| Machine Learning ve katkıda bulunduğumuz zekâ için açık kaynak araçlarına sahibiz. | TED | لدينا ادوات مفتوحة المصدر للتعلم الآلي و الذكاء التي يمكننا المساهمة فيها. |
| Birleşerek kurulacak açık, güvenli ve ücretsiz sistemler sayesinde böylesi gözetlemelerden kaçabiliriz, ve bir ülke bu problemi tek başına çözmek zorunda değil. | TED | من خلال بناء معا مفتوحة وحرة، ونظم آمنة، يمكننا أن يرحل مثل هذه المراقبة، ومن ثم لا يملك بلد واحد لحل المشكلة بنفسها |
| Aşağı indim,kutusu açıktı ve bu etrafta fıldır fıldır dönüyordu. | Open Subtitles | نزلت للأسفل فوجدت العلبة مفتوحة وهذا الشيء كان يطير بالجوار |
| Yani, dün tekneyi incelerken, açılmış olduklarını gördüm. | Open Subtitles | أمس , عندما فحصت ذلك القارب أكتشفت أنها كانت مفتوحة |
| - Kapı açıktı. - Siz açtıktan sonra eminim açıktır. | Open Subtitles | ـ لقد كانت مفتوحة ـ بعدما كسرت القفل، أصبحت مفتوحة |
| Kontrol noktasının kapıları sonuna kadar açıldı ve memurlar, hırsızlar, hayvanlar herkes artık eşit olmuştu. | Open Subtitles | بوابة مركز التفتيش تُركت مفتوحة وكان الضباط واللصوص والحيوانات والجميع مع بعضهم البعض. |
| Saban yarıkları açıkta, tohumlar ekilmedi ve aç mideler bekleyemez. | Open Subtitles | الحقول الغائرة مفتوحة و البذور غير المزروعة و البطون لا يمكنها الإنتظار |
| Blok zincirleri bize herhangi bir kaynaktan, herhangi bir birey hakkında kanıt depolanabilen açık, global bir platform yaratmayı sağlar. | TED | قواعد البيانات المتسلسلة تتيح لنا أن نخلق منصة عالمية مفتوحة تقوم بتخزين أي شهادات عن أي شخص من أي مصدر. |
| Ve bu da aynı çocuk amliyattan iki hafta sonra sağ gözü açık. | TED | وها هو نفس الطفل بعد العملية ب 3 أسابيع, و عينه اليمنى مفتوحة. |
| Herkeste var ve oldukça ucuz. Ve onları özgürce, açık lisanslarla yaymak için gereken yazılımlar hiç bu kadar ucuz ve yaygın olmamıştı. | TED | إنه متاح في كل مكان ورخيص نوعًا ما. والأدوات لكي توزعه بحرية وبتراخيص مفتوحة لم تكن أيضًا أرخص من ذلك ولا أكثر توافرًا |
| Her zaman yeni deneyimler için geceleri gözlerimi açık tutarım. | Open Subtitles | فانا دائما ما اترك ليالى مفتوحة من اجل هذة المناسبات |
| - Doğru. Yeni elbisesi yatağa serilmişti, makyaj kutusu hala açıktı. | Open Subtitles | ثوبها الجديد ما زال على الفراش علية مكياجها ما زالت مفتوحة |
| Şuan Suriye durumu ana güvenlik krizlerine dönüştüğü için bu konuda bazı problemler görüyoruz, ama geniş dönemde gerçek şu ki: Orta Doğudaki bütün sınırlar açıktı. | TED | حاليا نلاحظ بعض المشاكل مع الوضع السوري، مع تطور الوضع السوري إلى أزمة أمنية كبيرة، ولكن في الحقيقة لمدة كبيرة، كانت كل الحدود بالشرق الأوسط مفتوحة. |
| Yani, dün tekneyi incelerken, açılmış olduklarını gördüm. | Open Subtitles | أمس , عندما فحصت ذلك القارب أكتشفت أنها كانت مفتوحة |
| Kilisenin kapıları herkese açıktır. | Open Subtitles | إنه من الفضاعة أن تقول ذلك أبواب الكنيسة مفتوحة لكل واحد |
| Oylar açıldı,Şimdi arayın ve 1 saate burda olun. | Open Subtitles | الخطوط مفتوحة. قوموا بالاتصال الآن وعودوا هنا بعد ساعة. |
| Bu yola doğru git onu bulursun ve gözlerini dört aç. | Open Subtitles | اسلك الطريق في هذا الاتجاه وابقى عينيك مفتوحة |
| Gözünüzü dört açın ve aklınız başınızda olsun. | Open Subtitles | ابقوا فقط عيونكم مفتوحة و أبقوا عقولكم متيقظة |
| Leila'nın ruhu açılıyor. | Open Subtitles | روح ليلا مفتوحة. انها منجذبه الى الفكرة. |
| Şimdi portalı açıp sizin Milo ile konuşmanızı sağlamanın zamanı geldi. | TED | وهذه هو الوقت الذي تصبح فيه اللعبة مفتوحة المصاريع وسوف يتمكن اللاعب من التحدث الى مايلو |
| Jaluziler kapalıymış, yandaki kapı açıkmış, köpekler ortada dolaşıyormuş. | Open Subtitles | .. ستائر مغلقة .. بوابة جانبية مفتوحة .. الكلاب تتجول في الخارج .. |
| Elbette hayır. Gözleri bu şekilde açıkken mi? Deli misin? | Open Subtitles | بالطبع, لا, مع وجود عينيه مفتوحة هكذا,هل انت مجنون ؟ |
| Pencerenin kapanmamış olduğunu görünce, gelip kapatabilir miyim, bir bakmak istedim. Neden öyle söylüyorsunuz? | Open Subtitles | لاحظت أن النافذة مفتوحة فأتيت لأرى إن كان بإمكانى إغلاقها |
| Ne yaptığını hiç anlamadım, ama iki saniye sonra onu açtı ve hiç görmediğim çeşitten bir silah çıkarttı. | Open Subtitles | لا أدرى ماذا فعل هناك ولكن فى لحظة كانت الحقيبة مفتوحة وسحب منها أكبر مدفع رشاش رأيته |
| İki farklı dolap bunlarla dolu hiç açılmamış ve kullanılmamış. | Open Subtitles | خزانتان مليئتان بهذه الامور كلها غير مفتوحة و غير مستخدمة |