| onunla defalarca konuşmaya çalıştım, ama bana tamamen sırtını dönmüş durumda. | Open Subtitles | حاولتُ التحدثَ معهُ عِدَة مَرات لكنهُ أقفلَ نفسهُ عني بشكلٍ تام |
| Hem onunla olup hem de toplulukta olamam. Böyle olmaz. | Open Subtitles | لا يمكنني ان اكونَ معهُ ومعَ الدائرة لن ينجح الأمر |
| Tanrım! onunla bir daha konuşmak zorunda kalmayacağım günleri iple çekiyorum. | Open Subtitles | يا إلهي، لا أستطيع الانتظار حتى لنّ أتحدثُ معهُ بعد الأن |
| Abla, 3 yıl hastanede yattığımda ruhumun onunla olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ،آوني عندما كنت بالفراش لــ 3 أعوام قال أن روحي كانت معهُ |
| Sen onunlayken biz de yanında olmak istiyoruz o kadar. | Open Subtitles | نحنُ نود ان نكون معهُ عندما تريد ان تكون معهُ |
| Eve kocanın yanına git, onunla seviş, | Open Subtitles | عودي إلى البيت إلى زوجِك و مارسي الجِنس معهُ |
| Bir kaç dakikaya kadar onunla bir görüşmem var... görüşme sırasında ekipte kalıp kalmayacağıma karar verecekmiş. | Open Subtitles | لديَّ مُقابلَة معهُ بعدَ دقائِق سيُقررُ خِلالَها إذا ما كانَ سيُبقيني موظفةً هُنا |
| Sonra bana bir daha onunla konuşmayacağına söz vereceksin. | Open Subtitles | ثُمَ عليكَ أن تَعِدَني أنكَ لَن تَتكلّمَ معهُ ثانيةً |
| Ve Allah için, zamanı geldiğinde onunla şansımı deneyeceğim. | Open Subtitles | أما بالنِسبَةِ للَه، سأُغامِرُ بِفُرَصي معهُ عِندما يَأتي الوَقت |
| Biliyorum, ama yine de, babam felç geçirdi, ölmeden önce onunla beraber olmak istiyorum. | Open Subtitles | أعلَم، و لكن أُصيبَ أبي بجَلطَة أودُ أن أكونَ معهُ قبلَ أن يموت |
| Oh, Sanırım şaşkına dçndü. onunla konuşmalıyız. | Open Subtitles | أعتقد أنهُ كانَ خجولاً قليلاً سوف نتحدث معهُ |
| onunla direkt olarak iletişim kuracak tek kişisin. | Open Subtitles | ولم لا؟ انتَ الشخص الوحيد .الذى تتحدث معهُ مباشرةً |
| İki yıl boyunca her gün onunla çalıştın ve bunun olacağını tahmin edemedin. | Open Subtitles | لقد عملتَ معهُ طيلةَ عامين، يومياً ولم تشعر بهذا |
| onunla çıkma demiyorum. Sadece biraz ağırdan al. | Open Subtitles | لا أنهيك عن مواعدة ذلكَ الشاب فقط أقترح أن تتمهلى بعلاقتُكِ معهُ. |
| Haksızlık etme, onunla sen de yiyiştin. | Open Subtitles | و.. يالله عليك, لقد خرجتَ معهُ أنتَ أيضاً. |
| Kulüpte bir adam bana sarkmıştı arabayı süren adam onunla birlikteydi denizci müdahale etti ama kulüp sahibi ve dansçının biri olayı büyümeden hallettiler. | Open Subtitles | رجل من النادي امسك بي. الرجل الذي كان يقود السياره كان معهُ. ذلك البحار تدخل, لكن مالك النادي |
| Çünkü sen süpersin, onunla değil seninle gitmek istiyorum. | Open Subtitles | لأنكَ الأفضل , لا أريد الذهاب معهُ أنا أريد الذهاب معك |
| onunla bir geleceğin var. Bunu mahvetmene izin veremem. | Open Subtitles | لكِ مُستقبل معهُ و لن أترككِ تُفسدين هذا. |
| Silah sesi duyulduğunda onunla değildin | Open Subtitles | يشهد بأنكِ كنتِ معهُ عندما تم إطلاقُ النار. |
| - Bazen beni de yanında götürürdü. - Öyle mi? | Open Subtitles | -و كان لابد من أحد الذهاب معهُ في بعض الأحيان؟ |
| Tüm bunlar olurken, arabada onun yanında mıydın? | Open Subtitles | و تصادف فقط ، إنك كنتِ راكبة معهُ عندما حدث كل هذا ؟ |
| Başkentte bir terfi aldı ve benim de onunla gitmemi istiyor. | Open Subtitles | لقد تلقّ ترقية في العاصمة وطلب مني الذهاب معهُ |