Bu yağmurda gidemezsin. Çok hastasın. | Open Subtitles | لا يمكنك المشي تحت المطر انت مريضٌ جداً |
Ya mükemmel birisin ya da hastasın. | Open Subtitles | إما أنّك كامل حقاً، أو مريضٌ حقاً |
Seni bilmem ama ben çok hastayım. | Open Subtitles | لا أعرف بشأنك لكنني مريضٌ جداً |
Sadece obez değilim, aynı zamanda hastayım da. Geçtiğimiz dokuz senedir gece gündüz demeden ilaç alıyorum, sadece geçiştirmek için. | Open Subtitles | بل لأني مريضٌ أيضاً. فقط لأتدبر شؤوني |
Bu arada, bir hastası onu Tokyo'nun dışındaki bir lokantaya yönlendirene kadar Bryce'ın onu nerede bulacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، لم يكن لدى (برايس) أدنى فكرة أين يجد المرأة إلى أن دلّ عليها مريضٌ في استراحة خارج "طوكيو" |
Benim için hastan var mı, patron? | Open Subtitles | ألديكِ مريضٌ من أجلي يا رئيسة؟ |
Atriyal fibrilasyon yaşayan hastam vardı. | Open Subtitles | كانَ لديَّ مريضٌ مصاب بأزمةِ قلبيّة |
Değilse, çok kızgın bir hastamız felç geçirmek üzere olan bir doktorumuz olur ve bunlar bozuk bir kalbin ameliyatını başarılı kılamaz. | Open Subtitles | وإلا فسيكون لدينا مريضٌ منزعج وجرّاحةٌ غاضبة، ولا شيء من هذا سيساهم في نجاحِ العمليّة |
veya gördüğünü iddia ettiğin saçmalıklar hakkında insanlara atıp tutabilirsin, ama bu seni özel biri yapmaz, sen sadece hastasın. | Open Subtitles | يمكنك تخدع الناس برؤاكَ أو أياً كانوا بحق الجحيم، ولكنك لست مميز، أنتَ مريضٌ فحسب! |
Sen ölmeyeceksin, sadece hastasın. | Open Subtitles | وأنتَ لا تحتضر، أنتَ مريضٌ فقط |
Seni engellediğimi biliyorum ama sen hastasın. | Open Subtitles | أعلم أنك محبط، لكنّك مريضٌ أيضًا (أنا لن أرحل يا (دين |
Sen kafadan hastasın, Chester. | Open Subtitles | (أنت مريضٌ في رأسك (تشيستر |
Ben de senin gibi bir hastayım. | Open Subtitles | و أنا مريضٌ هنا، مثلكِ تماماً. |
Ben de hastayım, haberin mi var mı? | Open Subtitles | أنــا مريضٌ أيضــاً ، كما تعلمين |
hastayım ve büyüye ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا مريضٌ و أحتاج سحراً. |
- Tepeden tırnağa hastayım. | Open Subtitles | أنا مريضٌ بكل جسمى |
Birkeanu Cerrahı olduğunu iddia eden bir ruh hastası! | Open Subtitles | مريضٌ نفسيّ ادّعى أنّه "جرّاحُ بيركيناو". |
Çok hastası. Yoldayım. | Open Subtitles | إنه مريضٌ للغاية, أنا على الطريق |
- Bir dakika otur. - Başka hastan yok mu? | Open Subtitles | اجلسي لدقيقة - أليس هنالك مريضٌ آخر؟ |
Benim için hastan var mı? | Open Subtitles | ألديكِ مريضٌ من أجلي؟ |
Birkaç yıl önce bir hastam vardı. | Open Subtitles | أتاني مريضٌ منذُ بضعةِ أعوام... |
Merhaba, ben St. Francis hastanesinden Leanne Timmons. Burada hemşireyim ve Sean Walker adında bir hastam var. | Open Subtitles | مرحباً، معك (لي آن تيموس) أنا ممرضة هنا و لديّ مريضٌ يدعى (شون ووكر) |
İyi ki, teşhis edilmemiş korkunç ağrı bozukluğu olan intihara meyilli bir hastamız yok. | Open Subtitles | من الجيّد أنّه ليس لدينا مريضٌ انتحاريٌّ مصابٌ بألمٍ شديدٍ غير مشخّص |