"مفهوماً" - Translation from Arabic to Turkish

    • mantıklı
        
    • anlam
        
    • anlamlı
        
    • anlamı
        
    • anlamsız
        
    • anlaşılabilir
        
    • anlaşılamamış
        
    Ki buda hiç mantıklı değil, çünkü anlattığım o hikaye. Open Subtitles ذلك لا يصبح مفهوماً , أبسبب القصة التي قلتها ؟
    Sadece mantıklı değildi. Open Subtitles والذي يُصبحُ مفهوماً فقط إذا وَصفتُ أبي.
    Hiç mantıklı değil. Zaman kullanımı açısından özellikle. Open Subtitles هذا لم يعد مفهوماً ، خصوصاً من وجهة نظر تنظيم الوقت
    İşe gelirken radyoda çalan şarkılar bir anda anlam kazandı. Open Subtitles تَعْرفُ، على طريقِي لعَمَل، كُلّ هذه الأغاني على الراديو أصبحَ مفهوماً فجأة لي.
    İnan ya da inanma, bu anlamlı yarısı. Open Subtitles صدق أو لا تصدق , هذا هو النصف الذى من الممكن أن يكون مفهوماً
    Bir bebeğimiz olsaydı, beraberliğimizin bir anlamı olurdu. Open Subtitles إذا كَانَ عِنْدَنا a طفل، هو يُصبحُ مفهوماً لِكي يَكُونَ سوية.
    Ama bu çok anlamsız geliyor. Yani kim böyle çifte hayat yaşar ki? Open Subtitles هذا لم يعد مفهوماً.من بحق الجحيم يعيش حياة مزدوجة هكذا؟
    Bunu faydalı ve hatta anlaşılabilir bir kavram olarak da görmüyorum. TED بل لا أجد في أي من ذلك شيئاً مفهوماً مفيداً أو حتى قابل للفهم.
    Bu yaptığımız bana hiç mantıklı gelmiyordu. Open Subtitles لم يبـدوا مفهوماً لي، لكن مـاذا عسـاي أن أعرف؟
    Dr. Crane, işleri bu seviyeye getirmeden önce ikiniz bir araya gelip dürüstçe bir konuşma yapsanız bu daha mantıklı olmaz mı ? Open Subtitles لا يُصبحَ مفهوماً لَك إثنان لفقط لَهُما واحد مفتوح وصادق المحادثة؟ أوه، بأمانة، دافن، كَمْ تُديرُ
    Söyledikleriniz düşününce mantıklı geldi. Open Subtitles عندما فكّرتُ بما تَقُولُ، أصبحَ مفهوماً حقَّاً إنَّها.
    Bu yüzden güçlerini bağlamamız mantıklı olabilir. Open Subtitles لهذا السبب هو يُمْكِنُ أَنْ يُصبحَ مفهوماً لنا لرَبْط سلطاتِه.
    Söylediklerinin bana çok mantıklı geldi, bu kötü birşey mi? Open Subtitles هذا سيء، ما قالته يبدو مفهوماً بالنسبة لي ؟
    Hiçbir şey bağlanmıyor, hiçbir şey mantıklı gelmiyor. Open Subtitles لا شئ يبقى مفهوماً لا شئ يبدو منطقياً الآن
    Bunca yıl anlam ifade eden bir hayat istedim. Open Subtitles كل تلك السنوات. أريد حياة تصبح مفهوماً. أنت حبيبي، فلدنغ.
    Ancak daha sonra anlam verdiği bir şey görmüştü. Open Subtitles لقد شاهد شيء ما والذي كان مفهوماً في وقت لاحق
    Hayatta her zaman anlam ifade eden tek şey onlardır. Open Subtitles أنه الشئ الوحيد فى الحياة الذى يصبح دائماً مفهوماً
    Zor iş ama bana anlamlı gelmeye başlıyor. Open Subtitles طلقة lt's a الطويلة، لَكنَّه يَبْدأُ بصَبْح مفهوماً.
    Bir daha asla anlamlı konuşamayabilirim. İki başım olabilir veya hiç! Open Subtitles ربما لا يكون كلامي مفهوماً بعد ذلك، وربمايكونلي رأسان،أوبلارأس!
    Bunun bir anlamı olmalı. Open Subtitles لابد من وجود طريقة لجعل كل هذا مفهوماً
    Bu bir maket bıçağı, bunun bir anlamı var çünkü bunu ikinizden birine yanıp tutuştuğunuz bir kuku yapmak için kullanacağım . Open Subtitles هو a مشرط ورق، الذي يُصبحُ مفهوماً لأن سَأَستعملُه لإعْطاء أحدكمِ الصندوقَ الذي تَشتهي لذا للغاية.
    Bu çok anlamsız. Niye geri döndüler? Open Subtitles لا يُصبحُ مفهوماً لماذا عادوا؟
    Bu firmanın bakış açısından tamamen anlaşılabilir bir anlaşmaydı. TED كان هذا اتفاقاً والذي كان مفهوماً تماماً من وجهة نظر الشركة.
    Bu da iyi anlaşılamamış olmasının sebebini açıklayabilir. Open Subtitles وهذا ما قد يفسر كونه غير مفهوماً تماماً،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more