ...diğerleriyle çalışma konusunda, daha esneğim. | Open Subtitles | .. الآن و لي التصرف المُستقل فأنا نويت أن أستخدم أسلوبا ً أكثر مرونة ... فى العمل مع الآخرين |
Bu size +1 zihinsel dayanıklılık kazandırdı. Bu demek oluyor ki artık daha fazla irade, kararlılık, disiplin ve odaklanma becerisine sahipsiniz. | TED | والآن، هذا يستحق مرونة ذهنية إضافية أي أن تركيزك يصبح أقوى، منضبط أكثر محدد و قوي الإرادة |
Bu düzen, şehrin kirliliğe ve doğal afetlere karşı olan esnekliğini arttırdı. | TED | زاد هذا التصميم من مرونة المدينة تجاه التلوث والكوارث الطبيعية. |
Düştükten sonra, daha esnek, daha dengeli, bu şekilde, tamam? | Open Subtitles | عندما تطأين الأرض كوني أكثر مرونة أكثر اتزاناً، هكذا، جيد؟ |
Ama buna pozitif bir yönden bakmak isterseniz, aslında gözüktüğümüzden daha esnek olabiliyoruz anlamına da gelebilir. | TED | لكن إذا أردت أن تنظر للأمر من ناحية إيجابية، ربما ترى الأمر على أنه يُظهر، أننا في الواقع أكثر مرونة مما نعتقد. |
Ve bunu, New York Modern Sanat Müzesi'nde esnek Zihini Tasarla sergisi için canlı bir küre olarak kurduk. | TED | وقد أقمنا هذا المشورع ككرة أرضية حية في متحف الفن الحديث في نيويورك كتصميم في معرض مرونة العقل. |
Yüzme havuzları gibi yüzme havuzları var, esnek saatleri var, sosyal bir kalbi, ortak alanları var, sizin de doğa ile bağınız var. | TED | إن لديها مرافق مثل حمام السباحة، كما لديها مرونة الوقت، لديها قلب اجتماعي، مساحة، لديك اتصال مع الطبيعة. |
Ve modern dünyada işgücünün bu talebini zihinsel anlamda çok daha esnek olarak karşılayabiliriz. | TED | ويمكننا أن نلبي شروط التوظيف في العالم الحديث فقط بأن نكون أكثر مرونة معرفياً. |
Bu terim, özellikle zor zamanlarda dirençli olduklarını kanıtlamış toplulukları araştıran sosyologlardan gelmektedir. | TED | جاء المصطلح من علماء الإجتماع الذين كانوا يدرسون المجتمعات التي أثبتت مرونة خاصة في أوقات الضغط. |
Buz gibi gevrek bir maddeye, gezegendeki en sert ve en dirençli kayalara hükmetme gücünu veren nedir? | Open Subtitles | ولكن ما هو الذي يعطي شيئاً أكثر هشاشة من الجليد للتفوق على الصخور الأشد قسوة والأكثر مرونة ، لنجدها في كوكبنا ؟ |
Umarım çok daha yumuşak olduğunu fark edersiniz. | Open Subtitles | وآمل أن تلاحظوا .أنها أكثر مرونة |
Artık daha bağımsız olduğumdan soruna bir çözüm bulmak için diğerleriyle çalışma konusunda daha esneğim. | Open Subtitles | .. الآن و لي التصرف المُستقل فأنا نويت أن أستخدم أسلوبا ً أكثر مرونة ... فى العمل مع الآخرين لكى نحل تلك المشكلة |
Pekala, bu hepiniz için +1 sosyal dayanıklılık demek. Yani, artık arkadaşlarınızdan, komşularınızdan, ailenizden, içinde bulunduğunuz topluluktan daha fazla güç alıyorsunuz. | TED | حسناً، جميعكم لديكم مرونة اجتماعية إضافية واحدة مما يعني أنك اكتسبت مزيداً من القوة من أصدقائك جيرانك، عائلتك، مجتمعك |
Bunu sadece psikopatolojideki potansiyel partnerlerimin esnekliğini test etmede kullanıyorum. | Open Subtitles | استخدمها لقياس مرونة.. شركائى المحتملين فى عالم الأمراض النفسية |
Basitçe anlatmak gerekirse, bir protein olan resilin, dünyadaki en elastik kauçuk. | TED | ببساطة, الريزيلين هو بروتين و هو المطاط الأكثر مرونة على الأرض. |
Ayak ve el görevi gören tentaküllerinin esnekliği sayesinde bu hindistan cevizi kabuğunu taşıyarak yürüyor. | TED | ويسير وهو يحمل قشرة جوز الهند بفضل مرونة مجساته، التي تعمل كأرجل وأيدي. |
Evet ama bazen çocuklar tahmin ettiğimizden çok daha dayanıklı olabiliyorlar. | Open Subtitles | نعم, لكن الأولاد أكثر مرونة مما نعتقد, أو نقدر ذلك, تعلمين. |
Acaba daha genç ve çevik bir dövüşçü karşısında bir çamur güreşçisi nasıl ayakta kalabilecek? | Open Subtitles | كيف سيصمد ملاكم حفر الطين محلي في هذه الحلبة في مواجهة مقاتل أصغر سنا واكثر مرونة |
Bak, Milo ayrıca, tarihte olayların daha akışkan olduğu zamanlar olduğunu da söyledi. | Open Subtitles | أسمع , مايلو أخبرني أيضاً إنه هناك لحظات من التاريخ عندما تصبح الأشياء أكثر مرونة |
Ve derisinin esnekliğine bakarsak, 30 yaşını geçmiş olamaz. | Open Subtitles | و بالإستناد إلى مرونة البشرة، استحالة أن يكون عمرها فوق 30. |
Ama eminim seninki daha dayanıklıdır. | Open Subtitles | ولكنّي مُتأكد من أنّ قلبك أكثر مرونة. |
Hayır, bu, ah, şey gerektiriyor çoğu insanı aşan ahlaki bir esneklik. | Open Subtitles | .. لا،هي ,اه، تتطلب. مرونة أخلاقية تتجاوزأكثرالناس. |