Her zaman, bir sonraki öyküsü için umutsuz bir durumdaydı, bunu herkesten daha iyi biliyorsun. | Open Subtitles | ،إنها دائماً مستميتة لقصتها القادمة تعرفين ذلك أفضل من أي شخص آخر |
Hala her şeyi doğru olan bazı açıklamalar için umutsuz. | Open Subtitles | ما زال بحاجة مستميتة لأن يتوصل لتفسير يمكنه تصويب كل شيء ثانية |
O zamanlar ne kadar umutsuz olduğumu anlayabiliyor musun? | Open Subtitles | هل يمكن أن تفهمي كم كنت مستميتة ؟ |
Lord Kelvin'in, seyahatimi engellemek için umutsuzca çırpınışlarından biri bu. Ben bir İngiliz vatandaşıyım. | Open Subtitles | هو مجرّد محاولة مستميتة مِن قِبل اللّورد كيلفن لعرقلة رحلتَي |
umutsuzca erkeklerin dünyasında başarılı olmayı istemiş, bu yüzden odadaki en hazırlıklı oydu. | Open Subtitles | محاولات مستميتة من أجل النجاح في عالم الرجال، حتى انها دائما أكثر استعدادا شخص في الغرفة. |
umutsuz bir müvekkil için umutsuz öneriler. Bu laflar bu mahkemeyi aşağılıyor, sizleri. | Open Subtitles | اقتراحات مستميتة لأجل عميل مستميت |
Hayatım uğruna umutsuz bir dövüşle yüzleşiyordum. | Open Subtitles | يواجه معركة مستميتة لأجل حياتي. |
umutsuz bir şekilde uykuya ihtiyacın var. | Open Subtitles | أنت بحاجة مستميتة للنوم |
Bu kadar umutsuz olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لو أعلم كم أنت مستميتة |
Bu çok umutsuz bir durum! | Open Subtitles | ! هذه حالة مستميتة ! |
Klaus'u seni öldürmesin, ailenizdeki akan kan sonsuz bir döngü olmasın diye umutsuzca ikna etmeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت مستميتة إقناعه ألّا يقتلك بأنّه لا يتحتّم أن تستمرّ إراقة الدماء في أسرتكم عبر حلقات لا تفنى. |
Öyle umutsuzca ne yapıyor? | Open Subtitles | ما الذي يجعلها مستميتة هكذا ؟ |