Tüm Kastom kabilelerinde kutsaldır... ve bize barışın yolunu gösterecektir. | Open Subtitles | إنها مقدسة لكل أبناء حضارتنا و سترشدنا بطريقنا إلى السلام |
Özgünlüğe giden yol kutsaldır ve herkesin iyiliği için gerçeğin sadece sizi değil herkesi özgür kılacağına güvenmenizi ister. | TED | لكن الدعوة إلى الأصالة مقدسة وللمصلحة العامة، وتطلب منك أن تثق أن الحقيقة لا تحررك وحسب، بل ستحرر كل الناس. |
Merak etme, maskeni çıkarıp bakmadım. İnsanların sırları kutsaldır. | Open Subtitles | لاتقلق، أنا لم أنظر تحت القناع، الأسرار الشخصية مقدسة. |
Kuran, mücadele etmekten söz ettiğinde, her zaman kutsal bir savaştan söz etmez. | Open Subtitles | عندما يتحدث القراّن عن الكفاح فإنه لا يعنى دائما القتال فى حرب مقدسة |
Bize yaklaşmaya hakkı yoktu. Onun suçu. Burası kutsal bir alan. | Open Subtitles | ليس لديه حق للإقتراب منا إنها غلطته ، هذه مساحة مقدسة |
Yeni Başpiskopos asla izin vermez kutsanmış toprağa bir mezar. | Open Subtitles | رئيس الأساقفة الجديد لن يسمح بدفنها على أرض مقدسة |
Doğal dünya onlar için çok korkutucu olduğundan onu ilahi güçlere bağladılar. | Open Subtitles | لقد كانت الطبيعة مرعبة للغاية لهم لذا عزوا أفعالها إلى أمور مقدسة |
Bazı yerler bir İngiliz için kutsaldır. | Open Subtitles | كرجل انجليزى هذة اماكن مقدسة وسرية |
Yaşadığımız bu çağda, bilgi kutsaldır. Bilgi güçtür. | Open Subtitles | في هذا الوقت والزمن , المعلومة مقدسة. |
Bu arazi benim için kutsaldır. | Open Subtitles | هذه الأرض بالنسبة لى أرض مقدسة |
Kiliseniz kutsalsa, kız kardeşimiz de kutsaldır. | Open Subtitles | إذا كانت كنيستك مقدسة فهكذا تكون أختك |
Bu bölge Vietnamlılar için kutsaldır. | Open Subtitles | هذه المنطقة تعتبر "مقدسة" بالنسبة للفيتناميين |
Rüyalar o kadar kutsaldır ki başkaları tarafından kontrol edilemez-- | Open Subtitles | --الاحلام مقدسة لدرجة انها غير قابلة للتحكم |
Ama bilmelisin ki bu renkler kutsaldır. | Open Subtitles | ولكن يجب أن تعرف أن هذه الألوان مقدسة |
Bu, Tanrı'nın kutsal bir lütfu. Ve aramızdaki parasal bir anlaşma. | Open Subtitles | أنتِ حاملٌ بطفل، تلك مسؤولية مقدسة من الرب، واتفاق مالي بيننا |
Belki sana öyle görünmeyebilir ama burası kutsal bir topraktır. | Open Subtitles | ، لربما لايعني لك هذا شيئاً . لكنها أرض مقدسة |
Şu an savaştayız. kutsal bir savaştayız ve kuşatma altındayız. | Open Subtitles | نحن في حالة حرب و حرب مقدسة ونحن تحت الحصار |
Şeytanlar yalnızca kutsanmış silahlarla öldürülebilir. | Open Subtitles | لا يمكن قتل الشياطين الى بالاسحلة مقدسة. |
Herhangi bir nesne de kutsal olabilir, onlara kutsanmış sembolü vermek, Gargoyle'ların görevidir. | Open Subtitles | كل الاشياء قد تكون مقدسة وضع علامات مباركة من الجرغول |
Konuşma, vücudunda hala kutsanmış süngüler var. | Open Subtitles | لا تتحدثي. مازال هناك حراب مقدسة بجسدكِ |
- Bu ilahi bir kehanet. - Kehanetler savaşları kazanmayacak. | Open Subtitles | ـ إنها بشائر مقدسة ـ البشائر لا تجلب النصر فى معركة |
Dini bir tarikat gibiydiler, sayılar onlar için kutsaldı, tanrının dünyadaki suretiydi. | Open Subtitles | كانوا يعملون كطائفة دينية الأرقام كانت مقدسة لهم آلهة تطابق العالم |
...sonsuza kadar kutsanmıştır ve bizler burada verilen inanılmaz fedakarlığa her daim saygıyla anacağız. | Open Subtitles | ...سيكون أرض مقدسة الأبد ...ويجب علينا دائما ... احترام التضحيات |