"Platin kitap"taki tariflere dayanarak. | Open Subtitles | مستندة على الأوصاف من الكتاب البلاتيني نفسه |
Bu ön bilgilere dayanarak, şöyle bir hipoteze vardım. | Open Subtitles | مستندة على هذه البيانات التمهيدية، جئت إلى الفرضية التالية: |
Bu tahmini nasıl bir kanıta dayanarak söylüyorsunuz? | Open Subtitles | أي نوع من الأدلة التجريبية أنت مستندة على هذا الافتراض؟ |
Çin'in bir enerji politikası var ve bu radikal enerji verimliliği ve teknolojinin sıçramasına dayanıyor. | TED | لدى الصين سياسة للطاقة مستندة على إستخدام للطاقة بشكل جوهري و سرعة في بناء التكنولوجية |
Bir çocuğun dilin alıcısı, kullanıcısı ve sonrasında okuyucusu olarak ustalığını artıran mekanizmadaki düzeltmeleri yürütmek üzere beynin plastisitesine dayalı bir yaklaşımı tasarlamak için bu stratejilerin kullanılması hakkında konuşacağım. | TED | سأتحدث عن استخدام هذه الاستراتيجيات للقيام بتصميم مقاربة للدماغ مستندة على المرونة تقود إلى تصحيحات في آلية الطفل والتي تزيد من كفاءة الطفل كمستقبل ومستخدم للغة، وبعد ذلك ، كقارئ. |
Bir keresinde, Fransız İhtilali'ne dayanan bir şarkı bestelemiştim. | Open Subtitles | في مرة قمت بكتابة مسرحية موسيقية كاملة قصتها مستندة من الثورة الفرنسية امم .. |
İzlenimlerinizi baz alarak ona yapay hormon tedavisi uyguladık, işe yaradı. | Open Subtitles | مستندة على ملاحظاتك، نحن نعطيه الهورمونات الصناعية، التي تبدو للعمل. |
Zeytin teorisi, arkadaşlarım Marshall ve Lilly'e dayanır. | Open Subtitles | نظرية الزيتون مستندة على اصدقائي مارشل و ليلي |
İkincisi, bir kedinin tanıklığına dayanarak bir dava aldığını gördüm. | Open Subtitles | ثانيـًا، رأيتك تأخذ قضية مستندة على شهادة قطة |
Eğer müdahale etme fırsatım varsa, Sayın yargıç, biz sorularımızı yalnızca kendi bilgilerimize dayanarak soruyoruz. | Open Subtitles | إذا سمحت لي بالتدخل , نطرح أسئلة مستندة على معرفنا الخاصة |
Ofisinizin doğruluğunu kabul etmediği bir ifadeye dayanarak. | Open Subtitles | مستندة على دليل بأن مكتبك قد شهد إنكاراً. |
SG-1'deyken karşılaştığın ileri teknolojiye dayanarak, öyle mi? | Open Subtitles | مستندة على التقنية المتقدّمة واجهتها مع إس جي -1؟ |
Erimiş liflere dayanarak, polyester bir gömlek giydiğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | مستندة على ذابتْ الأليافَ، هو كَانَ يَلْبسُ من المحتمل a قميص بولسترِ. |
Biz üzerinde bulduğumuz klüp kartına... dayanarak öldüğünü sandık, ama yanıldık. | Open Subtitles | مستندة على a بطاقة عضويةِ جمنازيومِ نحن وَجدَ على جسمِه نحن كُنّا خاطئون. |
Önceki tecrübelerine dayanarak bir öngörüde bulundun ve bunu açıkça söyledin, hepsi o kadar. | Open Subtitles | تَرى شيءاً أنت إعتقدْ يُؤثّرَ على النداءِ، مثل إنطباعِكَ العامِّ a حيّ مستندة على التجربةِ المحترفةِ، تَقُولُه. |
Marshall, bu zeytin teorisi, sana ve Lilly'e dayanıyor. | Open Subtitles | مارشل, نظرية الزيتون, مستندة عليك انت و ليلي |
Marshall, bu zeytin teorisi, sana ve Lilly'e dayanıyor. | Open Subtitles | مارشل, نظرية الزيتون, مستندة عليك انت و ليلي |
Efsane bu şekilde devam eder, fakat gerçeğe dayanıyor olabilir mi? | Open Subtitles | وهكذا ذهبت الأسطورة, ولكن هل كانت مستندة على أيه حقائق؟ |
Dünyanın en iyi eczacılık firmaları vücut geliştirici vitaminler ve kimyaya dayalı maddeler üretiyorlar. | Open Subtitles | البعض مِنْ العالمِ الأجودِ شركات صيدلية معادن كمالِ أجسام صنعِ، فيتامينات , مواد كيمياوية كُلّ مستندة على الكيمياءِ، |
Eminim şahsi deneyime dayalı bir gözlemdir. | Open Subtitles | لا شك أن الملاحظة مستندة على تجربة شخصية |
Burada öylesine durup gerçeğe dayanan bilimsel bir saçmalığı öylesine sunmayacağım. | Open Subtitles | لَنْ أَقِفَ هنا، حاضر البعض egghead علمي حجّة مستندة على الحقيقةِ. |
Global gelgit şablonlarına dayanan bir denklem bulmuştu ve belirli bir sayı dizisine kafayı takmıştı. | Open Subtitles | جاءت بهذه المتتالية مستندة إلى انماط المد والجزر العالمية، وكانت تركّز اهتمامها على هذه المتتالية بعينها. |
Basın stratejini cidden Tom Hanks'in ölümünün muhtemelliğini baz alarak mı yapıyorsun? | Open Subtitles | تُريدُ حقاً أَنْ تجعل إستراتيجيتَكَ الصحفيةَ مستندة على المُحَاوَلَة للإعتِقاد بموت توم هانكس... |
Zeytin teorisi, arkadaşlarım Marshall ve Lilly'e dayanır. | Open Subtitles | نظرية الزيتون مستندة على اصدقائي مارشل و ليلي |