"معايير" - Translation from Arabic to Turkish

    • standartları
        
    • standart
        
    • standartlarım
        
    • standartlarına
        
    • standartlar
        
    • standartların
        
    • standartlarının
        
    • standardı
        
    • Standartlarımız
        
    • kriterleri
        
    • kriter
        
    • kriterine
        
    • kriterlerine
        
    • standartlarda
        
    • standartlarını
        
    İhraç edilen şekerlemede, şeker standartları gözetleme meclis komisyon başkanı. Open Subtitles وهو رئيس اللجنة البرلمانية لمراقبة معايير السكر فى الحلوى المستوردة
    Eğer uyuşturucular, alkol gibi yasal olsa ve kalite standartları kontrol edilse kimin satabileceği, kime satabileceğine karar verilseydi. Open Subtitles إذا ما تم تنظيم الأدوية مثل الكحول، وكانت معايير الجودة التي تسيطر عليها، تحديد الجهة التي يمكن بيعها، ولمن.
    Herhangi bir program direktifi yoktu, bir el kitabı mevcut değildi, özel eğitimde bu şekilde herhangi bir standart yoktu TED لم يكن هنالك أي تعليمات، أي مقرر للإتباع، لا معايير في تعليم الموهوبين بهذه الطريقة.
    Adım Mort ve annemle yaşıyorum ve de standartlarım çok düşüktür. Open Subtitles اسمي مورت و أنا أعيش مع أمي ولدي معايير منخفضة جداً
    Kuzey Amerika standartlarına göre vasat bir ödül Madurai'de çok daha anlamlıdır. TED في مادوراي، المكافأة المتواضعة في معايير شمال أمريكا، لها أثر أكبر هنا.
    Ben polisliği bıraktıktan sonra dedektiflik için gereken standartlar çok düşmüş. Open Subtitles حسناً، معايير الترقية إلى محقق إنخفضت بشدة منذ أن تركت القوات
    Belli standartların olmasının bir lanet olduğuna inanmaya başladım. Open Subtitles ـ ليس أنت ـ لقد أصبحت أشعر بأن البحث عن معايير يعتبر لعنة
    Bu salonun giriş standartları ne zaman bu kadar alçaldı? Open Subtitles منذ متى أصبحت معايير الدخول الى هذا المكان طليقة ؟
    diye sorardık. İlk projelerden biri, yönetim kontrol protokolleri üstüne yazılım standartları geliştirmekti. TED كان أول مشاريعنا متعلق بتطوير معايير برمجيات بروتوكولات الرقابة الإدارية.
    Benim laboratuvarımda, sadece beyin sarsıntısının mekanizması üzerinde çalışmaktan ziyade nasıl daha iyi test standartları olabileceğini anlamak istiyoruz. TED لذلك لا نعمل في مختبري على آلية عمل الارتجاج الدماغي فقط، ولكننا نود أن نفهم كيف لنا أن نحصل على معايير اختبار أفضل؟
    Sonuç olarak ya ben çabuk öğrendim ya da kulüplerin standartları yerlerde. TED وفي نهاية المطاف، إما أنني تعلمت سريعًا، أو أن معايير النوادي قد تدهورت حقًا.
    Bütüncül yaklaşımı benimseyen su kalitesi standartları belirleyebiliriz ki suyun iyiliği bizim ihtiyaçlarımızdan önce gelsin. TED يمكننا أيضا تطوير معايير نوعيّة الماء وفق مقاربة كليّة، التي تؤكد كون الماء جيّدا قبل الاستعمال البشري.
    "standart" olarak ben "Bu adam doğruyu söylüyor mu?" ile devam edeceğim. Open Subtitles معاييرنا يجب أن تكون أعلى من أي معايير أخرى لأننا المعيار لأي أحد آخر
    Büromuzun standart zorunluluklardan geriye bir tek şey kaldı. Open Subtitles هنالك فقط شيء واحد الذي تطلبه معايير مكتبنا
    Bu büyük bir olay değil arkadaşlar. Tamam, benim standartlarım var. Open Subtitles إنها ليست قضية كبيرة , أنا بالتأكيد لدي معايير
    Neden benim standartlarım yüksekken birden düşüyor? Open Subtitles للمرأة معايير على كلٍّ، وامرأة مجيدة مثلي لها معايير سامية.
    Yani polis teşkilatında kadınların çok büyük avantajları varken biz onları gelişigüzel konulmuş uygunluk testi standartlarına kaybediyoruz. TED إذن، توجد إيجابيات كبيرة لتواجد النساء في صفوف العمل الشرطي، ونحن نفوّتها بسبب معايير اعتباطية للياقة البدنية.
    Bu robot asla emisyon standartlarına ulaşamaz. Open Subtitles هذا الآلي لا يتفق مع معايير الإنبعاثات الحرارية
    Çok yüksek standartlar koyuyorlar ama öğretmenlerin şu sorunun cevabını bulmalarını sağlıyorlar: "Bugün öğrencilerime ne öğretmem gerekiyor?" TED وتضع معايير طموحة لتمكن مدرسيها من تحديد ما الذي يريدون تدريسه لطلابهم اليوم؟
    Disiplin, davranış ve saygıdaki standartların çözüldüğünü görebiliyordu. Open Subtitles وكان يرى أن معايير الإنضباط والسلوك و الإحترام تتدهور
    Dünyada, yaşam standartlarının yükselmesi gereken birçok bölge var. TED يوجد العديد من المناطق في العالم حيث يجب وضع معايير للعيش.
    "Çelik bileşenlerinin ASTM E119 standardı gereğince onaylandığını biliyoruz." Open Subtitles نعرف بأن المكونات الفولاذيةَ قد تصدق عليها لتتطابق مع معايير الـ أيه إس تي إم إي 119
    Ama bizim inşaat Standartlarımız insanı özgür bırakır. Open Subtitles لكنني أعتقد أن معايير إنشائنا معقولة للغاية
    Tanı kriterleri daha geniş olmalıyken, en başta neden bu kadar sınırlıydılar? TED و إن كان من الضروري توسيع معايير التشخيص، فلماذا كانت ضيقة من البداية؟
    Seçim sürecindeki kriter nedir öğrenmek istiyorum. Open Subtitles ،أُريد أن أعرف بالضبط ما هي معايير اختيار أفضل الطالبات؟
    Modern Amerikan toplumunun erkeklerini olgunluk kriterine artık katmadığı istatiksel bir gerçek. Open Subtitles مهلا, انها إحصائيه مثبت في الواقع هذه الاميركية الحديثة جردت رجال المجتمع ,من معايير النضج
    Denemenin kriterlerine uymak için 26 ve altında puan alman gerekiyordu. Open Subtitles أقل أو نقطة 26 على تحصلي أن ينبغي كان التجربة معايير لتوافقي
    Burdaki bir çok insan gibi beni yüksek standartlarda değerlendirdi. Open Subtitles مثل الكثيرين هنا لقد قام بالتعامل معي ضمن معايير أعلى
    Organik üretim standartlarını belirlemek için, Doğu Afrika'da çiftçileri ve hissedarları da bir araya getiriyoruz. TED مرة أخرى، جمع المزارعين معاً، وجمع أصحاب المصالح في شرق أفريقيا للحصول على معايير للمنتجات الزراعية العضوية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more