"معاقبة" - Translation from Arabic to Turkish

    • cezalısın
        
    • cezalı
        
    • cezalıyım
        
    • cezalandırma
        
    • ceza
        
    • cezalandırmaya
        
    • cezalandırılması
        
    • cezalandıramazsın
        
    • yasak
        
    • cezalandırmaktan
        
    • cezalandırılmalı
        
    • cezalandırmak için
        
    • cezaları
        
    • cezalandırdı
        
    • cezalandırması
        
    Yani, teknik olarak hala cezalısın ama o gecelik seni salacaklarını söylediler. Open Subtitles أقصد أنك فى واقع الأمر لازلت معاقبة ولكنهما أخبرانى أنهما سيطلقا سراحك
    Çünkü anneni ve babanı dinlemediğin için hala cezalısın. Open Subtitles لانك مازلت معاقبة لانك لا تطعين البابا والماما
    Bilmem ne yüzünden cezalı olduğum için ben gidemezdim hani. Open Subtitles عندما كانت تتركني بالمنزل وكانت تقول لك اني معاقبة
    Hayır, hayır. Eminim acildir ama o cezalı. Open Subtitles لا , لا , أنا متأكد أنها حالة طارئة أنها معاقبة
    - Ben evden çıkamam, cezalıyım. Open Subtitles ما رأيكم ان اصطحب فتياتي للعشاء في الخارج الليلة ؟ انا لا استطيع مغادرة المنزل فأنا معاقبة
    Suçluyu cezalandırma fikrinin yanlış bir tarafı olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles إننى لا أجد شيئاً خطأ فى فكرته عن معاقبة المذنب
    Benim için eve dönme vakti yoksa 50 yaşıma kadar ceza alacağım. Open Subtitles حان وقت عودتي للبيت مالم ارد ان اكون معاقبة حتى سن الخمسون
    26 Aralık'tan itibaren bir hafta boyunca cezalısın buna yılbaşı da dâhil. Open Subtitles بدءاً من السادس و العشرون من ديسمبر، أنتِ معاقبة لإسبوع كامل و هذا يتضمّن عشيّة رأس السنة
    Bu kararımın arkasındayım. Üzgünüm Mia ama iki haftalığına cezalısın. Open Subtitles يجب ان التزم بما قلته في هذا الشأن انا اسفة ميا ولكنك معاقبة لأسبوعين
    cezalısın, yani okul harici evden çıkamayacağını sen de biliyorsun. Open Subtitles أنكِ معاقبة , والذي يعني عدم مغادرة المنزل إلا للذهاب إلى المدرسة وأنت تعرفين ذلك
    cezalı olmaktan da öte cezalısın, yürü eve gidiyoruz. Open Subtitles شيء كل هذا معاقبة أنت هيا معاقبة. من أكثر أنت
    Aslında cezalı olduğu için sayfasını kapatmak zorunda kaldı. Open Subtitles في الحقيقة, كان عليها أن تغلق صفحتها لأنها معاقبة
    cezalı olmak eskisinden daha da beter bir şey artık. Open Subtitles أن تكوني معاقبة أصبح أكثرَ سوءًا عما كان عليه في الأيام الخوالي
    Çünkü bir şey yapmıyoruz, ayrıca zaten cezalıyım. Open Subtitles لأننا لا نفعل أي شئ ولست معاقبة أو أي شئ
    Hafta sonu cezalıyım, yani beraber vıdı vıdı yapabiliriz. Open Subtitles أنا معاقبة لعطلة نهاية الأسبوع لذا يمكننا فعل أيّ شيء معاً
    Hükümetimizin bu anlaşmadan önce suç işlemiş olanları cezalandırma hakkı saklıdır. Open Subtitles الحكومة سيكون لها الحق في معاقبة كل من إرتكب الجرائم قبل هذه الإتفاقية
    Kariyer fuarından kaçtığım için sevgili müdürümüzün verdiği ceza. Open Subtitles إنها معاقبة بسبب الهروب من مناسبة المهنة مجاملة ودية من رئيسنا
    Yani bu ihlalden ötürü kimseyi cezalandırmaya niyetleri yok. TED لذلك فهم لا يرغبون في معاقبة أي شخص ينتهكها.
    Yasalara uymayanların hemen ve gerekirse ağır bir şekilde cezalandırılması gerektiğini anlayan biri. Open Subtitles تتطلب شخص يفهم أنه يجب معاقبة من يخترق الأنظة فورًا وبقسوة عند الحاجة،
    İnsanları ve çocukları para istediler diye cezalandıramazsın. Open Subtitles لا تستطيع معاقبة الناس ليس هؤلاء الفتية، لأنهم أرادوا المال
    Bu yüzden bir haftalığına dışarı çıkmak yasak. TV de yok. Open Subtitles إذن أنتي معاقبة لأسبوع ممنوع مشاهدة التلفاز
    Bir polisi vuran birini cezalandırmaktan daha önemli bir şey olamaz. Open Subtitles لا شيء أهم من معاقبة شخص حاول قتل شرطي أنا لا أهتم
    O Protestanların yakalanmasını istiyorum. Kim şiddete başvurursa cezalandırılmalı, inançları ne olursa olsun. Open Subtitles أريد إعتقال مثيري الشغب البروتستانتية وسيتم معاقبة أي شخص مذنب بالعنف
    Onlar için, bu büyük ulusun bütün kaynaklarının, sorumluları bulmak ve cezalandırmak için kullanılacağına söz veriyorum. Open Subtitles وأَعِدهُم بتكريس كل إمكانات هذا البلد لإيجاد و معاقبة المسئول عن هذا الفعل الشنيع
    Bizzat kral, en çok hak edenlere bu cezaları her zaman veremez. Open Subtitles الملك نفسه لا يمكنه معاقبة من يستحقون العقاب
    Çamurun içinde açlığa terk ederek oğlunu cezalandırdı çünkü. Open Subtitles لقد جعلت طفلك يتطور جوعاً معاقبة إياه بسبب تلوثه بالتراب
    Tanrının Lucifer'i cezalandırması bunun yanında çocuk oyunu gibi kalacak. Open Subtitles سيجعلون معاقبة الرب للشيطان يبدو كشئ هيّن لما سوف يحدث لك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more