"مساعدات" - Translation from Arabic to Turkish

• destek
• asistan
• asistanı
• yardımları
• bir yardım
• asistanlarıyız
• yardımı
• kalkınma
• yardım kampanyası

Bir gemimizin olması destek kuvvetleri gelene kadar içeri girerken ve dışarı çıkarken işleri çok kolaylaştıracak.
امتلاكنا لسفينه سوف يجعل الامور اسهل في دخولنا و خروجنا قبل ان تاتي اي مساعدات

Görevi süresince savaş ve destek yardımları için çalışmaları ihmal etti.
خلال فترة ولايته، أهمل الحرب والجهود المبذولة لتوفير مساعدات الإغاثة.

Bu adam bir yıl içinde beş kadın asistan değiştirmiş.
هذا الرجل كان لديه 5 مساعدات في سنة واحدة

Onun, son 18 ayda üç tane asistanı olduğunu biliyorsun. Hepsi de işi bırakmış.
هل تعرفين انه كان ليه 3 مساعدات فى اخر 18 شهر كلا منهم استقالت

Teşekkürler. Marshall yardımları çözümün bir parçasıydı.
شكراً جزيلاً لكم. كان تلك مساعدات مارشال. نحتاج لتطبيقها مجدداً.

Büyük bir yardım programı kurdunuz.
حسناً، نعم، كان لديك برنامج مساعدات ضخمة.

Biz DJ'in asistanlarıyız.
"مرحباً , نحن مساعدات "الدي جي

Öyle diyorsunuz fakat birçok devlet yardım programı sadece yoksullara destek veriyor.
حسنًا، أنت تعتقدين ذلك لكن معظم مساعدات الحكومة تذهب للفقراء.

Onlar israil'e destek sağlıyorlar ve içinde bulunduğumuz durumda, düşmanımıza destek olanları da düşmanımız olarak kabul ediyoruz.
ويعطون مساعدات لإسرائيل وفي هذا الوضع نحن نعتبر من يساعد عدونا هو أيضاً عدو لنا

"Torpillendik. Acil destek talep ediyoruz." Hepsi bu.
تم إصابتنا بطوربيد " " نطلب مساعدات عاجله

Bu mağazanın gördüğü en iyi baş asistan olacağım.
سأكون أفضل كبيرة مساعدات قد شهدها هذا المتجر.

Aslında hepimiz asistan editörüz.
في الحقيقة كلنا محررات مساعدات هنا

Üzgünüm, ama rap yapımcılarının asistanı olmaz kaltağı olur.
.عاهرة ! عفــواً؟ آسف, منتجين الراب ليس لديهم مساعدات لديهم عاهرات

Bayan Mardle'ın baş asistanı Bayan Hawkins olacak.
أن تكون الآنسة (هوكينز) كبيرة مساعدات الآنسة (ماردل).

Mayan Mardle'ın yeni asistanı Bayan Hawkins oldu.
الآنسة (هوكينز) ستصبح كبيرة مساعدات الآنسة (ماردل).

Evet ama yardımları her zaman hem çok az hem de çok geç oluyor.
أجل، ولكنها مساعدات صغيرة، تستغرق وقتاً كبيراً جداً

Sonra ABD'ye gidecekler, bir yardım planı sayesinde.
ثم سيذهبون إلى الولايات المتحدة ، من خلال خطة مساعدات اللاجئين.

İki yıl önce, şöyle bir karar verdik; hadi açlıkla savaş modelini değiştirelim ve yemek yardımı vermek yerine, onu gıda bankalarına koyalım.
ولكن قبل سنتين، قررنا، لنغير النموذج المستخدم لمحاربة المجاعة، وبدلاً من إعطاء مساعدات طعام، لنضعه في بنوك الغذاء.

Şimdi tabi ki de modern sektör... ...birçok kalkınma yardımı ve kaynağının gittiği yer.
الآن فان القطاع الحديث ، بطبيعة الحال ، هو الذي يستقطب الكثير من مساعدات التنمية وموارد دخل.

Uluslararası toplum büyük bir insani yardım kampanyası ile yanıt verdi ve yüzbinlerce hayat kurtuldu.
كانت إستجابة المجتمع الدولي هي مساعدات إنسانية ضخمة، وتم إنقاذ مئات الآلاف أكثر من الأرواح.