"مشاعل" - Translation from Arabic to Turkish

    • meşale
        
    • meşaleler
        
    • fişekleri
        
    • feneri
        
    • Meşaleleri
        
    • meşalelerle
        
    • fişeği
        
    Kamyonetinde meşale bulundurman ne kadar da güzel bir şey. Open Subtitles كم هو جيد أن يكون لديك مشاعل في المركبة
    Kimsenin elinde meşale veya dirgen yok. Kimse bana değişik bakmıyor. Open Subtitles "لا مشاعل ولا مذارٍ، لا أحد ينظر إليّ بشكل مختلف"
    Bahse girerim meşaleler ve ayinlerle birlikte büyük bir kabul seremonisi olacak. Open Subtitles أراهن على انه سيكون هناك إحتفال تعريفي أتفهمينني ، مثل مشاعل وورود
    Roketin tepesinden tutuşmuş meşaleler gibi yere düştüler. Open Subtitles تساقط العاملون وكأنهم مشاعل محترقة من الجزء العلوي من الصاروخ
    Otobüste acil durum fişekleri var. Open Subtitles فى الحافلة يوجد مشاعل الطوارئ
    Yanına gidip üzerine eğildim... kafasını kaldırıp gözlerime baktı gözleri sanki el feneri gibiydi. Open Subtitles فذهبت إلى ذلك الشيء, وانحنيت، ونظر ذلك الظبي إليّ بتلك العينان... تلك العينان كأنها مشاعل...
    Meşaleleri var. Open Subtitles عليهم الحصول على مشاعل
    Her çatıda, yanan meşalelerle adamlarım bekliyor! Open Subtitles على كل سطح ، لدى رجال يحملون مشاعل ملتهبة
    meşale mi sence? Open Subtitles أهى مشاعل ؟ نعم , أعتقد
    meşale lazım. Open Subtitles نحتاج إلى مشاعل
    Birkaç kurşun ve meşale. Open Subtitles رصاصتين مشاعل للطريق.
    Orada hiç meşale yokmuş ki. Open Subtitles لم تكن هناك أي مشاعل
    meşale tutanlar! Open Subtitles مشاعل
    Geri gelirse diye meşaleler. Modası geçmiş olduğunu biliyorum. Open Subtitles مشاعل بانتظار عودته أعلم أنّها عتيقة الطراز، و كذلك أنا
    Yani, etrafta meşaleler var... ve daha fazla korkuluk büyük olanlardan ve birde küçük birtane var. Open Subtitles ثمّة مشاعل والمزيد من الفزّاعات الضخمة ورجل قصير.
    Burası çok büyük. Yani, etrafta meşaleler var... ve daha fazla korkuluk büyük olanlardan ve birde küçük birtane var. Open Subtitles هذا المكان ضخم، ثمّة مشاعل وفزّاعات ضخمة.
    Çünkü küçük meşaleler konusunda, şüphelerim var. Open Subtitles لأني متشكك قليلاً بـ"مشاعل التيكي"
    Tamam Vaughn, bomba için bize propan şişeleri işaret fişekleri ve duman alarmları gerek, tamam mı? Open Subtitles ‫حسنا (فون) ، نحن نحتاج زجاجات البروبان ، ‫مشاعل الطريق، وأجهزة انذار دخان ‫لصنع قنابل ، حسنا؟
    Kameralar, metre, hatta el feneri. Open Subtitles من الكاميرات، متر، مشاعل حتى.
    - Bende el feneri var. Open Subtitles لدي مشاعل حصلت.
    Meşaleleri yak. Ziyafet veriyoruz. Open Subtitles أشعلي مشاعل "تيكي"، نحن سنبدأ بحفلة (هاواي) التقليدية
    Marge, bu insanlar bizi yaba ve meşalelerle kovaladılar. Open Subtitles مارج"، هؤلاء الناس طاردونا بالمذاري والمشاعل" ! مشاعل!
    - İşaret fişeği kutusu nerede? - İşaret fişeği yok. Open Subtitles ـ وجدتُ صندوقاً من مشاعل الماغنيسوم ـ لا توجد ألعاب نارية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more