Kıllı, çirkin bir piliç gibi görünüyorsun, adamım. Bu annenin makyaj malzemelerimi? | Open Subtitles | تبدوا مثل دجاجة مشعرة قبيحة يا رجل هل هذه مساحيق مكياج امك؟ |
Bak parmağıma makyaj bile yaptım, boşluğu belli olsun diye. | Open Subtitles | انظر، حتى أنّي رسمت حلقة حول إصبعي باستخدام مساحيق التجميل |
Birçok kadının çok fazla makyaj yaptığını söyledi. Ve sadece sahip oldukları özellikleri vurgulamaları gerektiğini düşünüyordu. | TED | يعتقد أن العديد من النساء يضعن الكثير من مساحيق التجميل، في حين أنه يجب عليها فقط وضع القليل الكافي لإبراز جمالها. |
Şampuanlarımdan, saç şekillendiricilerimden yağlarımdan, losyonlarımdan, pudra ve briyantinlerimden birini kullanmak. | Open Subtitles | أخذ أيا من غسولات أو منعمات شعري أو مداهن أو مرطبات أو مساحيق أو معاجين عطريه |
Gerçekten de o kutuda hiç pudra kokusu yoktu. | Open Subtitles | .. لم تكن له اى رائحة من عطور مساحيق التجميل حقا ... |
İnsanlar birbirlerinin üzerine renkli toz ve kova kova su atıyorlar... ve bunlar gelip benim suratıma vuruyor. | Open Subtitles | كانوا يرمون مساحيق ملونة ودلاء ماء على بعضهم البعض فتصيبني في وجهي |
Sana makyaj malzemelerini nasıl kullanacağını göstereyim mi? | Open Subtitles | . أنظرى ، سأخبركِ بشئ أتريدين منى تعليمكِ إستخدام مساحيق التجميل ؟ |
Ona hiç makyaj yapmadığımı söyledim. Bunun iyi bir şey olduğunu düşünüyor gibiydi. | TED | أخبرته أنني لا أضع مساحيق التجميل أبداً. فبدى عليه أنه يعتقد أن هذا أمر جيد. |
Binaların ön cephesi makyaj gibidir; biten bir binaya en son uygulanan dekoratif bir katman. | TED | نحن نميل لتصور أن واجهة المباني هي بمثابة مساحيق التجميل، طبقة من الزينة تضاف إلى مبنى مكتمل لحد كبير. |
Değerli zamanımızı makyaj yaparak, doğru resmi, Instagram filtresini seçerek ya da 140 karakter veya daha azında dünyayı değiştirecek fikri oluşturarak harcıyoruz. | TED | نحن نقضي وقتًا ثمينًا في وضع مساحيق التجميل، واختيار الصورة والفلتر المناسبين، وتأليف أفكار ستغير العالم بلا شك في 140 حرف أو أقل. |
Kadınlar neden makyaj yapar hiç merak ettin mi? | Open Subtitles | هل سبق أن تساءلت لماذا تضع النساء مساحيق التجميل؟ |
makyaj yapmak da bir bakıma bir maske. | Open Subtitles | تُعد مساحيق التجميل بمثابة القناع بطريقة أو بأخرى |
Bir kadın, kadın olduğu sürece yüzünü makyaj yapmadan göstermesine değmez. | Open Subtitles | ،طالما أن المرأة تبقى امرأة فلا جدوى من كشف وجهها بلا مساحيق |
Ne zaman röportaj yapsa, makyaj yapıp ve güzelleşmek ister. | Open Subtitles | فعندما تكون هناك مقابلة فإنه يضع مساحيق التجميل يحب أن يظهر بأبهى حله |
Aspir boyası, makyaj yapma şansı olmayan köylü kızların.. | Open Subtitles | لهؤلاء فتيات القرية انهم لا يملكون اي فرصة لوضع مساحيق التجميل او لبس ثياب كيمونو |
Bu talk pudra değil. | Open Subtitles | تلك ليست مساحيق تحميل |
O güzel toz karışımdan size de bıraktığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّي تركت لكم كل مساحيق العصائر تلك. |
O güzel toz karışımdan size de bıraktığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّي تركت لكم كل مساحيق العصائر تلك. |
Dostum, bence o temizlik malzemelerini çok fazla soluyorsun. | Open Subtitles | لقد قضيت وقتاً كبيرا فى استنشاق مساحيق التنظيف |