"معًا" - Translation from Arabic to Turkish

    • birlikte
        
    • arada
        
    • bir araya
        
    • aynı
        
    • birlikteyiz
        
    • beraberiz
        
    • ikimiz
        
    • beraber
        
    • birlikteyken
        
    • birbirine
        
    • iki
        
    • beraberdik
        
    • birbirimize
        
    • birliktesiniz
        
    • birden
        
    Bence hep birlikte, bu gerçekliği yaratabiliriz, ve umuyorum yapabilirsiniz de. TED وأعتقد أننا معًا يمكننا خلق هذا الواقع، وآمل أن تفعلوا ذلك.
    birlikte gıda bankalarına gittik, ses ve fotoğraf kayıtları almaya başladık. TED وذهبنا معًا إلى بنوك الطعام وبدأنا بأخذ تسجيلات صوتية وإلتقاط الصور.
    Bu, belki de tüm bu koşulları bir arada tutan etken. TED ربما يكون هذا هو الغراء الذي يحمل كل هذه الشروط معًا
    Genellikle sol insan doğasının iyi olduğuna inanıyor, insanları bir araya getirin, duvarları yıkın ve her şey yolunda olacak. TED ولذلك يعتقدُ اليساريون عامةً أن الطبيعة البشرية هي جيدة: تجمعُ الناس معًا وتهدمُ الجدران وسيكون كل شيء على ما يرام.
    Ve uzaktaki arkadaşlarla konuşmak onlarla aynı odada birlikte oturuyormuşsunuz gibi olacak. TED والتحدث إلى صديق بعيد جدًا سيكون مثل جلوسكما معًا في نفس الغرفة
    Teklif edildiği zaman yardımı kabul etmelisin. Unutma, bu işte birlikteyiz. Open Subtitles اقبلي المساعدة حين تعرض عليكِ، تذكّري بأنّنا في هذا الأمر معًا
    Ama bu cehennemde beraberiz, ve alevler ikimizi birlikte eşit derecede yakacak, bebeğim, bu yüzden yapabileceğin en azından arkadaşım olmak, birazcık. Open Subtitles لكننا في هذا الجحيم معًا واللهب يحرقنا معًا بالضراوة نفسها يا حبيبي، فأقل ما يمكنك فعله
    Buna karşı birlikte savaşacağımız ortağa ihtiyacımız var, uluslararası ortaklar, gelişmiş ülkeler. TED علينا أن نشترك مع شركاء عالميين دول متطوّرة، لمكافحة هذه الصراعات معًا
    Şimdi hep birlikte büyük, kolektif, derin bir nefes alalım. TED في الواقع، لماذا لا نأخذ معًا الآن نفساً عميقاً جماعياً.
    Yılın geri kalanı birlikte çalıştıklarında bu anlayış ve empatiyi de sunabilirler. TED وعندما يعملون معًا بقية العام، يمكنهم أن يستحضروا ذلك التفاهم والتعاطف معًا.
    Bu bizim kederimizin sesiydi, bana sarıldıkları hissiydi ve o sabit duvarlar bizi bir arada tutuyordu. TED كان ذلك صوت حزننا. الشعور بأذرعهم حولي، الجدران الثابتة التي أبقتنا معًا.
    Özellikle balıkçılar bir eklem gibi iki kabuğu bir arada tutan organları olan midyelerin bağlayıcı kaslarıyla ilgilidirler. TED يهتم الصيادون بشكل خاص بعضلات المحّار المُقرِّبة، وهي العضلة التي تُمسك بالصدفتين معًا على شكل مفصل.
    Hepsi yapıştırıcılar sayesinde bir arada duruyor ve bu malzemelerde kullanılan yapıştırıcılarla ilgili iki ana sorun var. TED جميعها تثبت معًا بالمواد اللاصقة، وهناك مشكلتان رئيسيتان مع المواد اللاصقة التي تستخدم في هذه المواد.
    Bağlanan bir grup, homojen bir grubu bir araya getiriyor ama köprülü grup farklı gruplardan insanları bir araya getiriyor. TED الآن يجمع ترابط الشبكة الناس معًا من مجموعة متجانسة، بينما يجمع مد الجسور بين الشبكات الناس معًا من مجموعات مختلفة.
    İkiniz uzun zamandır birlikte çalışıyorsunuz ve 2014 yılında Ebola krizi esnasında agresif bir şekilde bir araya geldiniz. TED لقد عملتما أنتما الاثنان معًا لوقت طويل جدًا، والتقيتما في ظروف سيئة عند نشوب أزمة إيبولا في عام 2014.
    Belki kendi başlarına hareket ediyorlar. Belki aynı rüyalardan ilham alıyorlar. Open Subtitles ربّما يعملون معًا أو فرادى، أو لعلّ الأحلام عينها ألهمتهم جميعًا.
    -Tuhaf değil mi? Yine dördümüz birlikteyiz, ama tabii ki bir şey eksik. Open Subtitles ها نحن مجددًا، أربعتنا معًا ولكن، بالتأكيد هناك شيء مفقود
    Sana söyledim. Bu uzun yolda beraberiz. Open Subtitles أخبرتكِ , أننا سنكون معًا لمدة طويلة
    İkimiz birlikte çok kez çalışıp anlaşmaya vardık daha önce. Open Subtitles أنا وأنت قد نستخدم حيلنا معًا في كثير من الأوقات.
    Yatakta beraber oturduk ve her şeyin yıkılışını izledik. Geri dönmem gerektiğimi biliyordum. Open Subtitles ولكن بينما كنّا نجلسُ معًا على السّرير، نُشاهدهما ينهدما، علمتُ أن عليّ العودة.
    Tam olarak ikinci el kitap satan dükkanda birlikteyken dedim sonra kitabı gördüm ve aldım. Open Subtitles لقد قلتُ هذا.. لمّا كنّا بمحلّ الكتب المُستعملة معًا حين رأيتُ الإصدار الأوّل، ومن ثمّ اشتريتُه.
    Buna bir bileşik ya da molekül diyoruz. 26 atom birbirine kimyasal bağlar ile bağlı. TED نحن نسمي هذا مركب أو جزيء، وهو 26 ذرة يتم خياطتها معًا بواسطة روابط ذرية.
    birlikte çalıştığımız iki seferde de... Sen yanıldın ve ben haklıydım. Open Subtitles كل مرّة عملنا فيها معًا كنتَ على خطأ وكنتُ على صواب
    Üçüncü sömestrde beraberdik. Open Subtitles ولقد قضينا الفترة الثالثة معًا.
    Özünde müzik notaları, ama bizleri şekillendiriyor ve birbirimize yakın tutuyorlar. TED إنها درجات وسلالم موسيقية، لكنها تجعلنا كما نحنُ عليه، وتبقينا متماسكين معًا.
    Epey uzun bir süredir birliktesiniz. Open Subtitles انظر، أنتما يا رفاق تخرجان معًا منذ فترة طويلة
    İki çırak birden olur dükkânda, ne güzel. [HAREKETLİ MÜZİK BAŞLAR] Open Subtitles من الرائع أن يكون لي متدربين إثنين يعملان في المحل معًا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more