Uzun bir sorgulamanın ardından, Kelly'e cinsel saldırı yaptığını itiraf etmiş, fakat onu öldürdüğünü inkar etmiş çünkü Kelly'nin cesedi hiç bulunamamış. | Open Subtitles | بعد تحقيق مطول اعترف بالاعتداء عليها جنسيا لكنه انكر قتلها,لأن جثتها لم يعثر عليها |
Arkadaşım Todd Chambers'la betayla ilgili Uzun bir konuşma yaptım. | Open Subtitles | للتو أجريت حديث مطول مع صديقى (تود شامبرز) عن البيتا |
Çevreden Uzun bir yol izlemeniz gerekecek. | Open Subtitles | سوف تضطر الى أخذ طريق مطول |
Babamın cüzdanını alacağım, sonra oturup uzun uzadıya konuşacağız. | Open Subtitles | سأحضر محفظة والدي، ثم سنجلس لإجراء حديث مطول |
Halat çekmeceye benzer bir oyun sonrasında bu para üzerine uzun uzadıya konuştuğumuzu hatırlatayım. | Open Subtitles | ـكلا،هناك.. ـ أتذكّر تماماً اللعبة الحماسية لحرب الشد والجذب على هذا المال، المال الذي كنا نناقشه بشكل مطول. |
Bir akşam üzeri uzun uzun yürüdüğümüzü ve bana ne kadar iyi davrandığını anlatmıştım. | Open Subtitles | لقد أخبرتك إنه دار بيننا حديث مطول, وكيف كانت رائعة. |
Babam bana bundan uzun uzun bahsetmişti, ama görene kadar inanamıyorsun! | Open Subtitles | أبي كان لديه حديث مطول معي عن هذا.. ؟ ولكن لن تصدق الأمر حتى تراه.. |
Bu daha Uzun bir konuşma olur. | Open Subtitles | حسناَ هذا حوار مطول |
Uzun bir görüşmeden sonra karart verilmiş. | Open Subtitles | لقد تقرر هذا بعد إجتماع مطول |
Uzun bir görüşmeden sonra karart verilmiş. | Open Subtitles | لقد تقرر هذا بعد إجتماع مطول |
Hayır, Uzun bir açıklama olmadan olmaz. | Open Subtitles | لا, ليس بدون شرح مطول |
Zaman tanıyorum, eminim bunu uzun uzun konuşacağız. | Open Subtitles | بمرور الوقت , أنا متأكد بأننا سنتحدث بشأن ذلك بشكل مطول |
Benim dolabımdaysa sevdiğim kadının 200 sayfalık kitabı var, benimle neden evlenemediğini uzun uzun açıkladığı bir kitap. | Open Subtitles | أما في خزانتي، فأحتفظ بكتاب من 200 صفحة كتبته المرأة التي أحببتها، تشرح فيه بإسهاب مطول وبالتفصيل الدقيق الأسباب التي تمنعها من الزواج بي. |