Weishaupt, gizli cemiyetinin görüşlerini Mason denen bir gruptan örnek aldı. | TED | اقتدى وايسهاوبت في صياغة مظاهر مجتمعه السري بمجموعة تدعى الماسونيون الأحرار. |
Bu çillere güneş lekeleri deniyor ve bunlar güneşin manyetik alanının göstergelerinden sadece bir tanesi. | TED | هذا النمش يسمى بقعا شمسية، وهي فقط إحدى مظاهر الحقل المغناطيسي للشمس. |
Ama belki de kendime şunu kanıtlamanın zamanı gelmişti, evet, geçmişi anlamak önemlidir, geçmişe başka bir açıdan bakmak önemlidir, ama belki de kendi kültürümüzün güçlü yönlerine bakmalıyız ve günümüzde bu temelleri esas almalıyız. | TED | لكن ربما حان الوقت لأثبت لنفسي، نعم، أنه من الأهمية فهم الماضي، ومن المهم النظر إليه من منظور مختلف، ربما يجب علينا النظر إلى مظاهر القوة في ثقافنتا والبناء على هذه الأسس في الوقت الحاضر. |
Yani bir bakıma, gerçekten çok önemli olan ve başka kimsenin sahip olamayacağı, kimliğimizin parçası olan bir şeye dair bir duruş sergiliyoruz. | TED | وبطريقة ما ، نحن كنا نرى مظهر من مظاهر لشيء ما مهم حقاً وهذا جزء من هويتنا ولكن أن لا أحد يمكن أن يكون. |
bir öykünün diğerine üstünlüğü ile sömürgeciliğin en kötü alametleri belirgin hale geldi. | TED | كان ذلك عن طريق هيمنة بعض القصص على الأخرى أن أصبحت أسوأ مظاهر الاستعمار واضحة. |
Söğüt ağacından bir dizi çember oluşturuluyor. Doğal dünyanın oluşma aşamalarını ve hayatın güzelliklerini göstermek için bir zincir oluşturuluyor. | TED | سلسلة من الأطواق تُصنع من خشب الصفصاف ويتم توصيلهم معاً لخلق تشكيلات من العالم الطبيعي، لتظهر مظاهر جمال الحياة المتعددة. |
Herhangi bir hasar varmış gibi görünmüyor. Sadece normal olmayan bir gemi trafiği var. | Open Subtitles | لايوجد مظاهر لأى أضرار يبدو أن هناك حركة بحرية غير عادية |
- Yaşam formları ise sonradan hızlı bir biçimde gelişti. | Open Subtitles | مظاهر الحياة كبرت بعد ذلك، بمعدل تسريع جوهري |
- Çünkü o daima şuna inandı. Aşkın herhangi bir türüne göstermek. | Open Subtitles | لانه دائماً يعتقد ان اي مظهر من مظاهر الحب |
Hatta bu olay için sizi, söz konusu hayvan acaba şeytanın bir sureti mi değil mi öğrenmesi için Papa'nın gönderdiği bir casusa bile benzettiler. | Open Subtitles | يبدو أن البابا أرسل جاسوس لكي يقرر إن كان الوحش مظهرا من مظاهر الشيطان أو لا |
- Şimdilik pek bir güzelliğini göremedim. bir tanesi hariç. | Open Subtitles | حتى الآن ، لم أرى منها إلا مظاهر الجمال ، حسنا ، على الأقل واحد |
Hatta bu olay için sizi, söz konusu hayvan acaba şeytanın bir sureti mi değil mi öğrenmesi için Papa'nın gönderdiği bir casusa bile benzettiler. | Open Subtitles | يبدو أن البابا أرسل جاسوس لكي يقرر إن كان الوحش مظهرا من مظاهر الشيطان أو لا |
- Şimdilik pek bir güzelliğini göremedim. bir tanesi hariç. | Open Subtitles | حتى الآن ، لم أرى منها إلا مظاهر الجمال ، حسنا ، على الأقل واحد |
Bu gücün gerçekleştiği başka bir durum oldu mu? | Open Subtitles | هل كان هناك أي مظاهر أخرى لإستخدام تلك الطاقة؟ |
Ama hepimizin farklı olmasını dilediğimiz bir yönü vardır. | Open Subtitles | جميعنا لدينا مظاهر مختلفة ربما نتمنى أن تكون مختلفة |
Neşe toplarının sığacağı kadar geniş bir çekim olsun. | Open Subtitles | صور اللقطة بشكل واسع بحيث أن تظهر مظاهر إغرائها |
Ne var ki karşı cinse yöneltilmiş böylesi şiddet içeren bir psikoz dışavurumunun ...otoerotik bir tetikleyicisi olmaması ender rastlanan bir durumdur. | Open Subtitles | مع ذلك ، للعثور على مثل مظاهر هذا العنف .مناليـقظةالشـديدةللهـوس. الموجهة للجنس المعاكس دون أي إستثارة جنسية |
Fakat ölümün bir yönü hepimize her gün uğrar. | Open Subtitles | فالموت دائماً ما يأتي دون سابق إنذار إلا ان أحد مظاهر الموت يأتينا جميعاً كل يوم |
Elinde sıkıca kavrayabileceğin bir şeyler olsa iyi olur. Sıradan silahlar işe yaramaz tatlım. | Open Subtitles | أوم, فالنستخدم اى مظهر من مظاهر القبضة الأسلحة التقليدية لن تفعل شىء |
Yani yaşlandığımızda, insanın bilme yetisinin farklı yönlerine bakabileceğiz ve bu slaytta muhakemeyi, konuşma yeteneğini vb. inceleyebildiğimizi göreceksiniz. | TED | لذا عندما نتقدم في السن -- يمكننا مراقبة مختلف مظاهر القدرة المعرفية البشرية، ويمكن أن تلاحظوا في هذه الشريحة، أنه يمكننا مراقبة القدرة على الاستدلال والكلام وغير ذلك. |