"مقابلتكِ" - Translation from Arabic to Turkish

• tanışmak
• Tanıştığımıza
• Tanıştığıma
• görüşmek
• tanışmayı
• röportajın
• Sizi görmek
• buluşmak
• buluştuğun
• tanışabildik
• tanışabildiğimize

Tanrım sonunda... seninle tanışmak çok güzel.
من الرائع أن أقابلك أخيراً سرتني مقابلتكِ

Ve geri döndüğünde, seninle tanışmak isteyen biri var.
وعندما تعودين، هناك شخص ما يريد مقابلتكِ.

Sadece altı haftası kaldı ve ölmeden seninle tanışmak istedi.
تبقى له ستة أسابيع قبل أن يموت وأمنية ماقبل الموت كانت مقابلتكِ

Tanıştığımıza memnun oldum. Ben gidiyorum. Hemen gelirim.
حسناً،لقد كان من الجميل مقابلتكِ,أنا مغادر

- Tanıştığımıza memnun oldum. - Hayır, memnuniyet bana ait.
يُسعدني مقابلتك لا , يُسعدني أنا مقابلتكِ

- Tanıştığıma çok sevindim. - Ben de Tanıştığıma çok sevindim.
ـ كان من الرائع جداً مقابلتكِ ـ كان من الرائع جداً مقابلتكِ

Ama o ortaya çıkardı ve seninle tanışmak istedi.
لكنه اكتشف ذلك ، وارادَ مقابلتكِ

Sadece tanışmak istedim.
أنا متأسف. لقد كان علي مقابلتكِ و حسب.

Seninle tanışmak da çok hoştu Jack.
لقد كان من الجيد مقابلتكِ ليزلي

Sarah, merhaba... Seninle tanışmak çok güzel.
مرحبًا سارا ، من الرائع مقابلتكِ

Seninle tanışmak isteyen bir arkadaşım var.
إننى أعلم شخصاً، يريد مقابلتكِ

Arthur Campbell ve Teo Braga ili fotoğraflarınız gördüğümden beri sizinle tanışmak istiyordum.
لقد أردت مقابلتكِ منذ ان رأيت صوراً لكِ مع "آرثر كامبل" و "تيو براغا"

Dr. Montague. Tanıştığımıza memnun oldum.
نعم، د. "موناغو" من دواعي سروري مقابلتكِ

- Tanıştığımıza çok memnun oldum Amy.
-من الرائع مقابلتكِ حقاً -نعم ، وأنت أيضاً

- Tanıştığımıza memnun oldum. - Memnun oldum.
من اللطيف مقابلتكم - من اللطيف مقابلتكِ -

Tanıştığıma memnun oldum. Mahkemede iyi şanslar.
أسعدني مقابلتكِ وحظاً موفقاً مع المحاكمة

Geldik. - Seninle Tanıştığıma sevindim.
ها نحن ذا - اسمعي لقد كان من اللطيف مقابلتكِ -

- Seninle Tanıştığıma memnun oldum.
من الجميل حقًا مقابلتكِ. أنتِ أيضا.

görüşmek istedim çünkü filmdeki Frobisher karakterini hâlâ çözmeye uğraşıyorum.
آه ، أردت مقابلتكِ لأنّي لازلت أسعى لايجاد الهويّة المناسبة لفيلم فوربشر

Hayır, ama sizinle tanışmayı uzun zamandır istiyordum bu sabah uyandığımda bugünün o gün olduğuna karar verdim.
لا ، ولكنني أردت مقابلتكِ منذ فترة طويلة وعندما استيقظت هذا الصباح ، قلت لنفسي:

Beraberlik. Charlie Rose ile olan röportajın bunu yaptı. Bana, beni bir daha asla aynı duruma sokmayacağına dair söz ver.
فوز ساحق كان هذا بفضل مقابلتكِ مع تشارلي روز عدني بألا تعرضني

Sizi görmek her daim çok güzel Bakan Hanım.
من الرائع دائماً مقابلتكِ, سيدتي الوزيرة

Bugün burada buluşmak istememin sebebi gözlerinin içine bakmak bu gözlerin ve seni geri istediğimi söylemek içindi.
... سبب أنني طلبت مقابلتكِ اليوم ... هو أنني أريد النظر في عينيكِ ... بداخل عينيكِ

Benimle buluştuğun için teşekkür ederim.
شكراً على مقابلتكِ لى

Yarbay! Sonunda sizinle tanışabildik.
أيتها العقيد يسعدني أخيرا ً مقابلتكِ

Merhaba, ben Karena. Sizinle nihayet tanışabildiğimize sevindim.
(مرحباً , أدعى (كارينا من اللطيف مقابلتكِ أخيراً