| Evet, ama hastan genç bir adamdı, bir baba ve bir savaş kahramanıydı. | Open Subtitles | نعم، لكن مريضك كان رجلاً في مقتبل عمره، وكان أباً كان بطل حرب |
| hastan yatağımı işgal ettiği için tehlikeli ruh hastalarını geri mi çevireyim? | Open Subtitles | تريدنني أن أصرف قاتل مجنون... لأن مريضك يريد سرير في مصلحتي؟ ... |
| - ...ama hastan şokta olabilir. | Open Subtitles | اعرف انك في مأزق, لكن مريضك يمكن أن يكون مصدوماً. |
| Hastanın öldüğünü düşünüyorsun ama vaktini bir seks fantezisiyle mi harcıyorsun? | Open Subtitles | أنتَ مقتنع بأنّ مريضك يموت وتريد تضييع وقتكَ على خيال جنسي؟ |
| ...elbette eğer hastanız erken bunamışsa ve sadece tek kelime söyleyebiliyorsa çok zordur... İçmek için? | Open Subtitles | بالطبع، سيكون الأمر صعباً إن كان مريضك مصاباً بداء الخَرَف ولا يتفوّه إلا بكلمة واحدة |
| Bir doktor hasta selamlaşması böyle olmaz, eğer o sensen. | Open Subtitles | ذلك ليست طريقة لتحيى مريضك ، يا طبيب إذآ ذلك أنت |
| hastanı koruman gerektiğini biliyorum ama ben de oğlumu korumak zorundayım. | Open Subtitles | أعرف أن عليك حماية مريضك لكن علي أنا حماية ابني |
| Merdiven başında yanındaydım hastan için ağladığında. | Open Subtitles | لقد كنت هناك فى بئر السلم عندما بكيتى على مريضك |
| Hey, evlat, TTP hastan öldü. Ölüm saatini ben bildirdim. | Open Subtitles | مرحباً أيها الرائع، أعلنت وفاة مريضك المشفر. |
| Bu gün saat ikiden beri senin hastan değil. | Open Subtitles | لم يعد مريضك منذ الساعة الثانية من بعد ظهر اليوم |
| Dürüst olmak gerekirse, eğer hastan ayağı takılıp, şans eseri tomografi makinesine düşmüş olsaydı bile mutlu bir son olmazdı. | Open Subtitles | إلا اذا كان مريضك محظوظ و حصل علي اشعه مقطعيه لم يكن سيحصل علي نهايه سعيده |
| Harika! "Ağrılı" hastan için ilaç alıyorsun. | Open Subtitles | أوه, عظيم, إنكِ تجلبين الأدويه من أجل مريضك الذي يعاني من الآلام |
| Organ bekleyen kişi senin hastan. Bağışçıyla konuşmaman gerekir. | Open Subtitles | المستلم هو مريضك ليس عليك حتى ان تتحدثي للواهب |
| Kolay, senin iş tanımına uymaz. Sen doktorsun, o da hasta. O senin hastan. | Open Subtitles | السهولة ليست من صفات وظيفتك، أنت طبيبة وهو مريض، إنه مريضك |
| Hastanın ölmesinin hassas bir konu olabileceğini biliyorum, ben sadece... | Open Subtitles | لقد عرفت ذلك موت مريضك سيكون موضوع مزعج انا فقط |
| Hastanın katil olduğunu öğrendikten sonra ona karşı hislerin de değişecek. | Open Subtitles | انتي ستعلمين ذلك، ان مريضك قاتل وستعملين على تلوين شعورك نحوه |
| hastanız, hapse gelişinin üzerinden bir ay bile geçmeden bir mahkûmun bacağını, bir diğerinin de boynunu kırdı. | Open Subtitles | طعن مريضك أحد السجناء بأول شهر هنا و كسر عنق آخر و كاد يقطع رأس أحد حراسي |
| Bir doktor hasta selamlaşması böyle olmaz, eğer o sensen. | Open Subtitles | ذلك ليست طريقة لتحيى مريضك ، يا طبيب إذآ ذلك أنت |
| - Bugün başarısız oldun. hastanı hayal kırıklığına uğrattın. - Ne diyorsun be? | Open Subtitles | لقد فشلتى اليوم لقد خذلتى مريضك عما تتحدثين لقد انقذت حياتها |
| Veya sırayla senin hastanla benim hastanemin koridorlarında bowling oynarız. | Open Subtitles | أو يمكننا التناوب في دحرجة مريضك في ممرات المستشفى |
| Şimdi endişelenmeyi bırak ve elini sabit tut ki ben de arteri bağlayıp hastayı kurtarabileyim. | Open Subtitles | أريدك أن تتوقفى عن القلق وأن تجعلى يدك ثابتة حتى أستطيع أن أربط هذا الشريان وأنقذ مريضك |
| Şimdi takımınlayım ve onları ayıltmaya çalışıyorum ki ölen Hastana yardım edebilsinler. | Open Subtitles | أنا هنا مع فريقك أحاول إعادة وعيهم إليهم كي يساعدوا في تشخيص مريضك المحتضر |
| Hastanızı kontrol etmek isteyeceğini biliyordum ve, ameliyattan sonra yorgun olduğunuzu farkettim, ben de... | Open Subtitles | أعرف أنك لكنت تريد مراقبة مريضك . . و ظننت أنك ستكون مرهقاً بعد الجراحة، لذا |
| Ama o senin hastandı, Doktor. Eğer tedbirler yeterince iyi değilse, bunu birilerine anlatmalıydın. | Open Subtitles | ولكنه كان مريضك يا دكتور، إذا كانت الأجراءات الوقائيه غير جيده كان يجب عليك أن تخبر شخص ما |
| Hipnoterapinin iyi tarafı hastanızın terapi boyunca sizin doktor olduğunuzu unutmasını sağlamak. | Open Subtitles | ميزة العلاج بالتنويم المغناطيسي هو أن تدع مريضك ينسى بأنك الطبيب |
| Çok fazla kan bulamadığınız için bunu yaparak hastanıza kendi kanını geri veriyorsunuz. | Open Subtitles | حيث أن لديكم إمدادات محدودة من الدماء، قم بعمل هذا... وستعطي مريضك |
| - Bu, bugünlük son hastanızdı. | Open Subtitles | ـ لقد كان هذا مريضك الأخير اليوم. |
| İlk beş dakikada hastanızla ortak yanlar bulmak. | Open Subtitles | إيجاد أرض مشتركة مع مريضك في أول خمس دقائق |