Düşündüm de, belki seninle beraber oturup geleceğini konuşabiliriz şimdi. | Open Subtitles | تعرفين ماذا؟ كنت أفكر بأنه ربما سيكون هذا وقتاً جيداً لنا للجلوس، والتحدث حول مستقبلكِ. |
Kısaca, umutların ve sorunlarının geleceğini nasıl etkilediği hakkında az bir şeyler söyler misin? | Open Subtitles | طموحاتكِ والمشاكل التي تؤثر على مستقبلكِ |
- geleceğin için iyi olanı düşünmelisin. Nerede terfi etme fırsatı bulabilirsin? | Open Subtitles | السؤال هو كيف تخدمين مستقبلكِ بالطريقة الأفضل، و أين تقع فرص التقدم |
Ayrıca geleceğin bu akşam dışarıda bir yemek ve sinemadan oluşurken geçmişine fazla takılmamalısın. | Open Subtitles | إضافةً، لا يجب أن تقلقي بشأن ماضيكِ بينما مستقبلكِ في المدينة الليلة وهو آتِ للعشاء ولمشاهدة الفيلم |
Ama senin Geleceğine mücadele etmek için kalıyorum. | Open Subtitles | لكنني بقيت هنا للمكافحه من اجل مستقبلكِ |
Evet. Geleceğinde karnavallar görüyorum. Gel buraya. | Open Subtitles | نعم , أرى مهرجاناً في مستقبلكِ تعالي هنا |
Geçmişine bu kadar takılıp kalma seni geleceğinden edebilir. | Open Subtitles | لا تكوني مُندفعة بالماضي الذي سيجعلكِ تُبدّدين مستقبلكِ. |
Eğer birine söylersen seni tıp okulundan attırırım ve kariyerini mahvederim. | Open Subtitles | إذا أخبرتِ أحداً، سأطردكِ من كلية الطب وسأدّمر مستقبلكِ المهنيّ |
Geleceğiniz ile alakalı konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أُحدثكِ بشأن مستقبلكِ |
- Üniversiteye gelirken planın olmalı. Haritan olmadan geleceğini nasıl bulacaksın? | Open Subtitles | كلا ، يجب أن تكون لديكِ خطة بدخولك الكلية كيف ستجدي مستقبلكِ بدون خارطة؟ |
Ama geleceğini de düşünmelisin. Baharda okulun başlıyor. Hayır. | Open Subtitles | لكن, لديكِ مستقبلكِ لتفكري به لديكِ مدرسة تبدأ في الخريف |
Evet, fakat bazen kendi geleceğini bilmek sana onu değiştirme fırsatı verir, ...özellikle, kararlıysan, aykırıysan ve kesinlikle tahmin edilemiyorsan. | Open Subtitles | نعم، لكن أحيانا، معرفة مستقبلكِ يسمح لك بتغيير ذلك خاصة إذا كنت مجنونا، متناقضا و غير متوقع كليا |
geleceğini düşünmen gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن عليكِ التفكير في مستقبلكِ. |
Peki, ikincisi,senin geleceğini garanti altına almak için annen ileti görüşlülük yaparak bu evliliği gerekli görmüş olabilir. | Open Subtitles | - ثانياً، ربما من أجل تأمين مستقبلكِ رأت أمكِ أن عليها إيجاد رجل رشيد |
geleceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أفكّر في مستقبلكِ |
Bu sefer adam akıllı bir şekilde halledin yoksa geleceğin hakkında çok ilginç bir konuşmamız olacak. | Open Subtitles | أحسني عملكِ هذه المرّة وإلاّ سنجري حديثاً مثيراً بخصوص مستقبلكِ |
Endişe etmen gereken kendi geleceğin. | Open Subtitles | مستقبلكِ أنتِ فحسب يجب أنْ يكون ما يشغلكِ |
Fakat geleceğin o mahlukun acı çekmesine dayanıyorsa geleceğinin ne kıymeti kalır ki? | Open Subtitles | لكن إذا كان مستقبلكِ مبنيّ على معاناة ذلك المخلوق فما قيمة مستقبلكِ؟ |
Geleceğine yatırım yapıyorum diyelim. | Open Subtitles | فلنقل فقط... أنّي أستثمر في مستقبلكِ. |
Senin Geleceğine bakmam gerekli. | Open Subtitles | يجب أن تري مستقبلكِ. |
"İşin bitti" derken bu şirketteki geleceğinden bahsetmiştim çünkü hiçbir zaman şu anki olduğundan daha iyi olmayacaksın. | Open Subtitles | "حينما أقول أنّك " انتهيتِ أعني أنّ مستقبلكِ في هذه الشركة قد انتهى لأنّك ستكونين مجرد نكرة |
kariyerini dert etmek için çok zamanın var daha. | Open Subtitles | لديك الكثير من الوقت للقلق بشأن مستقبلكِ. |
Geleceğiniz artık yok oldu. | Open Subtitles | مستقبلكِ ميت الآن |