"مستلقيا" - Translation from Arabic to Turkish

• yat
• yatıyor
• yatarak
• yatarken
• uzanırken
• yattığını
• yalan söylüyorsun

Peki, sen orada yat bakalım. Bende senin kızınla vakit geçireceğim. Sakın bunun için bana kızma.
.أنت ابق مستلقيا, و انا سأخرج مع صديقتك .لا تنزعج

Bir hendekte yatıyor, deli gibi ağlıyordum.
كنتُ مستلقيا في خندق عيناي مغرورقة بالدموع

Ve geçen yıllarda, vaktimin çoğunu yatarak geçirdim.
والسنة الماضية، كان عندي الكثير من الوقت مستلقيا في السرير

Size bunu gerekirse diye söylüyorum, eğer beni küçük bir halının üzerinde yatarken görürseniz diye.
أنا أقول هذا حتى تكونون على علم في حالة ان تجدوني مستلقيا على ممسحة الباب

Ama burada uzanırken... kendimden geçmişim.
ولكن بينما كنت مستلقيا هنا كان الجو دافئا لذا غفوت

Gelecek defa, barda bir adamın yattığını görürsem, onu orada bırakacağım!
المرة القادمة التي ارى فيها رجلا مستلقيا في بار سأتركه هناك

- Jason, yalan söylüyorsun.
- جايسون , كنت مستلقيا . - لا, أنا لست كذلك.

Birazcık kıpırdamadan yat.
ابقي مستلقيا لدقائق

yat, yat.
أبقى مستلقيا

yat.
أبقى مستلقيا..

Babam ağzından dil yerine bakteri dolu bir sünger fırlamış halde yerde yatıyor olacak.
إلا أنه هو سيكون مستلقيا على الأرض مع إسفنجة البكتريا التي تتدلى من فمه كلسان عملاق

Birkaç yerinden vurulan bir adam. Yerde yatıyor, kanaması var.
رجل تم اطلاق النار عليه عدة مرات كان مستلقيا على الأرض , وينزف على الارض

Beni Sistina Şapeli'ndeki Michelangelo gibi düşünün sırtüstü yatıyor, zor bir nesnenin portresini çizmeye çalışıyor.
مجرد التفكير في لي ... مايكل أنجلو في كنيسة سيستين مستلقيا على ظهره ...

Tüm günü karda yatarak ve kayakçıların üstümden atlamasıyla geçirdim buz parçaları gözlerimin önünde uçuşuyor.
لقد أمضيت يومي كله مستلقيا على الجليد والمتزلجين يقفزون من فوقي وقطع صغيرة من الثلج تتطاير إلى عينيّ

Kanepede yatarak hiçbir şeyi aşamayacağım.
‫أنا لن أتجاوز أي شيء فقط ‫بالبقاء مستلقيا على الأريكة.

Bütün çocukluğumu yatakta yatarak geçirdim.
قضيت طفولتي كلها مستلقيا في السرير

Bahçe kapısı açıktı ve Titus'u salonda yerde yatarken gördüm.
باب الفناء كان مفتوحا ثم رايت تيتوس مستلقيا على الارض قي غرفة المعيشة

Kutuları getirecektir Çünkü hiçbir şey kıçının üzerine yatarken.
لأن صناديق سوف تجلب لك لا شيء عندما كنت مستلقيا على مؤخرتك.

Kendisi yerde yatarken ve savunmasız bir hâldeyken ve kanlar içindeyken ve acı çekerken iki darbe daha aldı.
ثم حين كان مستلقيا على الأرض وكان عاجزا وينزف ويتألّم تعرّض لضربتين إضافيتين

Benim için bunu, sadece bir deneyim olarak düşünmek kolay, orada yatıp uzanırken, bu yerin çok daha büyük bir şeyin benzeri olduğunu farkediyorsunuz, dünya için, ve bizim bitkilerle olan ilişkimiz için fotosentez ile yaşamın devam etmesini sağlıyor.
فإنه من السهل أن نفكر بأن هذه مجرد تجربة ولكن بالنسبة لي، عندما كنت مستلقيا هناك، انك ستدرك من ان هذا المكان هو كناية عن شيء أكبر بكثير،

Orada, o şekilde 10 saat kadar yattığını söylediler.
هو كان مستلقيا هنا لمدة عشر ساعات .. كما هم يعتقدون

Yolun ortasında yattığını mı söylemek istiyorsun?
هل تريدين أن تقولي لي أنه كان مستلقيا في منتصف طريق سريع ؟

yalan söylüyorsun, değil mi?
كنت مستلقيا ، أليس كذلك؟

- yalan söylüyorsun.
كنت مستلقيا.