| Her yıl büyüdüğü yeri hatırlayıp yardım ettiğiniz için çok teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لكِ كثيراً على تذكّـركِ و مساعدتكِ للمكان الذي تربَّـت بهِ |
| - Ne yazık ki hanımefendi size bu konuda yardım edemem. | Open Subtitles | سيدتي , في هذا الأمر , أخشى أنني لا أستطيع مساعدتكِ |
| Seni buraya getirdim çünkü belki bana biraz yardım edebileceğini umuyordum. | Open Subtitles | لقد أحضرتكِ إلى هنا على أمل أن تمنحيني القليل من مساعدتكِ. |
| Her neyse, duyduğuma göre zamanın bolmuş ve yardımına ihtiyacımız olabilir. | Open Subtitles | بأية حال، سمعت أنكِ متفرغة بعض الشئ وقد نستفيد من مساعدتكِ |
| Onu durdurmayı denedik. Fakat senin Yardımın olmazsa, tekrar yapacak. | Open Subtitles | لقد حاولنا إيقافه، لكن من دون مساعدتكِ فسيُكرّرها ثانيةً |
| Eminim size Yardımcı olabilirim. Yoksa sizi deniz mi tuttu? | Open Subtitles | أعتقد أني أستطيع مساعدتكِ هل أنتِ مصابة بدوار البحر ؟ |
| Sana yardım etmeye çalışıyoruz; ama bize karşı dürüst olmalısın. | Open Subtitles | نحن نحاول مساعدتكِ, ولكن نحتاجكِ أن تكوني صادقه تماما معنا |
| Ancak seni harcamak için çıkacak bıçaklar için... sana ben bile yardım edemem. | Open Subtitles | لكن السكاكين ستظهر حالما تخطئين وفي ذلك الوقت حتى أنا لن أستطيع مساعدتكِ |
| Sorunların gerçekten jeopolitik ise o zaman sana yardım edemem. | Open Subtitles | واذا ماكانت مشاكلك حقاً جغرافية سياسية. عندها لا استطيع مساعدتكِ. |
| Bana üzerinde hiçbir şey yok bu yüzden ben sana yardım edemem. | Open Subtitles | حسناً.. أنا في حالة إنتظار لذا آسف لا أستطيع مساعدتكِ أنتظار ؟ |
| Sadece benim olanı koruyorum ve bana yardım etmeni sağlıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحمي ما هو لي وأتأكد من مساعدتكِ ليّ |
| Günlüğündeki diğer dilekleri gerçekleştirmen için sana yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريد مساعدتكِ من أجل تحقيق أحلامكِ الباقيّة في مذكراتكِ. |
| Sana yardım edebileceğini düşündüğümüz için onu da davet ettik. | Open Subtitles | وقد طلبنا منها الحضور الليلة لأننا نظن أن بإمكانها مساعدتكِ |
| Şu sadece biz varız, eğer bana izin vermezsen sana yardım edemem. | Open Subtitles | إننا فقط لدينا بعضنا الآن لن أستطيع مساعدتكِ إن لم تسمحي لي |
| - Gerçekten yardımına ihtiyacımız var. - Ne yazık size yardım edemem. | Open Subtitles | يمكننا حقاً الأستعانه بمساعدتك هنا أخشي بأنني لا أستطيع مساعدتكِ |
| Evet, yardım ettiğine eminim. Ama benim yardımına ihtiyacım yok. | Open Subtitles | نعم , أنا متأكد أنكِ كنتِ كذلك لكنني لن أحتاج مساعدتكِ هذه المرة |
| Çok büyük bir olay var. yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | هناك أمر كبير يمكنني الاستفادة من مساعدتكِ |
| Dinle, Yardımın lazım. Bahçemde bir köstebek var. | Open Subtitles | اسمعي، أحتاج إلى مساعدتكِ هناك حيوان أبوسوم في حديقتي |
| Ve sen söylemeden de biliyordum ki; Senin Yardımın olmadan bunu başaramazdım. | Open Subtitles | وقبل أن تقولي ذلك، أعرف مسبقًا بأنّني لم يَكن مُمكنًا أن أعمل هذا بدون مساعدتكِ |
| Ama onun adını ya da soyadını... söylemezseniz size Yardımcı olamam. | Open Subtitles | لكنكِ إن لم تقولي لي ماهو إسمُ عائلته فلن أستطيع مساعدتكِ |
| Hayır, cumaya kadar değil, yardımını gerçekten takdir ediyorum. | Open Subtitles | لا، إن موعد تسليمه في الجمعة، ولكن أقدّر لكِ مساعدتكِ |
| Ama yardımınıza ve bana acımanıza ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لكنني لا أحتاج مساعدتكِ ولا أريدكِ أن تشعري بالأسف لأجلي |
| İblis formuma dönmeyeceğim ve yardıma ihtiyacım olabilir. | Open Subtitles | أنا لن أعود لشكلي الشيطاني، وكان بإمكاني الحصول على مساعدتكِ |
| Sizi ve oğlunuzu sağlama almalıyız, ama Yardımınız gerek tamam mı? | Open Subtitles | سنحاول حمايتكِ أنتِ و ابنكِ , لكنني سأحتاج إلى مساعدتكِ بهذا الأمر , حسناً ؟ |