"مستعجلة" - Translation from Arabic to Turkish

    • acil
        
    • acelem
        
    • acele
        
    • acelesi
        
    • Acelen
        
    • acilen
        
    • Acilmiş
        
    Özür dilemeliyim. acil çağrı aldım. Ülkemde bir karışıklık çıkmış. Open Subtitles لابد أن أعتذر , كانت مكالمة مستعجلة ثورة فى بلادى
    Özür dilerim efendim ama York'tan çok acil bir mesaj var. Open Subtitles لو سمحت سيدي ، لكن هناك رسالة مستعجلة جدا من يورك
    Biraz acelem var. Haydi beklemeyelim, benimle gel, ne olduğunu anlat, haydi. Open Subtitles اسمع , أنا مستعجلة أخبرني بمشكلتك بينما نحن نسير
    Biraz acelem var desem, daha çabuk olur mu? Open Subtitles أنا مستعجلة قليلاً لذا، أليس بالإمكان أن يكون أسرع؟
    Bu sabah evden çıkmak için çok acele ettiğini söylüyorum, benden uzaklaşıp işe gelmek için acele ettiğini söylüyorum-- Open Subtitles ما قلته أنكِ كنتِ مستعجلة , للخروج من المنزل صباحاً . . مستعجلة للذهاب إلى العمل و الابتعاد عني
    Zanlının ya acelesi vardı ya da onları ayırmak için vakit kaybetmedi. Open Subtitles الجانية كانت مستعجلة أو لم تبذل جهدا في نشرهم كما فعلت سابقا
    Acelen varsa, adamın bize... tuğlaları kaldırmak ve yolu temizlemek için yardım edebilir. Open Subtitles إذا كنت مستعجلة ، فعاملك يمكن أن يساعدنا في تحريك الطابوق وفتح الطريق
    Yüzbaşı, General'den acil haber geldi! Cephede bize gerek varmış. Open Subtitles أيها القائد، أخبار مستعجلة من الجنرال نحن مطلوبون في الجبهة
    acil operasyon için Lex'i hava yoluyla Metropolis'teki Davis kliniğine götürüyorum. Open Subtitles سوف أنقل ليكس جواً إلى عيادة ديفيس في ميتروبوليس لجراحة مستعجلة
    Tietjens denen adamı görmem gerek. Bir şiir hakkında acil bir mesele var. Open Subtitles أنا يجب أن أرى ذلك الزميل , تيجنز أنها مسألة مستعجلة حول سوناتة
    Ölümcül radyasyon zehirlenmesi belirlendi. acil tıbbi bakıma ihtiyacınız var. Open Subtitles تمّ اكتشاف تسمّم إشعاعي مميت أنت بحاجّة لرعايّة طبيّة مستعجلة.
    Bu hastanedeki doktorlardan biri hastaneye kaldırılmadan acil ameliyatla çocuğun hayatını kurtardı. Open Subtitles وأحد أطباء هذا المشفى أنقذ حياته بجراحة مستعجلة قبل أن يدخل للمشفى
    Tamam, iki rutin, bir gece eylemi, üçü acil, hepsi de gizli davalar. Open Subtitles حسناً, مهمتان روتينية, و مهمة ليلة كاملة, و ثلاث مستعجلة, كلها قضايا سرية
    Sol kolundaki kılıcı almak için acelem var. Open Subtitles إني مستعجلة للحُصُول على السيفَ الذي بيدك اليسار أيضاً
    Ama çok acelem var. Sana versem olur mu? Open Subtitles ـ أجل ، ولكنني مستعجلة ، ايمكنني ان اعطيه لك؟
    Bak, acelem var, onu okula götürmeliyim. Open Subtitles حسنا انا مستعجلة . يجب ان اوصله للمدرسة.
    Neyse, yeni biriyle tanışmak için acelem yoktu. Open Subtitles على اي حال، لم اكن مستعجلة لمقابلة شخص جديد
    Efendim Majesteleri Dükün evlenme teklifini reddetmek için acele etti. Open Subtitles سيدتي , صاحبة الجلالة كانت مستعجلة جدًا في رفض زواج الدوق
    Burada. acele posta , 930 lliff. Davran. Open Subtitles خذي ، توصيلة مستعجلة 930 إل إل آي إف إف قومي بإنجازها ، إذهبوا بعيداً
    acele teslim. 95 Round Hill Yolu. Open Subtitles توصيلة مستعجلة ، 95 قريباً من طريق الجحيم
    Bir yerlere yetişmek için acelesi var gibiydi. Open Subtitles بدا أنها كانت مستعجلة لتصل إلى مكانٍ ما.
    Acelen olsa, o tarafa nasıl geçerdin? Open Subtitles إذا كنت مستعجلة كيف لك أن تصلِ للخلف هناك؟
    Eşinizi acilen ameliyata almak zorunda kaldık. Open Subtitles و كان علينا ان نجري عملية جراحية مستعجلة لزوجك
    Evet, ofisinde. Bunu da götürür müsün? Acilmiş. Open Subtitles أجل, إنه في مكتبه، وأعطيه هذه بطريقك إنها مستعجلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more