"معافى" - Translation from Arabic to Turkish

    • sağlıklı
        
    • salim
        
    • parça
        
    • sağ
        
    • sağlıklıyım
        
    Doktor sağlıklı olduğunu ve rüyalarının çakmalar kadar gerçek olabileceğini söyledi, değil mi? Open Subtitles أعني بأن الطبيب قال أنك معافى وأن أحلامك قد تكون دقيقة قدر الومضات
    Robert'in tanısından bu yana beş yıl geçti ve o hayatta fakat önemli olan sağlıklı ve işinin başındadır. TED إنها الآن خمس سنوات منذ تشخيص إصابة روبرت ولازال حيا لكن المهم أنه معافى ومنخرط في العمل.
    Burada kalırsan eve sağ salim ulaşacağını garanti edemem. Open Subtitles أعرف ،إن تريد البقاء هنا لا أضمن عودتك سالماً معافى
    Ve bizim ekibimiz sağa salim dönüş yapmış olmalılar. Open Subtitles و فريقنا ينبغي أن يكون سالما معافى على رحلتهم للعودة
    Bu yüzden bu kötü çocuk teslim etmek gerekir tek parça " en blok " . Open Subtitles اذا يجب علينا اجراء الجراحه لهذا الطفل و اخراجه معافى
    Daha çok öğrenince daha net gördüm ki hayvan yemediğimde daha sağlıklıyım ve dünya üzerinde daha hafif ayak izleri bırakıyorum. Open Subtitles و متى ما تعلّمت أكثر، رأيتُ أنّي معافى أكثر إن لم أتناول الحيوانات
    Çocuğunun sağlıklı olmasını istiyor, böylece pazara gidebilir evde kalmak zorunda olmaz. TED هي تريد أن يكون طفلها سليما معافى, حتى تستطيع الذهاب إلى السوق و لا تضطر البقاء معه في المنزل.
    Sağlık iki puan veririm. sağlıklı olmak güzeldir demek istiyorum -- özellikle benim yaşımda -- burada durabilirsiniz, sağlıklısınız. TED الصحة أعطيها نقطتان. أعني من الجيد أن نكون أصحاء --وخصوصا في عمري هذا-- يمكنك أن تقف هنا لأنك معافى.
    Ve onları müthiş derecede etkileyen, bu olaydan sonra mükemmel biçimde sağlıklı bir adam gibi konuşmaya başlamasıydı. TED ولدهشتهم، بعد أن انتهى ذلك، بدأ يتكلم كما لو أنه كان معافى تماما.
    Bu çiftliğini sağlıklı tutmak için yapılan ekolojik çiftçilik uygulamalarından biri. TED وهو واحدٌ من العديد من ممارسي الزراعة البيئية ويستخدم هذا النمط الزراعي ليحافظ على حقله معافى.
    Bence sağlıklı bir toplumun anahtarı iyi iş yapan hikaye anlatıcılarının elinde, ve Nijeryalı film yapımcılarının bunu gerçekten başardığını düşünüyorum. TED أعتقد أن السر لخلق مجتمع معافى هو جماعة مزدهرة من رواة القصص, و أعتقد أن صناع السينما في نيجيريا قد أثبتوا ذلك فعلا
    Sadece masum fantezilerini gerçekleştirdiler ben de sağ salim dönebildim. Open Subtitles تصرفوا ببساطة بخيال الأبرياء و عدتُ سليماً معافى
    Sizi ve veliahtı sağ salim gördüğüme çok sevindim. Open Subtitles أنا سعيد فقط أن أراك و ودوفين سالما معافى.
    sağ salim eve dönmeni sağlamaya çalışıyorum. Open Subtitles أحاول الحرص على عودتك لديارك سليمًا معافى فحسب.
    Hayır, hayır, ben sadece mapustan sağlam ve tek parça çıktığınız için mutluyum, efendim. Open Subtitles أنكَ خارج السجن سالماً و معافى يا سيدي
    Arkadaşlarına tek parça dönmesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Open Subtitles سـنتأكّد من عـودته صحيحا معافى
    Onu evine, annesine tek parça yollamalıyız. Open Subtitles نريد أن نرسله لمنزله لأمه سالمًا معافى.
    Kazadan sağ kurtulmam, mantık dışı. Open Subtitles أخرج سليماً معافى من هذا الحادث؟ كاسراً كل حدود المنطق،
    Artık sağlıklıyım. Open Subtitles أنا معافى
    Ben sağlıklıyım! Open Subtitles أنا معافى!

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more