Orasının, senin çiftliğin olduğunu bilmiyordum, hiç kadın da görmedim. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أنها مزرعتك و لم أرى أي امرأة. |
çiftliğin kasabaya giriş çıkışta en güvenli yol. | Open Subtitles | مزرعتك هي أأمن طريق للدخول والخروج من المدينة |
Böyle aptalca bir şey için çiftliğini kaybedebilirsin. | Open Subtitles | يمكن ان تنتهى بفقدان مزرعتك بسبب شئ غبى كهذا |
Kaplanı senin çiftliğine getiren zavallı adamın tekiydi. | Open Subtitles | إن الوغد المسكين الذي أوصل النمر إلى مزرعتك. |
Sanırım bir çiftliğiniz var ve çiftliğinizi satıp Virginia'dan taşınabilecek misiniz merak ediyorsunuz? | TED | حسنا، أعتقد أنك تملكين مزرعة وسواء الإجابة نعم أم لا، أنت ستقومين ببيع مزرعتك ومغادة فيرجينيا |
Kaynağı burası mı diye çiftliğinizde bir kaç test yapmak istiyoruz. | Open Subtitles | نوّد أن نُجري بضعة إختبارات على مزرعتك لنرى إن هي المصدر |
İnsanlar çiftliğinizin, Mayalar için en güzel arazi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | الناس يقولون أن مزرعتك هي الأجمل في المنطقة والأكثر أهمية حسبما سمعت |
- Tek umursadığın aptal çiftliğin. - Yeter. | Open Subtitles | ـ كل ما تهتم بهِ هي مزرعتك الغبية ـ يكفي |
çiftliğin Kalifornia'da, Çok uzakta, dedikoduların gidemiyeceği kadar uzakta. | Open Subtitles | ، "مزرعتك في "كاليفورنيا إنها بعيدة ، بعيدة جداً لكي تسافر إليها |
Zaten çiftliğin bana hiçbir zaman evim gibi gelmeyecekti. | Open Subtitles | انها ليست مثل مزرعتك التى... ستجعلنى اشعر بأنى فى بيتى على أي حال. |
Banka binanı, çiftliğini ve arabanı alıp canına okur. | Open Subtitles | أنت تفلس و البنك يأخذ مبناك و مزرعتك و يأخذ سيارتك و تبقى وحيداً |
çiftliğini yakan birine neden güvenesin ki evlat? | Open Subtitles | أجل، لماذا تثق بشخص ما الذي قد أحرق مزرعتك يا بني؟ |
çiftliğini kaybettiğini ve annenin incindiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك قد فقدت مزرعتك وأعرف أن أمك تتألم |
Geçen gün çiftliğine gittim ve birini arka bahçede... üçünü bayırda, ikisini gölette, birini de çatıda gördüm. | Open Subtitles | ذهبت إلى مزرعتك البـارحة و رأيت واحدة في الحديقة الخلفية ثلاثـة في الجبـل |
çiftliğiniz borca battı, ikimizde bunu biliyoruz. | Open Subtitles | مزرعتك غارقة في الديون، كلانا يعرف ذلك |
Uyuşturucuyla mücadele dairesi sizin şu organik çiftliğinizi ziyaret etmekte. | Open Subtitles | مكافحة المخدّرات تزور مزرعتك العضوية الآن |
Bay Adams... ..çiftliğinizde hastaları tedavi ediyor muydunuz, etmiyor muydunuz? | Open Subtitles | سيد آدمز هل انت عالجت أم لم تعالج مرضى في مزرعتك ؟ |
Çocukken burada çok sık oynardım. çiftliğinizin çok iyi olduğunu görüyorum. | Open Subtitles | لعبت هنا كثيرا وانا طفل اعرف مزرعتك جيدا |
Kumarda ortaya ne koyduğunu hatırlıyor musun Phil? "Sana bir çiftlik borçluyum." | Open Subtitles | لقد راهنت على مزرعتك " أنت مدين لي بمزرعتك " |
İster bir ons, ister bir hektar olsun, eğer bir çiftlikte hintkeneviri yetiştiriliyorsa... bu çiftliğe el konulabilir... ve satılabilir. | Open Subtitles | تزرع ماريجواناً في مزرعتك سواء كان أونس أو هكتار تلك المزرعة يمكن أن يستولى عليها وتلك المزرعة يمكن أن تباع |
Ama senin çiftliğinin tarafından değil. Doğrudan sınırdan geldik. | Open Subtitles | ولكننا لم نأتى من اتجاه مزرعتك لقد أتينا مباشرة من الحدود. |
çiftliğinde 15 dinamit kullanılmış. | Open Subtitles | لقد قمت باستخدام 15 إصبع ديناميت فى مزرعتك ، بهذا يتبقى اصبعان |
Elimizde, bir benzinciden benzin alırkenki güvenlik kamerası görüntüsü var çiftliğinden yaklaşık 10 km uzaklıkta. | Open Subtitles | هي لدينا في كاميرا مراقبة في محطة وقود تملأ سيارتها علي بُعد 6 أميال من مزرعتك |
Tarlan tam olarak nerede? | Open Subtitles | أين مزرعتك بالتحديد ؟ |
Bu evraklar 8 ay önce verilmiş ama bu herif yıllardır tarlanda çalışıyormuş. | Open Subtitles | يبدو هذا هذه الأوراق صدرت منذ ثمانية أشهر ولكن هذا الرجل يعمل في مزرعتك منذ سنوات |
Veteriner çağırırsanız, çiftliğinize gelip domuzlarınızın ağız ve burunlarından örnekler alır. | TED | وإن استدعيت طبيباً بيطرياً، هو أو هي ستزور مزرعتك وتأخذ عينات من أنف وفم الخنازير. |