Heryerde birbirinden bağımsızmış gibi görünen aynı sonuçlar ortaya çıkar. | Open Subtitles | كما تعلم, كما لو أن نفس النتائج تظهر على السطح في كل مكان حيث كل مستقلة عن الأخرى |
Bacakları vücudundan bağımsızmış gibi hareket ediyor! | Open Subtitles | سيقانه ترقص كما لو كانت مستقلة عن جسمه! |
Kant, sonuçlardan bağımsız olarak bazı davranışlarımızın tümüyle doğru bazılarının da tamamen yanlış olduğu düşüncesini geliştirmiştir. | TED | لقد طور هذه النظرية التي هي مستقلة عن العواقب، تكون بعض الأفعال محقة والبعض الآخر خطأ. |
Önceden işe yaramıştı. Hayır, hayır, hayır. Otelin ve alarmın birbirinden bağımsız güç kaynakları var. | Open Subtitles | لا ، القفص والإنذار لهم كهرباء مستقلة عن الفندق |
Hayır, hayır, hayır. Otelin ve alarmın birbirinden bağımsız güç kaynakları var. | Open Subtitles | لا ، القفص والإنذار لهم كهرباء مستقلة عن الفندق |
Henüz kime güvenebilirsin bilmiyorsun o yüzden 2. bir istasyon kurman gerek kendi adamlarınla, elçilikten bağımsız olarak. | Open Subtitles | أنتِ لا تعلمين بمن تثقين بعد لذا أنت بحاجة لإنشاء محطة ثانية بمكان ما من زملائك المقربين، مستقلة عن السفارة |
Bu planı Gizli Servis'ten bağımsız hazırladık, efendim. | Open Subtitles | وضعنا هذه الخطة مستقلة عن الحرس الخاص, يا سيدي |