"مغذية" - Translation from Arabic to Turkish

    • besleyici
        
    • besin
        
    • besleyicidir
        
    Bu hediye oldukça besleyici, dişi çiftleşme sırasında ve sonrasında bunu yiyor. TED في الواقع تكون هذه الهدايا مغذية للغاية وتأكلها الأنثى أثناء التزاوج وبعده.
    Böğürtlenlerde yağ yoktur yani ayılar için hiç de besleyici değildirler. Open Subtitles التوت ليس به دهن لا يوجد به قيمة مغذية ظاهرة لهم
    Ayrıca,bazı gıdalar protein ve vitaminler gibi besleyici öğeler bulundururken bazıları da çok daha az besin değeri içerir. TED ناهيك عن حقيقة أن بعض الأطعمة تقدم مواد مغذية كالبروتينات والفيتامينات، بينما تقدم الأخرى قيمة غذائية أقل بكثير.
    Eğer toprak içinde hiç besin bulundurmazsa ne olur? TED ماذا لو كانت التربة لا تحوي أي مواد مغذية فيها؟
    Bir yiyecek. Çok besleyicidir. Open Subtitles ، يمكنكِ أكلها إنها مغذية جداً
    Pekala. Bu arada bunların besleyici olduğunu düşünüyorum? Open Subtitles هذا عادل، أفترض أن هذه الوجبات الخفيفة مغذية
    Fakat menüdeki ilk yemek yeşillik değil, israf edilemeyecek derecede besleyici ve de protein zengini olan yumurta kapsüllerinin kabuklarıdır. Open Subtitles ولكن الوجبة الأولة في القائمة ليس الخضار, ولكنغلافبيضتها, غنية بالبروتين و مواد مغذية لا يجب أن تهمل.
    Burada leziz ve besleyici bir yemeğe kavuşacaklarını biliyorlar. Open Subtitles هنا ، انهم يتوقعون تناول وجبة جيدة و مغذية.
    "Kahramanımız güne başlarken, besleyici bir şeyler alıyor." Open Subtitles وعندما كان بطلنا يمضي يومه توقف من أجل وجبة خفيفة مغذية
    besleyici bir kahvaltı etmenize sevindim. Open Subtitles من هذا؟ أنا سعيد كان لديك وجبة فطور مغذية.
    Astronotların nefes verirken saldıkları karbondioksit, mikroplar tarafından yakalanıp besleyici ve karbon bakımından zengin bir ekin yaratılırdı. TED ينتج عن تنفس الرواد غاز ثاني أكسيد الكربون، وتقوم تلك الميكروبات بالتقاط ذاك الغاز وتحوله إلى محاصيل مغذية وغنية بالكربون.
    Foklar sonra daha uzaklara yüzüp daha derine dalıyorlar, burada dron balık kadar besleyici olan daha büyük, yetişkin mezgitleri tanımlıyor. TED ثم تعوم الفقمات لمسافة أبعد وتبدأ في الغوص عميقًا أكثر نحو مكان يظهر فيه للمراكب المسيرة أسماك بلوق أضخم وأكبر سنًا، والتي كأسماك، تعد مغذية أكثر.
    Araştırmalar çocukların sürekli, besleyici kahvaltı yaptıklarında mezun olma şanslarının yüzde 20 arttığını gösteriyor. TED وتظهرُ الأبحاث أنه عندما يكون لدى الأطفال وجبة إفطار مغذية وثابتة، فإن فرصهم في التخرج تزداد بنسبة 20%.
    Fogponik tekniğiyle yani besleyici olarak sis su veya toprak değil, bitkileri büyütmeye yarıyor. TED حيث يكتفي بالضباب كمادة مغذية في الزراعة، وليس الماء أو التربة -- لتنمية النباتات بسرعة.
    Bu program inanılmaz şekilde başarılı oldu, çünkü çocukların besleyici bir kahvaltı yapabilmesi engelini aşmamıza yardımcı oldu. TED كان هذا البرنامج ناجحاً بشكل لا يصدق! لأنه ساعدنا في القضاء على حاجز صعب جدًا عندما يأتي الأمر إلى حصول الأطفال على وجبة إفطار مغذية.
    Katı, besleyici bir malzemenin kalıntıları var. Open Subtitles ...وتحتوي على بقايا لمواد مغذية صلبة
    Yenilemeyenleri besin maddesine dönüştürür. TED يستطيعون تحويل المواد الغير قابلة للأكل إلى مواد مغذية.
    Büyük şirketler besin değeri yüksek olmayan gıdaları çocuklara pazarlamak için yılda 20 milyar dolar harcıyor. TED شركات كبرى تصرف عشرون بليون دولار سنوياً لتسويق أطعمة غير مغذية للأطفال
    Peynirli sosisler hem lezzetlidir hem besleyicidir. Open Subtitles نقانق (توفو) مغذية ولذيذة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more