"مقارنة" - Translation from Arabic to Turkish

    • yanında
        
    • göre
        
    • karşılaştırma
        
    • karşılaştırıldığında
        
    • kıyasla
        
    • kıyaslandığında
        
    • nazaran
        
    • karşılaştırmak
        
    • kıyaslanamaz
        
    • karşılaştırınca
        
    • kıyaslayınca
        
    • oranla
        
    • mukayese
        
    • kıyaslama
        
    • kıyaslarsak
        
    Rönesans adamlarının kapıyı kırıp bizi parçaladığında hissedeceklerimin yanında hiç kalır. Open Subtitles إنها لا شئ مقارنة بالقطع التي سأتقطعها عندما يفتحوا الباب ليدخلوا
    Buhar, sudan 1000 kat fazla hacme sahiptir bu nedenle muhafaza binalarının boyutları rektöre göre çok daha büyüktür. TED يأخذ البخار حيزاً أكبر من الماء السائل ب1000 مرة لذا تصبح بناية الاحتواء النووي كبيرةً جداً مقارنة بحجم المفاعل.
    Sıçanla karşılaştırıldığımızda özel görünüyor olabiliriz, evet, ama sıçan olmadığımızı bildiğimiz için bu adil bir karşılaştırma olmaz. TED بالمقارنة مع الجرذ، قد نبدو مميزين، نعم، لكن إنها ليست مقارنة عادلة، باعتبار أننا لسنا قوارض.
    Bu çocuklarla karşılaştırıldığında, ne kadar çok yağmur şemsiyeli çocuk olduğunu düşün. Open Subtitles تخيل كم في المدينة الكبيرة ولد بارع مثلك معروف مقارنة باولــئك الفتيان
    Geçen hafta konuştuğum kasabaya kıyasla bu kasaba birkaç ışık yılı önde. Open Subtitles عموما هذه المدينة متقدمة كثيراً مقارنة مع التي تحدثت عنها الأسبوع الماضي
    Az para değil. Ama dünyada halihazırda ilaca harcanan parayla kıyaslandığında çok para da değil. TED ليس شيئًا قليلًا جدًا، لكنه أيضًا ليس الكثير من المال مقارنة مع ما ينفقة العالم على الأدوية بالفعل.
    Bu, yapman gerekenlerin yanında en fazla bu kadarcık bir şey. Open Subtitles هذا الأمر بهذا الحجم، مقارنة بما كان من المفترض أن تفعله
    Diyabet çok yıkıcı olmasına karşın kalp hastalığının yanında masum kalıyor. Open Subtitles على أنّ السكري مدمّرٌ كمرض، إنه أقل أهمية مقارنة بمرض القلب.
    Biliyor musun, senin yanında dostumuz Shapeley amatör kalıyor. Open Subtitles هل تعرف , الشخص المدعو شابيلى مجرد مبتدىء مقارنة بك
    2012 yılında siyahi bir kadın doğum sırasında beyaz bir kadına göre 10 kat fazla ölme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. TED امرأة ذات بشرة سوداء في سنة 2012 واجهت خطر الوفاة أكثر من 10 مرّات عند الولادة مقارنة بامرأة ذات بشرة بيضاء.
    Çok sayıda mutlu çalışanı olan organizasyonlar aksinin olduğu organizasyonlara göre üç kat daha fazla gelir elde ediyorlar. TED المنظمات التي لديها الكثير من الموظفين السعداء لديها ثلاثة أضعاف نمو الإيرادات، مقارنة مع المنظمات حيث هذا غير صحيح.
    - Bu 1,000 metreden oldukça yüksek. - ve, piramitlere göre, daha...büyük mü? Open Subtitles الإرتفاع هنا يزيد عن 1000 متر و هذا مقارنة بالأهرام إرتفاع هائل للغاية
    İçinde değer barındırmayan herhangi bir karşılaştırma sorusunu düşünelim, mesela hangi bavul daha ağır? TED خذ على سبيل المثال أي سؤال مقارنة لا يتضمن قيمة، مثل أي الحقائب أكثر وزنًا.
    Bilirsiniz, kolesterol seviyemin standart ölçekteki insanlarla karşılaştırıldığında ne seviyede olduğunu öğrenmek isterim. TED كما تعلمون، أريد أن أعرف مستوى الكوليسترول لدي مقارنة بباقي الناس على نطاق قياسي.
    Burada yüzlere kıyasla çok daha ilginç sözlü sonuçlar bulduk. TED هنا نجد تقارير شفوية أكثر تشويقًا مقارنة بتجربة الوجوه.
    Atomlarla kıyaslandığında, karmaşık yapımızın tabaka tabaka yapısına sahip olmak için açık biçimde büyük olmalıyız. TED ومن الواضح أنه ينبغي أن يكون الإنسان كبيرًا، مقارنة بالذرات لكي يكون لديه طبقات من البنية المعقدة
    Zenginliklerine nazaran sosyal kalkınmada geri kalan ülkeler de var. TED لدينا بلدان أدائها هزيل فيما يتعلق بالنمو الاقتصادي، مقارنة بثروتهم.
    İkisini karşılaştırmak işe yarayabilir. Ben de tam öyle düşünüyordum. Open Subtitles يمكن أن يفيدنا مقارنة الاثنان ذلك ما كنت أفكر فيه
    Ama benim düşüncem, B kıyaslanamaz derecede daha kötü. TED ولكنني أقول أن السناريو ب هو الأسوء بلا مقارنة.
    Ama onun hayatıyla karşılaştırınca hayatını boşuna harcıyormuşsun gibi hissettirecek. Open Subtitles ولكن كل هذا سيُشعركِ بأنكِ تقومين بتضييع وقتكِ مقارنة بما قامت بهِ
    Diğer şehirlerle kıyaslayınca buranın iyi bir yer olduğunu anladım. Open Subtitles لم تكن سيئة مقارنة بالبلدات الاخرى فهى فى المتوسط
    Bu nedenle ilyak kanadı kültürüne oranla çok çok az ağrı olur. TED وبالتالي فإن احتمال حدوث ألم بعد العملية سيكون منخفضاً للغاية مقارنة مع عملية قطف العرف الحرقفي.
    Zekamı, çalışmayan bir çakmak ile mukayese etmek. Open Subtitles مقارنة ثقافتى بولاعة السجائر التى لا تعمل
    kıyaslama yapmak istemedim. Bu sefer daha kötü olurdu. Open Subtitles لا اعنى ان هناك مقارنة هذا سيكون اسوأ كثيرا
    İnan bana, Fowler, bu çocukların gelebileceği noktayla kıyaslarsak, şimdi birer melekler. Open Subtitles انهم الآن يعتبرون كأعضاء بالكونجرس مقارنة بما كانوا سيكونون عليه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more