20. Kademe, İngiliz Özel Kuvvetleri ile birlikte çalışmaktadır. | Open Subtitles | القسم 20 يعمل بشكل وثيق مع القوات البريطانية الخاصة |
Çavuş Ballard, ABD Kuvvetleri ile Kuzeydoğu İspanya'da yerel saat ile yaklaşık 10:30'da temas kurdu. | Open Subtitles | الرقيب. جعل بالارد الاتصال مع القوات الامريكية في حوالي الساعة 10: |
Canidius, kara birlikleriyle kalacaksın istersen, tepeden desteklersin. | Open Subtitles | و انت يا كانيدياس ستبقى مع القوات البرية -تهتف من قمم الجبال لو اردت هذا |
Sen Hava Kuvvetleri'nde kalmalısın. Yazar olarak, geleceğin yok. | Open Subtitles | عليك أن تبقى مع القوات الجوية أيها الكولونيل إنك لا تصلح كمؤلف |
Chemxtech'in Askerle ilişkisini tam anlamamışsınız dedektif. | Open Subtitles | من الواضح أنك لا تفهم علاقة كيمإكستيك مع القوات أيها المحقق |
Güvenilir, gizli ve 70 metrelik atış mesafesiyle dünya genelinde özel kuvvetlerde popüler. | Open Subtitles | له شعبيته مع القوات الخاصة في جميع أنحاء العالم لجدارته لخفّته ودقّته التي تصل إلى 70 ياردة |
Yedi yıl, Özel Kuvvetler. İki kıta. Üç savaş. | Open Subtitles | ،سبع سنوات مع القوات الخاصة قارّتان وثلاثة حروب |
Bu adam özel kuvvetlerden, bizim kaç kişi olduğumuzu bilir. | Open Subtitles | هذا الرجل كان مع القوات الخاصة هو يعلم كم شخصاً لدينا |
Onlara ne ceza verecegimden de emin degilim zaten. Yerel kuvvetlerle de bir gorusecegim. | Open Subtitles | لست متأكداً أي تهمة قد أوجهها لهم بأي حال، سأتحدث مع القوات المحلية |
Bu kadin en kötü zamanlarda Irak'ta bulunup, sakinligini yitirmeyip alaylarla birlikte kalmayi reddetmis biriydi. | Open Subtitles | هذهِ أمرأة ذهبت إلى العراق ، أثناء صدمةالذعروالعروضالمُروعة.. و التي رفضت التطمّر مع القوات. |
Irak Kuvvetleri ile birlikte, bazı giyen maskeler, Karakola saldırı düzenledi. | Open Subtitles | مع القوات العراقية، بعض أشخاص مرتدين أقنعة شنوا هجومًا على مركز الشرطة. |
Komiser Lee Şangay'daki Japon Kuvvetleri ile bir alakanız var mı acaba? | Open Subtitles | القائد لي، أتساءل عمّا إذا كان لديك علاقات مع القوات اليابانية في شنغهاي؟ |
- Deniz Kuvvetleri ile anlaşma yapılmaz. | Open Subtitles | لم تكن هناك صفقة مع القوات البحرية |
George Hammond yüksek nişanlar almış, Hava Kuvvetleri'nde 30 yıldır görev yapan bir gazidir, NID böyle şeyleri umursamıyor olabilir ama hala insanlara bir şeyler ifade ediyor. | Open Subtitles | جورج هاموند ضابط رفيع وملئ بالأوسمة محارب قدير لثلاثين عاماً مع القوات الجوية في حين قد لا تستطيع تحمل مثل هذا الوزن في منظمة إن آي دي |
Rus Hava Kuvvetleri'nde geçirdiğim yıllardan sonra SGC'de pozitif bir katkı yapabileceğime eminim. | Open Subtitles | بعد سنوات عديده من الخدمه مع القوات الجويه الروسيه أشعر بالثقة أني سأكون إيجابياً في المساهمة في قيادة بوابة النجوم |
Üstümüzü değişip gidelim. Askerle girmek istiyorum. | Open Subtitles | لنذهب إلى هناك أريد الدخول مع القوات |
Özel kuvvetlerde olduğum zamanları hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر عندما كنت مع القوات الخاصة |
- Özel Kuvvetler'deki sağlıkçılara. | Open Subtitles | المسعفين المشتركين مع القوات الخاصه.. |
Rech de paralı askermiş, özel kuvvetlerden sonra olmuş. | Open Subtitles | ريك) كان مرتزقاً هو كذلك) هو ذهب كمرافق مع القوات الخاصة |
Onlara ne ceza vereceğimden de emin değilim zaten. Yerel kuvvetlerle de bir görüşeceğim. | Open Subtitles | لست متأكداً أي تهمة قد أوجهها لهم بأي حال، سأتحدث مع القوات المحلية |
Bu kadın en kötü zamanlarda Irak'ta bulunup, sakinliğini yitirmeyip alaylarla birlikte kalmayı reddetmiş biriydi. | Open Subtitles | هذهِ أمرأة ذهبت إلى العراق ، أثناء صدمةالذعروالعروضالمُروعة.. و التي رفضت التطمّر مع القوات. |