Ben bu işi kitabına göre yapıyorum ve barış için geldim. | Open Subtitles | تلعب هذه الكتب من قبل بالنسبة لي وانا سوف اكون مسالماً |
Vücudundaki iyileşmiş yara izlerine bakarsak pek de barış sever biri olmadığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | بالحكم بالجروح والتقطعات على جلده فإنه لم يكن رجلا مسالماً. |
Geleceğinize, çocuklarınızın sağlığına teknoloji vasıtasıyla güvenli ve huzurlu kılınmış bir dünyaya önem veriyorsanız şimdi tam zamanı. | Open Subtitles | إن كنتم تكترثون لمستقبلكم و صحة أبنائكم و العالم الذي أصبح آمناً و مسالماً بالتقنية فالآن هو الوقت المناسب. |
Kısa dönem hafıza kaybım var, ilaçlar bizi huzurlu ve sanırım zararsız tutmak için. | Open Subtitles | يعطونيّ هذه العقاقير من أعوام لكيّ أبقى مسالماً وغير عدائيّ, على ما آظن |
Geçmişin sırrını saklamak ve barışçıl bir gelecek kurmak üzerine and içtiler. | Open Subtitles | لقد صوتنا على أن نجعل هذا الأمر سراً وأن نبني مستقبلاً مسالماً |
Biraz tuhaf biri. Ama tamamen zararsız görünüyor. | Open Subtitles | إنّه غريب الأطوار بعض الشيء لكنّه يبدو مسالماً تمـاماً |
Nazi Almanya'sından kaçan doğuştan barış yanlısı biriydi ve Avrupa'daki şiddete sırtını döneceğini ve çalışmalarına huzur içinde devam edeceğini ummuştu. | Open Subtitles | كان مسالماً بالفطرة، فرّ من "ألمانيا" النازيّة، وأمل إدارة ظهره للعنف في "أوروبا"، ومواصلة عمله في سلام. |
Eğer barış yanlısı ve gıcık bir insan tipi olacaksan, en azından yumruk nasıl atılır öğrenmen gerek, yani şüphesiz bir sürü yumruk yiyeceksin. | Open Subtitles | أذا كنت ستصبح شخصاً مسالماً وذو شخصية مزعجة إذاً يتوجب عليك على الأقل أن تتعلم كيف تتلقى لكمة بما أنك بلا شك سوف تتلقى الكثير |
barış yanlışı bir budala olmasaydı, Kripton'u kurtarabilirdi. | Open Subtitles | (كان يمكن أن ينقذ (كريبتون لو لم يكن مسالماً أحمق |
barış yapmaya geliyor. | Open Subtitles | اهدأ جاء مسالماً |
barış için geldiğimi söyledim. | Open Subtitles | قلت لكم أنّي جئت مسالماً |
Ben barış için geldim | Open Subtitles | لقد أتيت مسالماً |
İşim bittiğinde bu kadar huzurlu görünmeyecek. | Open Subtitles | لن يبدو مسالماً بعد ان انتهي منه |
Harika bir yer. huzurlu bir yer olacak. | Open Subtitles | هذا جميل , سوف يكون مسالماً |
Çünkü huzurlu bir işe benziyor. | Open Subtitles | لانه يبدوا عملاً مسالماً. |
Ve kendime huzurlu bir veda tanıdım. | Open Subtitles | وهيئت لنفسي وداعاً مسالماً |
Kulağa çok huzurlu geliyor. | Open Subtitles | هذا يبدو مسالماً جداً. |
Bu sabah hiç olmadığınız kadar barışçıl görünüyorsunuz General. | Open Subtitles | تبدو مسالماً على غير عادتك هذا الصباح يا حضرة الجنرال |
Şerif, ben kesinlikle barışçıl biri değilim. | Open Subtitles | أيها الشريف، أنا لست رجلاً مسالماً |
Senin girdiğin tartışma barışçıl mıydı? | Open Subtitles | كان مسالماً عند الشجار الذي اختلقته ؟ |
Şimdi zararsız gözüküyor ama tehlikeli bir şeye dönüşebilir. | Open Subtitles | يبدو مسالماً الآن, لكن قد ينمو ليصبح شيء خطراً. |