Gözleri, avını takip edebilmesi için birbirinden bağımsız hareket eder. | Open Subtitles | تتحرّك عيناها على نحو مستقلّ لرصد الفريسة |
Büyüme çağı, yaşamın bir evresinde ergenliğin biyolojik, hormonal ve fiziksel değişimleriyle başlayan ve bireyin toplumda sabit ve bağımsız bir role sahip olmasına kadar devam eden süreç olarak tanımlanır. | TED | لذا فإن مرحلة المراهقة هي المرحلة التي تبدأ مع التغيرات البيولوجية والجسدية و الهرمونية لسن البلوغ وتنتهي في العمر الذي يصبح فيه الشخص مستقرّا و له دور مستقلّ في المجتمع. |
Vurulma ile ilgili bağımsız bir soruşturma yapılacak mı? | Open Subtitles | -هل سيكون هنالك تحقيق مستقلّ عن الحادثة؟ |
Bay Sark'la yoğun işler yapmış Serbest çalışan bir paralı asker. | Open Subtitles | A مرتزق مستقلّ الذي كان عنده شامل تعاملات مع السّيد سارك. |
Tuhaf olan kullandığı kod adın SD-6'nın verdiği kod adı olmamasıydı. "Freelencer" | Open Subtitles | الذي كان غير عادي كان بأنّها I. D. ' d نفسه بإشارة النداء ليس مصدر من قبل SD-6. إشارة نداء "مستقلّ." |
Üs Operasyonları, ben Freelancer, duyuyor musunuz? | Open Subtitles | القاعدة أوبس، هذا مستقلّ. هل تنسخ؟ |
Vurulma ile ilgili bağımsız bir soruşturma yapılacak mı? | Open Subtitles | -هل سيكون هنالك تحقيق مستقلّ عن الحادثة؟ |
Etrafımızdaki dünya, bizden bağımsız olarak vardır. | Open Subtitles | العالم حولنا يتواجد بشكل مستقلّ عنّا |
Sen bağımsız bir adamsın Tom. | Open Subtitles | أصبحتَ مستقلّ بنفسك، يا (توم) |
Fazla bağımsız. | Open Subtitles | مستقلّ للغاية |
Sorgulama ve suikast uzmanı Serbest çalışan bir suikastçı. | Open Subtitles | هو قاتل مستقلّ متخصّص في الإستجواب وعمل رطب. |
Ben hiç tam zamanlı çalışmadım. Serbest çalıştım. | Open Subtitles | لم أبرع قطّ في استلام أجر من جهة ثابتة، أعمل بشكل مستقلّ دائماً |
"Freelencer" kod adını Sydney'e sen mi verdin? | Open Subtitles | أعطيت سدني إشارة النداء "مستقلّ." |
Anlaşıldı Freelancer. | Open Subtitles | النسخة، مستقلّ. |
Ben Freelancer. | Open Subtitles | هذا مستقلّ. |