Kocam Şükran Günü'nü kızıyla geçirir, evde yalnızım. | Open Subtitles | زوجي يقضي العيد مع ابنته دائماً، لذا سأكون وحيدة على أية حال |
Kocam Şükran Günü'nü kızıyla geçirir, evde yalnızım. | Open Subtitles | زوجي يقضي العيد مع ابنته دائماً، لذا سأكون وحيدة على أية حال |
Kocam Şükran Günü'nü kızıyla geçirir, evde yalnızım. | Open Subtitles | زوجي يقضي العيد مع ابنته دائماً، لذا سأكون وحيدة على أية حال |
Babanın, kızıyla vakit geçirmek isteyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعلم أن والدك يريد أن ' يقضي بعض 'الوقت مع ابنته. |
Patrick, kızıyla birlikte olduğunu düşünebildiği kelimeleri buldu. | TED | فباتريك وجد الكلمات ليتصور نفسه مجتمعاً مع ابنته. |
Kocam Şükran Günü'nü kızıyla geçirir, evde yalnızım. | Open Subtitles | زوجي يقضي العيد مع ابنته دائماً، لذا سأكون وحيدة على أية حال |
Babanın, kızıyla vakit geçirmek isteyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعلم أن والدك يريد أن ' يقضي بعض 'الوقت مع ابنته.. |
Chas izinli. kızıyla vakit geçiriyor. | Open Subtitles | إذن، (تشاس) خارج العمل إنه يُحسن أموره مع ابنته |
Chas bu hafta sonu kızıyla vakit geçirecek. | Open Subtitles | سيقضي (تشاس) عطلة نهاية الأسبوع مع ابنته |
Yaklaşık 10 dakika önce kızıyla birlikte kaçırıldığını biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنه تم اختطافه مع ابنته منذ عشر دقائق تقريباً |
Yakalanırsa uzun süre buralarda olamayacağını biliyordur ve kızıyla birlikte olmak anı alma ihtiyacına çağrışım yapmış olabilir. | Open Subtitles | فسيسجن لفترة طويلة و لأنه مع ابنته قد يكون حفز الحاجة لديه ليخلد الحدث |
kızıyla birlikte oraya gidecektin. | Open Subtitles | كنتي ستذهبين إلي هناك مع ابنته |