| Dışarda itin iti yediği bir dünya var, ve benim geleceğim başka itlerce ısırılmamama bağlı. | Open Subtitles | انه عالم يسرق فيه ألأخ أخوه و مستقبلى يعتمد على عدم السماح لأحد أن يسرقنى |
| - Hayatımda ilk kez geleceğim önüme serili durumda değil ve bu durum hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | أنابيث للمره الأولى فى حياتى كلها مستقبلى ليس واضح كلياً أمامى و انا نوعاً ما أحب ذلك |
| Seçmelere katılmamı engelleyerek geleceğimi mahvediyorsun. | Open Subtitles | تدمير مستقبلى البراق بعد منعي من حضور تجربة الاداء |
| geleceğimi büyük ölçüde dikkatle düşünmeliyim. | Open Subtitles | أريد التفكير فى مستقبلى بدرجة معينة من الحرص |
| Neyse kariyerim hazır. Peki benim kariyerim ne olacak? | Open Subtitles | على أى حال، مستقبلى العملى استقر الان و ماذا عن مستقبلى انا؟ |
| kariyerimi ve kendininkini mahfetmeden çık oradan! | Open Subtitles | فلتخرج قبل أن تدمر مستقبلى مثلما دمرت مستقبل نفسك |
| Acaba geleceğimde muazzam zenginlik içinde ihtiras dolu bir aşk var mı? | Open Subtitles | لو كانت هناك رومانسية حارة فى مستقبلى , ثروة هائلة |
| geleceğimin - sanırım ona "ruh eşi" diyorsunuz - beni öyle görmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لم أكن أريد مستقبلى ، أن ترانى شريكتى الروحية فى هذه الحال |
| Bütün geleceğim buna bağlı. | Open Subtitles | مستقبلى بأكمله يعتمد على دخولى |
| Bak, benim de geleceğim buna bağlı. | Open Subtitles | أنظر، مستقبلى يعتمد على عدم إدخالك |
| Bak, ben insanları öldürmeyeceğim. Benim geleceğim televizyonda. | Open Subtitles | .أنا لا أقتل البشر . مستقبلى فى التلفاز |
| Bak, ben insanları öldürmeyeceğim. Benim geleceğim televizyonda. | Open Subtitles | .أنا لا أقتل البشر . مستقبلى فى التلفاز |
| Zor çünkü evlenmeden önce geleceğim Stanford'da diye düşünüyordum. | Open Subtitles | إن الأمر صعب لأنه قبل أن أتزوج ، كانت جامعة ستانفورد" هى مستقبلى" |
| geleceğim hakkında babamla mı konuştun? | Open Subtitles | تشاورت مع أبى عن مستقبلى ؟ |
| Hillsboro belediye başkanı olarak kanunlara uyulmasında ısrar ediyorum bunun siyasi geleceğimi olumsuz etkilemesi pahasına olsa bile. | Open Subtitles | "كعمدة " هيلزبورو فإننى أحرص على التمسك بقوانين هذا المجتمع بغض النظر عما إذا كان ذلك سوف يؤثر على مستقبلى السياسى |
| Cehennem buz kesmedikçe ve Sunnydale'deki bütün vampirler emekliye ayrılmadıkça, geleceğimi tartışmaya gerek yok bence. | Open Subtitles | لو لم يتجمد الجحيم, ويتقاعد كل مصاص دماء هنا... سأقول أنى مستقبلى أفضل فى هذا |
| "ölçüsüz geleceğimi özleyeceğim. | Open Subtitles | هو تضييع و تبذير مستقبلى بالكامل |
| Yani elbise satmak için mi geleceğimi mahvediyorsun? | Open Subtitles | اوه تدمرى مستقبلى من اجل بيع ازيائك |
| Hadi, bana geleceğimi söyle. | Open Subtitles | هيا ، اقرأى لى مستقبلى |
| Önce askerlik kariyerim vardı. | Open Subtitles | اولا: كان هناك مستقبلى العسكرى |
| Peter, yaptığım şey kanun dışı. Ordu kariyerimi bitirir. | Open Subtitles | الان بيتر مافعلته غير قانونى ويدمر مستقبلى فى الجيش |
| Saçmalık.Yakın geleceğimde jet ski yapıcağımı sanmıyorum. | Open Subtitles | هذا غير منطقى بالمرة انا لا ارى اى عربات تزلج على الجليد فى مستقبلى |
| Sayın Başkan, sizin gibi, bu anlaşmanın başarısı için politik geleceğimin büyük bir kısmını tehlikeye attım. | Open Subtitles | .. سيدى الرئيس , مثلك .. لقد خاطرت بكثير من مستقبلى السياسى على نجاح هذه الإتفاقية |
| "Geleceğimden hiç umutlu değilim. | Open Subtitles | مستقبلى يبدو شنيعا, |
| Sevgili kardeşim söylemek zorundayım şu anda kesinlikle kariyerimin zirvesindeyim. | Open Subtitles | يا أختى العزيزه أريدك أن تعرفين أنه فى هذه اللحظه مستقبلى المهنى جيد جداً |