| Suyumuz üstünde kesinlikle yasal bir hakları yok ama onlara yardım etmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | ليس لهم أي حق قانوني في مياهنا، لكنّنا نحاول مساعدتهم. |
| Yapmak zorundaydım, tamam mı? Bunu onların yardımı olmadan yapamayız. | Open Subtitles | كان علي ذلك، لن نتمكن من فعل ذلك بدون مساعدتهم |
| Tang Lung adında bir adamın onlara yardım ettiğini öğrendim. | Open Subtitles | لقد أكتشفت بأنه يتم مساعدتهم بواسطة رجل يدعى تانغ لونغ |
| Yardımınıza ihtiyaçları var. Sizin de onların yardımına. | Open Subtitles | انهم يحتاجون مساعدتك و أنت تحتاج مساعدتهم |
| Mesele iki ölü çocuk ve onlara yardım etmemiz gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | ولكن السبب اثنين من الاطفال القتلى، وأعتقد أننا يجب أن مساعدتهم. |
| yardımları olmadan Kingsbridge Katedrali falan olmayacağını biliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعلمون بأنه من دون مساعدتهم لن يكون هناك "كاتدرائية لـ"كينقبريدج |
| Evet, ama hala yardımlarına ihtiyacı olduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | نعم، لكنهم ايضا لا يعرفوا انها لا تزال بحاجة إلى مساعدتهم. و أنت أيضاً |
| Yani onlara yardım etmem gerekiyor. | Open Subtitles | إذا وافقت على مساعدتهم و هذا يعني أنه يجب أن أبدو أني أساعدهم |
| Bölgede sevdikleriniz varsa şu anda onlara yardım etmeye çalışmayın. | Open Subtitles | إن كان لديك أحباء فى المنطقة لا تحاولوا مساعدتهم |
| Onlara yardım etmeye çalışıyordun. Onları birşeyden kurtarmaya çalışıyordun. | Open Subtitles | أنت كنت تحاول مساعدتهم و كنت تحاول تحريرهم من شئ ما |
| - Onlara yardım etmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | ولكننا نحاول مساعدتهم ، اليس كذلك يا بوبي |
| Bu yüzden onların yardımı olmadan gidebilmek için puanımın yeteri kadar iyi olması gerek. | Open Subtitles | لذلك يجب أن احصل على درجات كافية لألتحق بدون مساعدتهم والشكر لهذة الكتب |
| Aile yardımı olacağını düşünürse yeni bir bilgi verebilir. | Open Subtitles | ماذا لو علمت العائلة أننا نريد مساعدتهم فيخبرون بشيء ما |
| Onların yanında olsan bile onlara yardım edemezsin. Hiç fark etmez yani. | Open Subtitles | أنت لا تستطيعين مساعدتهم إذا كنت هناك معهم ليس هناك أى فرق. |
| İnsanlara gelince itiraf etmeliyim onların yardımına daha çok ihtiyacımız olacak... kendimizi korumak ve Okyanuslarımızı canlı, güzel tutmak için | Open Subtitles | بالنسبة للبشر، أقر بأننا نحتاج الى مساعدتهم أكثر فأكثر لحمايتنا، و يبقوا محيطنا حياً و جميلاً. |
| Yerellerin bizim tarafımızda olmasına ihtiyacımız var ve işin açığı, onların yardımına ihtiyacımızda olabilir. | Open Subtitles | نحتاج لوقوف المحليين في صفنا وفي الواقع ربما نحتاج مساعدتهم |
| iyi kararlar almaları için onlara yardım etmemiz gerektiğini düşünebilirsiniz. | TED | ويرى البعض الآخر أنه علينا مساعدتهم لاتخاذ قرارات أفضل. |
| Ve lütfen herkese yardımları için teşekkür ettiğimi söyle. | Open Subtitles | و رجاء اخبري الجميع انني اقدر مساعدتهم |
| Güzel, çünkü yardımlarına ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | جيد، لأننا سنحتاج الى مساعدتهم |
| 4400'ler insanlığı kurtarmak için geri yollandı ve onlara yardım etmem gerekirdi. | Open Subtitles | الـ 4400 أرسلوا لحماية البشرية , وعلي مساعدتهم بذلك |
| Tamam, kulağa hoş geliyor ama şu gerçeği kabul etmeliyim ki yardım etmekten bahsettiğim insanlardan pek de hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | يبدو الأمر جيدا ولكن يجب مواجهة حقيقة أنني لا أحب الناس الذين تكلمت عن مساعدتهم من قبل |
| Bana yardımlarını sunmaktan kaçınacaklarını.. ..gösteren bir sonuç yok. | Open Subtitles | ليس من المتوقع أن يميلوا إلى عرض مساعدتهم لي |
| Tek istediğim onlara yardım etmekti. | Open Subtitles | كل ما أردته هو مساعدتهم. |
| Yine de diğerlerini bulup, birbirimize yardım etmeliyiz | Open Subtitles | هناك شاب طائش معهم ولن يستطيعوا ان يحكموا على الامور الا بعد مساعدتهم |
| Onlarla tanışıp işlerini gördüğümde yardım etmek istediğime karar verdim. | TED | وعندما التقيت بهم ورأيت أعمالهم، قررت أنني أريد مساعدتهم. |
| Seni yakalamalarında yardım etmemi istediler. | Open Subtitles | يريدون مني مساعدتهم للإيقاع بك |
| Onları özel yapan şeyi ortaya çıkarmalarına yardım edebilirdim. | Open Subtitles | سأستطيع مساعدتهم لإيجاد ما يجعلهم مميزين |