| Hayır, verem hastası olduğunu ve sanatoryumda yattığını söyle dedim. | Open Subtitles | لا , أخبرتك أن تدَّعى أنك مصاب بداء و كنت فى المصحة |
| Şeker hastası. | Open Subtitles | إنه مصاب بداء السكري |
| Lyme hastalığı var. Her şeyi açıklıyor. | Open Subtitles | إنه مصاب بداء لايم وهذا يفسر كل شيء |
| Adrenal kriz geçiriyor. Addison hastalığı var. Ne? | Open Subtitles | (لديه أزمة (أدرينالين (إنه مصاب بداء(آديسون |
| Hayır, efendim. Annem neon hastalığına yakalandığımı söylerdi. | Open Subtitles | لا يا سيدي، لطالما قالت أمي أنني مصاب بداء النيون |
| kuduz hayvanların pencereden içeri girmesi zor olur. | Open Subtitles | إنه من النادر حيوان مصاب بداء الكلب يحاول أقتحام زجاج النافذة. |
| Çocukken, kronik hastalığı olan bir yakının vardı muhtemelen kız kardeşin. | Open Subtitles | عندما كنتِ طفلة كان أحد أقربائك مصاب بداء مزمن غالباً أختك |
| Rigby'de Prion hastalığı vardı, | Open Subtitles | ريجبي مصاب بداء بريون |
| Şeker hastası Scott Malkinson'ın şerefine. | Open Subtitles | فتى صغير مصاب بداء السكري (سكوت مالكينسون) |
| Şeker hastası mısın? | Open Subtitles | أأنت مصاب بداء السكر؟ |
| Oğlunuz degos hastası. | Open Subtitles | ابنك مصاب بداء (دوغو) |
| Oğlunuz degos hastası. | Open Subtitles | ابنك مصاب بداء (دوغو) |
| Terry'de Parkinson hastalığı var, tatlım. | Open Subtitles | العم (تيري) مصاب بداء (باركينسون) يا عزيزتي |
| Ama şimdi anlıyorum. Ned'de Addison hastalığı var. | Open Subtitles | لكن الآن فهمت (نيد) مصاب بداء (آديسون) |
| Hayır, efendim. Annem neon hastalığına yakalandığımı söylerdi. | Open Subtitles | لا يا سيدي، لطالما قالت أمي أنني مصاب بداء النيون |
| Ufaklıklara üzüldüm ama kuduz olabilirlerdi. | Open Subtitles | شعرت سيئة للالمخلوقات قليلا، ولكنها قد تكون مصاب بداء الكلب. |
| 50'li yaşlarda Fabry hastalığı olan bir erkek hastanın buraya geldiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أنّه يوجد رجُل مصاب بداء فابري يأتي إلى هنا |
| Lejyonella hastalığı vardı. | Open Subtitles | كان مصاب بداء ليجيوناير |