| Sizin sorununuz boş kiliseler, beyler. | Open Subtitles | المشكلة هي الكنائس فارغة أيها السادة, هذا هو مشكلتكم |
| Sizin sorununuz, ...birbirinize karşı, ayrı ayrı oynamanız yerine... sizi birlikte oynamanız için zorlamamda. | Open Subtitles | مشكلتكم انكم بدلا من ان تلعبوا ضد بعضكم انا اجبرتكم على ان تلعبوا مع بعضكم البعض |
| Size elimizdeki bütün yemeği verdik. Siz hızlı yediniz. Bu sizin sorununuz. | Open Subtitles | لقد أعطيناكم كل الطعام الذي لدينا أما توزيعه فهي مشكلتكم أنتم |
| Onunla bir derdiniz varsa kozunuzu bizimle paylaşın. | Open Subtitles | اذا كان لديكم مشكلة معه فهذا يعني ان مشكلتكم معنا أيضا |
| Onu öldürmek senin sorunun, Hristiyan olduğunu. - Ben size yardım etmek için geldim. | Open Subtitles | لقد بات مشكلتكم أنتم، أيها المسيحيون أنا هنا لتقديم المساعدة وحسب |
| Çocuklar sizin probleminiz sorunlu olmak risk altında olmak ya da zevksiz olmak değil. | Open Subtitles | أيها الأطفال مشكلتكم ليس أنكم مضطربون أو معرضون للخطر أو تسريحة سيئة. |
| Sorununuzu çözmek için yalvaran 10 tane bilim adamı bulacaklardır. | Open Subtitles | اتصل مع شبكات الاذاعة سيأتي عشرات العلماء يتمنون حل مشكلتكم |
| Newtown ayakları çekmeni istememiştik senden. Bu bok senin derdin. | Open Subtitles | أجل، لم نطلب منكم فعل ذلك فتلك هي مشكلتكم .. |
| Gemide çalışan bir barmendi. Sizin sorununuz nedir? | Open Subtitles | لقد كان ساقي في حانة , ما هي مشكلتكم يا رفاق؟ |
| Madem sorununuz benim ben gideyim o vakit. | Open Subtitles | حسناً حسناً . بما أني أعد مشكلتكم فيجب علي الأرجح أن أذهب |
| Bu sizin sorununuz değil. Benim sorumun, benim kızım. | Open Subtitles | انها ليست مشكلتكم انها مشكلتى وانها ابنتى |
| Sizin sorununuz, verdiğiniz ödünleri gözünüz bile görmüyor. | Open Subtitles | مشكلتكم بأنكم لا تستوعبون المشاكل من وراء أختراقكم للسلطة |
| Hey, sizi cılız götlü bok kafalar, sizin sorununuz ne ha? ! Ağlayan bir çocuğu reddettiğiniz için bir çeşit zikilmiş götoğlanları olmalısınız siz. | Open Subtitles | - يا عيال الطوط وش مشكلتكم طوط ناوين تخطفون طفل صغير طوط تعرفون وش كأنكم طوط كأنكم طوووط وطوط وطووووط |
| Seçimden sonra yine sizin sorununuz olur. | Open Subtitles | بعد الانتخابات، ستصبح مشكلتكم مجدداً |
| Bu sizin sorununuz, benim değil. | Open Subtitles | هذه مشكلتكم أنتم وليست مشكلتي حسناً ؟ |
| Sizin derdiniz bu işte. | Open Subtitles | هذه مشكلتكم أيها القوم، لا تستطيعون التفكير لخمس دقائق مستقبلاً |
| Cevap verin lanet olası keşler. Sizin derdiniz ne? | Open Subtitles | تكلّموا، سحقاً لكم، يا رؤوس الصمغ ما مشكلتكم ؟ |
| - O senin sorunun. - Evet, biliyorum. Benim sorunum. | Open Subtitles | ـ هذه مشكلتكم ـ نعم ، أعرف ذلك |
| Ben Fransa'da durup bir içki içelim derim, bana kalırsa senin tek sorunun beni suyun ötesine geçirmektir. | Open Subtitles | أظن عبور سريع لفرنسا ثم إلى البحر هذه مشكلتكم الوحيدة كما يبدو لي... أن تبحروا بي |
| Sizin probleminiz dünya iyi bir yer olduğunu, her şeyin üstesinden birlikte iş birliğiyle gelebileceğimizi düşünmeyi istemek. | Open Subtitles | مشكلتكم أنكم تودوا الاعتقاد أن العالم مكان لطيف أننا يمكننا أن نتعايش و نتعاون. |
| TV kanallarını ara. 10 bilim adamı Sorununuzu çözmek için sıraya girer. | Open Subtitles | اتصل مع شبكات الاذاعة سيأتي عشرات العلماء يتمنون حل مشكلتكم لا |
| derdin ne senin? | Open Subtitles | ماهى مشكلتكم ؟ منذ هذه المرحلة |
| Neden aklında onunla ilgili bir problem oluşuyor? | Open Subtitles | وما مشكلتكم لو أراد هاوس أن يضارب علينا؟ |
| problemin ne olduğunu anında anlamıştım... | Open Subtitles | لقد علمت ماهي مشكلتكم من أول لقاء |