Örgütün harekete geçemediği müddetçe yaptığım hiçbir listenin bir anlamı yok. | Open Subtitles | أي قائمة أضعها لا معنى لها ، مالم تتحرك المنظمة بموجبها |
- Ama Tanrı yoksa, hayatın bir anlamı olmaz. | Open Subtitles | ولكن لو أن الرب غير موجود، فإن الحياة لا معنى لها. |
Bu yüzden "Ben bu gece çorba istiyorum" cümlesi, "Çorba gece ben bu istiyorum" gibi anlamsız bir cümleden farklıdır. | TED | ولهذا فإن جملة مثل: "أريد حساء الليلة". مختلفة عن جملة مثل "حساء أريد أنا الليلة" وهذه الجملة لا معنى لها. |
Bir koklea implantı bir kulakta işe yarıyorsa ikinci kulakta işe yaramaması pek mantıklı olmaz. | Open Subtitles | إذا كانت أداة السمع المزروعة جيدة لإحدى الأذنين لا معنى لها بأن تكون جيدة للأذن الأخرى |
Profesyonel olarak, genellikle kendi başlarına bir anlam ifade etmeyen şeylere bir anlam yüklemeye çalışırım. | TED | مهنياً، أحاول أن أكوّن معنى غالباً للألاشياء التي لا معنى لها أو معناها غير واضح. |
Kimi zaman mânasız jestler, sahip olduğumuz tek şey olabiliyor. | Open Subtitles | أحياناً، المحاولات التي لا معنى لها هي كل ما لدينا. |
"Köle" sözcüğünün bir anlamı yokmuş gibi davrandım ona. | Open Subtitles | لم اعاملها وكأنها عبدة ولكن هذا لم يحمل أي معنى لها |
"Köle" sözcüğünün bir anlamı yokmuş gibi davrandım ona. | Open Subtitles | لم اعاملها وكأنها عبدة ولكن هذا لم يحمل أي معنى لها |
Ben bir sanatçı olmak istiyorum zaten, okulun benim için bir anlamı yok. | Open Subtitles | أريد أن أكون فنانة على أي حال لذا المدرسة لا معنى لها أساسا بالنسبة لي |
Oraya geri gidersen ve sana bir şey olursa fedakarlığının bir anlamı kalmayacak. | Open Subtitles | إن عدتي هناك وحدث شيئًا ما لك فتضحيته لا معنى لها |
Tüm bu konuşmaların bir anlamı yok. | Open Subtitles | هذه المحادثة بأكملها لا معنى لها |
Benim için renk sözcüğünün bir anlamı yok. | Open Subtitles | "بالنسبة إليّ كلمة "لون لا معنى لها لديّ |
Ve insanlarımızın çoğu anlamsız bir savaş için ölmediler. | Open Subtitles | و أن العديد من أفراد شعبنا ماتوا و هم يخوضون حربا لا معنى لها |
Birkaç heyecanlı serserinin bir gelecekleri olmadığını bilmeden ahmakça, kaçışı mümkün olmayan bu kasabadaki anlamsız bir maç için gösterdikleri mücadele. | Open Subtitles | ثلة من المفرطي الحماسة حمقى ما يكفي لمعرفة أن لهم مستقبل يناضلون في معركة لا معنى لها |
Major Kururugi, bu anlamsız bir fedakarlık değil! | Open Subtitles | أيها الرائد كوروروجي هذه ليست بتضحية لا معنى لها |
Bir kısmımız eski yöntemlerin artık mantıklı olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | البعض منّا نفكّر بأن الطرق القديمة لا معنى لها و لا فائدة |
Etrafta hiç insan olmaması hiç mantıklı değil. | Open Subtitles | أنها لا معنى لها.. حينما لايكون هناك ناس. |
Vatandaşlık görevi olarak sadece oy verme düşüncesi pek bir anlam ifade etmiyor artık. | TED | فكرة أن التصويت هو النشاط الوحيد في المواطنة لا معنى لها بعد الآن. |
Bunu yaparken de hayatımı, bazı mânasız jestler uğruna heba etmeyeceğim. | Open Subtitles | بدون أن أرمي حياتي... على بعض محاولات لا معنى لها في النهاية. |
Veya Amerikalıların burada Somali'de diktatörden dönme Generali... manasız bir savaş için silahlandırmadaki amaçlarını anlamamıştım. | Open Subtitles | أو ما كان الأمريكان يفعلونه هنا، في الصومال بتسليح أمير الحرب هذا الذي تحول إلى جنزال في مايبدو أنها حرب لا معنى لها. |
Koleksiyonumun kendisi gibi, mantıksız bir tasnif şekli. | Open Subtitles | ووفق التصنيفات العشوائية العشوائية لا معنى لها |