"معنا بعد الآن" - Translation from Arabic to Turkish

• artık bizimle
• artık aramızda

Marcus, artık bizimle dolaşmanı istemiyoruz.
ماركوس. نحن حقا لا نريدك أن تبقى معنا بعد الآن

Booth artık bizimle çalışmayacak çocuklar.
يارفاق, مانتكلم عنه هنا أن بوث لن يعمل معنا بعد الآن

bizi tatillerde ve doğumgünlerinde ziyaret edeceksin, ama artık bizimle yaşamayacaksın.
وستأتين لزيارتنا لأعياد المولد والأعياد الدينيّة ولكن لن تعيشي معنا بعد الآن

artık aramızda olmayan insanlar hakkında neden soru sorup durduğunu bilmek istiyorum.
اريد ان اعلم لماذا تسأل اسئلة عن رجال ليسوا معنا بعد الآن

Kyle artık aramızda olmayabilir ama hâlâ onun davası için savaşmaya gönüllü insanlar var.
كايل قد لا يكون معنا بعد الآن ولكن لا يزال هناك أشخاص من الذين هم على استعداد لمحاربة في قضيته

Tatlım biliyorum o senin baban değil ama hatırlıyorsan baban artık bizimle yaşamak istemiyor.
أعلم أنه ليس والدك لكن والدك لايريد العيش معنا بعد الآن, أتتذكر؟

artık bizimle yaşamadığına göre parayı konuşmalıyız.
يجب أن نتحدث عن المال؟ الآن, لم تـُـعد تعيش معنا بعد الآن

Bazılarınızın bildiği gibi, Bayan Montez artık bizimle değil.
ربما يعرف بعضكم هذا ، أنسة "مونتيز" لن تكون معنا بعد الآن

Kâhini gücendirdin! artık bizimle konuşmaz.
لقد أغضبت العراف لن يتحدث معنا بعد الآن

Doğru , doktor. artık bizimle kalamazsın.
هذا صحيح لا يمكنكَ البقاء معنا بعد الآن

Salak oğlumuz yüzündenmiş. Ama artık bizimle yaşamıyor.
ولكنَّه لم يعد يقطنُ معنا بعد الآن

artık bizimle yaşamıyor.
انها لا تسكن معنا بعد الآن

Carlos artık bizimle olmayacaklarını söylemişti ama tam olarak ne olduğunu duymadım hiç.
أخبرني (كارلوس) بأنهما ليسا معنا بعد الآن لكنني لم أعرف بالضبط ما الذي حدث

Baban artık bizimle yaşamayacak.
أبوك لن يعيش معنا بعد الآن

Zannediyorum ki Martin cadıları artık bizimle değiller.
لذا أفترض أنّ سحرة آل (مارتين) ليسوا معنا بعد الآن.

Jacop artık bizimle hiç oynamıyor.
يعقوب لم يلعب معنا بعد الآن.

James artık bizimle yaşamayacak.
لم يــّـعـُـد (جيمس) يعيش معنا بعد الآن

Bay Pritchard'ın artık bizimle burada olamayacak olması.
السيد (بريتشارد) لن يكون معنا بعد الآن

Hayır, o artık aramızda değil çünkü.
لا ، إنه فى الواقع ليس معنا بعد الآن

Geçmişte etkinlikleri babam başlatır sonra sözü başkan yardımcılarına bırakırdı fakat babam artık aramızda değil.
في السابق، بدأ والدي أموراً عديدة... وقام بتكليف نائب الرئيس بالإهتمام بها. لكن كما تعلمون فوالدي ليس معنا بعد الآن.

Dan artık aramızda değil.
إنه لم يعد معنا بعد الآن