"معرفة إن" - Translation from Arabic to Turkish

• öğrenmek
• bilmem
• anlamaya
• merak
• mi diye
• olup olmadığını bilmek
• sorun olup olmadığını sordum

Öte yandan, teorimin doğru olup olmadığını da öğrenmek istiyorum.
لكنني لا زلت أريد معرفة إن كانت نظريتي صحيحة

SiIien adında birini tanıyıp tanımadığımı öğrenmek istedi.
كان يريد معرفة إن كنت أعرف رجلاً يدعى سيلين

Babamın eski eşyalarından haberdar mısın bilmem gerek.
أريد معرفة إن كنت تحتفظين بأي من أغراضه القديمة؟

Fikrini değiştirip değiştirmeyeceğini anlamaya çalışmanın ne gibi bir yararı olacak ki?
وما الجدوى من محاولة معرفة إن كان الرجل سيغير رأيه أم لا ؟

Hayır, sadece geceyi orada geçirip geçirmediğini merak ettim.
كلا، أردت معرفة إن كان قد أمضى الليلة بالمستشفى

Buradaki petrol rafinerilerini yeniden açmaya değer mi diye bakmaya geldim.
نحاول معرفة إن كانت حقول النفط تستحق الافتتاح هنا

Selam! Arkadaşım yeni ilişkilere hazır olup olmadığını bilmek istiyor?
صديقتي تريد معرفة إن كنت مستعدة للمواعدة من جديد ؟

Sadece önceden karnında bir sorun olup olmadığını sordum.
أردت فقط معرفة إن كانت أصيبت بأمراض معوية من قبل

Evet, senin yarın akşam yemeği için kendisiyle çıkıp çıkmayacağını öğrenmek istiyor.
يريد معرفة إن كنتِ ستتناولين العشاء معه مساء غد

Daha önce konuşmadığımızdan, özel olarak istediğiniz belli istekleriniz olup olmadığını öğrenmek harika olur.
بما أننا لم نتحدث من قبل، تسرني معرفة إن كان هناك أمر محدد تريدانه وكيف تودان قضاء وقتنا معاً

O'na bir şey anlatıp anlatmadığını öğrenmek istediğimde de... biraz temazepam,biraz da ethanol denedim...
حينما أردت معرفة إن كنتِ أخبرته أي شئ جربت بعض التيمازبام، وقليلاً من الإيثانول..

Son zamanlardaki gizemli sismik aktiviteyle bir alakam olup olmadığını da mı öğrenmek istemiyorsunuz?
ألا تريدون حتى معرفة إن كان لي يد بهذا النشاط الأرضي الغامض؟

Carrillo'nun o çocuğu öldürüp öldürmediğini bilmem lazım.
أريد معرفة إن كان كاريو قد قتل ذلك الفتى

Bu adres civarında hareketlilik var mı, bilmem lazım.
أريد معرفة إن كان هناك أي نشاط مثير بالقرب من ذلك العنوان

Çünkü bazı kayıtlara erişim izni vermeye razı olup olmadığını bilmem gerek.
لأنني أريد معرفة إن كنت مستعداً لتعطيني تصريح ولوج لبعض السجلات

Ben de anlamaya çalışıyorum.
لذا أنا أحاول معرفة إن كان السبب أنه لا يريد

Ben sadece takılmayamı çalışıyorsun yoksa üzerinde alıcımı var anlamaya çalışıyorum.
أنا فقط أحاول معرفة إن كنت تثيرينني أم أنك تضعين جهاز تنصت

Çünkü onlardan biri olup olmadığımı anlamaya çalışıyorlardı.
هذا لأنهم كانوا يحاولون معرفة إن كنت واحدة منهم أم لا

Eski eşyalarından hiçbiri sende mi diye merak etmiştim.
أريد معرفة إن كنت تحتفظين بأي من أغراضه القديمة؟

Sanırım, şüpheli bir şey görüp görmediğimi merak ediyorlar.
أظنهم يريدون معرفة إن كنت رأيت أيّ شئ مريب.

Varabildiniz mi diye merak ettim.
أود معرفة إن كنت وصلت أنت و(إيما) بالسلامة

Sana inancım olup olmadığını bilmek istedin.
أردتِ معرفة إن كنتُ أؤمنُ بكِ.

Sadece önceden karnında bir sorun olup olmadığını sordum. - Hayır.
أردت فقط معرفة إن كانت أصيبت بأمراض معوية من قبل