"مستميتة" - Translation from Arabic to Turkish

• umutsuz
• umutsuzca

Her zaman, bir sonraki öyküsü için umutsuz bir durumdaydı, bunu herkesten daha iyi biliyorsun.
،إنها دائماً مستميتة لقصتها القادمة تعرفين ذلك أفضل من أي شخص آخر

Hala her şeyi doğru olan bazı açıklamalar için umutsuz.
ما زال بحاجة مستميتة لأن يتوصل لتفسير يمكنه تصويب كل شيء ثانية

O zamanlar ne kadar umutsuz olduğumu anlayabiliyor musun?
هل يمكن أن تفهمي كم كنت مستميتة ؟

Lord Kelvin'in, seyahatimi engellemek için umutsuzca çırpınışlarından biri bu. Ben bir İngiliz vatandaşıyım.
هو مجرّد محاولة مستميتة مِن قِبل اللّورد كيلفن لعرقلة رحلتَي

umutsuzca erkeklerin dünyasında başarılı olmayı istemiş, bu yüzden odadaki en hazırlıklı oydu.
محاولات مستميتة من أجل النجاح في عالم الرجال، حتى انها دائما أكثر استعدادا شخص في الغرفة.

umutsuz bir müvekkil için umutsuz öneriler. Bu laflar bu mahkemeyi aşağılıyor, sizleri.
اقتراحات مستميتة لأجل عميل مستميت

Hayatım uğruna umutsuz bir dövüşle yüzleşiyordum.
يواجه معركة مستميتة لأجل حياتي.

umutsuz bir şekilde uykuya ihtiyacın var.
أنت بحاجة مستميتة للنوم

Bu kadar umutsuz olduğunu bilmiyordum.
لو أعلم كم أنت مستميتة

Bu çok umutsuz bir durum!
! هذه حالة مستميتة !

Klaus'u seni öldürmesin, ailenizdeki akan kan sonsuz bir döngü olmasın diye umutsuzca ikna etmeye çalıştım.
حاولت مستميتة إقناعه ألّا يقتلك بأنّه لا يتحتّم أن تستمرّ إراقة الدماء في أسرتكم عبر حلقات لا تفنى.

Öyle umutsuzca ne yapıyor?
ما الذي يجعلها مستميتة هكذا ؟