Boru bombaları: Neyle yapılır? pudra, ya da bebek pudrası? | Open Subtitles | بماذا تُصنع القنابل الأنبوبية مسحوق التجميل أم مسحوق الأطفال ؟ |
Bu yerleştirilen malzeme ya sıvı formda ya da ürün pudra formunda başlıyor. | TED | وهذه المواد المرسوبة اما بدأت كسائل او مواد على شكل مسحوق |
barut, veya daha da kötüsü. Gemi dolusu barut. | Open Subtitles | مسحوق أسود وأسوأ الباخرة بأكملها محملة بهذة المادة |
Eşit şekilde paylaşmak şartı ile bize barut, kürek ve gereken her şeyi verecek. | Open Subtitles | انه سوف يعطينا مسحوق التفجير معاول، كل شيء، لحصص متساوية |
Ben altın tozunu ishal bokundan ayıramam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أُميّز بين مسحوق الذهب والإسهال. |
- ezilmiş bir tane gördüm, evet, efendim. | Open Subtitles | لقد رأيت واحد و قد كان مسحوق كلياً في كوب السيد الفرنسي الشاب |
Bir dahaki sefere çamaşır deterjanı kullanmazsan bulaşık suyu daha etkili olur. | Open Subtitles | لا تستعمل مسحوق الغسيل في المرّة القادمة، وستعمل غسالة الصحون كما يجب. |
pudra kullanmıyorsun ya? | Open Subtitles | أنتِ لا تستعملين مسحوق الوجه, أليس كذلك؟ |
"ORİJİNALİ YERİNE GEÇER" "Bayan Leeds'in sağ baldırının iç tarafında pudra vardı. | Open Subtitles | وجدت آثار بودرة مسحوق على فخذ السيدة ليدز من الداخل |
Mil sayacının kablosunda pudra şekeri bulduk. | Open Subtitles | لقد عثرنا على مسحوق السكر على سلك عدّاد المسافات |
Ama ben esprileri severim. Şu komik derecedeki pudra ponponu gibi. | Open Subtitles | لكن ، أحب التمثيل البصري مثل مسحوق البودر الضخم |
Ama evde barut bulundurmak tehlikeli değil mi? | Open Subtitles | أليس من الخطر أن يكون عندك مسحوق تفجير في البيت؟ |
Ben de onlara tüfek ve çok az da olsa barut vererek iki aylığına aralarından ayrıldım. | Open Subtitles | لهذا اعطيتهم بنادق مع كمية جيدة من مسحوق البارود وغبت لشهران |
Yeni üretilen bir top som bronzdan yapılmış bir top mermisini yeterli miktarda barut yardımıyla şaşırtıcı bir güçle fırlatabilirdi. | Open Subtitles | وجيل جديد من المدافع المصنوعة فى قوالب من البروم الصلب وتحشى بكمية مناسبة من مسحوق البارود لأعطاء المدفع قوة دفع مذهلة |
Sana söyledim. Çok fazla barut kullanıyorsun.Gömleğimin haline bak. | Open Subtitles | اخبرتك انك تستخدم مسحوق اكثر من الازم انظر ما الذى حدث الى قميصي |
Ve vermilyon tozunu saçlarından çıkarmaları gerekir. | Open Subtitles | وعليهم إزالة مسحوق برتقالي مائل للحمرة.. من فلقه شعرهن |
Dalağı parçalanmış, karaciğeri ezilmiş ve karnında başka yaralar da var. | Open Subtitles | طحال محطّم وكبد مسحوق وإصابات بطن متنوعة أخرى. |
Bir dahaki sefere çamaşır deterjanı kullanmazsan bulaşık suyu daha etkili olur. | Open Subtitles | لا تستعمل مسحوق الغسيل في المرّة القادمة، وستعمل غسالة الصحون كما يجب. |
Senin şu uyku tozun eğer onu koklarsam, yeterince derin bir uykuya dalıp bunu başarabilirim. | Open Subtitles | مسحوق النوم إذا استنشقتُه، سأغطّ في نومٍ عميقٍ كفايةً بحيث أتمكّن مِنْ فعل هذا |
Osmanlıların askeri üstünlüğü, barutu muhtelif yerlerde ve gelişmiş bir şekilde kullanabilmesinden geliyordu. | Open Subtitles | كان سر التفوق النوعى للعثمانيين يأتى من أستخدامهم المتنوع والمعقد لإمكانيات مسحوق البارود |
Kabartma tozuyla zayıflatılmış kokain olabilirdi. Ama hayır, bu anilin kristalleri. | Open Subtitles | كان يمكن ان يكون كوكايين مسحوق و لكن لا انه بلورات انيلين |
Hey, az bilinen bir gerçek: Tarantula tüyü on yıldan fazla bir süredir kaşıntı tozunun ana maddesidir. | Open Subtitles | شعر الرتيلاء كان المكوّن الرئيسي في مسحوق الغسيل لعقود |
Ve Bayan Santiago'nun tırnaklarından aldığın kalıntılar yatağın yanındaki talk pudrası ve vücut losyonuyla eşleşti. | Open Subtitles | والكشطات الي قمتِ بتجميعها من تحت أظافر السيدة سانتياغو تطابق مسحوق التلك ..و دهان الجلد الذي بجانب السرير , إذا |
Çivit rengi yaprak sapları üzerinde ince toz şeklinde bulunurdu. | Open Subtitles | كانت صبغة اللون النيلي في مسحوق ناعم على جذوع الاوراق |
Buğday çimi, bitki tohumu, keten tohumu yağı, protein tozu. | Open Subtitles | قمح و سيليوم و زيت حب الكتان و مسحوق البروتين |